Yakında mı traducir inglés
7,961 traducción paralela
Bu benim çok yakında Las Vegas'daki tek gecelik gösterimde duyacağınız şarkımın öngösterimi.
This is a preview of a song you will be hearing very soon at my one-night-only Las Vegas residency.
Everglades'de 67 km yol tabelasının yakınında alıkonuldum.
I'm being held in the Everglades near mile marker 42.
- Ama yakında fırsatımız olacak.
But we'll have time, soon. When?
Yakında buradan çıkacaksın, kızım benim...
You'll soon be out of here, my girl.
İnan bana bir paradoksun yakınında bulunmak istemezsin. Tamam mı?
Believe me, you don't wanna be around for a paradox, OK?
Çok yakında, hava akımı yok.
Too close. No tone.
Yakında seninle konuşmak isteyeceğimden eminim.
I'm sure I'll want to talk to you very soon.
Bunların hepsi rüyaymış gibi hissediyorum. Ve yakında uyanacakmışım gibi.a
I feel like, uh..., this is all a dream..., and I'm gonna wake up soon.
Kızım yakında koleje başlayacak.
My daughter is going away to college. I have a million things on my mind.
Yani, umarım yakında ortaya çıkar.
I mean, hopefully he's going to show up soon. Thanks.
Ve gerçekten umarım yakında bir gün benimle tekrar görüşmeyi düşünürsün. - Ben... daha iyi bir haldeyken.
And I really hope you'll consider to... see me again one day soon when I'm... in better shape.
Sukey Ridge yakınlarında büyüdüğünü söyledim.
I'm just saying she grew up near Sukey Ridge.
- Olacak... yakında.
Oh, I'm fixing to, soon.
Ama burada tıkıldığımı düşünürsek sanırım yakında yeterince öğreneceksin.
But considering that I'm stuck in here... I guess you'll find out soon enough.
Evet, yakında onunla beraber Riviera'ya gideceğiz.
Yes, I'm off to the Riviera with him.
Brignoles ya da Frejus yakınlarında bu arabayı başka gören var mı?
Did anyone else see it near Brignoles or Fréjus?
Çok yakında görüşürüz.
I'm going to see you soon.
Düşmanlarımız derisini yaktı ama yakında yeni bir aracı seçecek ve yeniden yükselecek.
Our enemies burned his flesh, but soon he will select another vessel and rise again.
Ben de seni özledim minik kızım. Yakında görüşürüz, söz veriyorum.
_
Umarım yakında oluruz.
Hopefully soon.
Yakında evde olacağım.
I'll be home soon.
Bana bir gece çıkmam için yardım et, Leontiyevna çünkü yakında cepheye gideceğiz.
Help me out for one night, leontiyevna... Because... We'll soon go to the front.
Yakında seni göreceğim.
I'm gonna see you soon.
Yakında seni içeren bir ayin var mı?
Is there an upcoming celestial event that interests you?
Yakında tek baktığımız "Zora polis cenazesinde partide" fotoğrafları olacak.
Pretty soon, all we're gonna be looking at are pics of "Zora partying at cop memorial."
- Yakında umarım.
- Soon, though.
Eğer haklıysam, yakında daha fazlası olacak.
If I'm right, we'll have more soon.
Ve bu yüzden yakında seni eve alamayacağım.
And so will I if I don't get you home soon.
Yakında görüşeceğiz, tamam mı?
I'll see you soon, okay?
.Seni yakında yakalayacağım küçük pislik ve yakaladığımda ise o lanet kafanı yerinden sökeceğim.
I'll catch you soon enough, you little shit. And when I do, I'm gonna take your goddamn head off.
Daha önce söylediğimi biliyorum ama bence aradığım adam çok yakında bir yerlerde.
I know I've said it before, but I really think that making partner - is right around the corner.
- Yakında, çok yakında lezbiyen seksine kalkıştım, yani özel derse ihtiyacım var.
- What? - I committed to having lesbian sex soon, very soon, so I need some tutoring.
İkinizin arasında bir yakınlık varmış, bunun farkındayım.
I'm aware that, um, there was a... fondness between you.
- Umarım yakında bunu değiştirebiliriz.
Hopefully we shall change that soon.
Yakında görüşürüz, tamam mı?
I'll see you soon, okay?
En yakın istihbaratımıza göre, yüzde on civarında.
Well, our most recent intelligence, uh, estimate is running at ten percent.
Sammy üniversite sınavına kaydını yaptırdı mı? - Yakında olacaktı değil mi?
Did, um... did Sammy sign up for the SAT It's coming up soon, right?
Yakında anti-enflamatuar ilaçlarını azaltabileceğimi düşünüyor.
He thinks I'm able to start reducing the anti-inflammatories soon.
Hayır, umarım karantinayı yakında kaldırırlar.
No, hopefully they'll lift the quarantine soon.
- Biliyorum, kulağa biraz ön yargılı gibi geliyor ama hepiniz çok yakın duruyordunuz ve kimse seni okul dışında görmemişti.
I know. I'm sorry that sounded kind of prejudiced, but... it's just that you all stayed so close together and no one saw you outside of school.
Yakında hazırlanman lazım.
You're gonna have to get ready soon.
Keşke yakın arkadaşım olarak seni götürebilseydim ve o tür insanların yanında nasıl davranacağıma dair bana öneriler verebilseydin.
I wish I could bring you as my wingman and you'd give me suggestions on how to act around those people.
Onu çocuklarımın yakınında istemiyorum.
I don't want her anywhere near my kids.
Yine de bu karakter, yanıbaşımda oturan kişi ile kesinlikle hiçbir benzerlik taşımıyor. Yakında bu kişinin fedakar bir baba, adanmış bir koca,... çalışkan bir öğretmen ve yazar ve cinayet işleyemeyecek biri olduğunu öğreneceksiniz.
Yet this character, bears absolutely no resemblance to the person sitting next to me, someone who you will come to know as a devoted father, committed husband, a hard-working teacher and writer, and someone who is
- O yüzden umarım yakında bir fırtına çıkar.
So I'm just hoping a storm is coming soon.
Yarın gece görüşeceğiz, yakında evlerine girerim herhalde.
I'm seeing her tomorrow night, so I should be in the house soon.
- Yakında olacağım.
- I will be.
Çocuklarımın yakınında istemiyorum onu.
I don't want her anywhere near my kids.
Çok yakında tekrar uğrayacağıma söz veriyorum tabi hâlâ buralardaysan, her şey yolunda mı diye bakmak isterim.
I promise I'll stop back here again real soon, if you're still around, just to make sure everything's all right.
Yakında görüşmek üzere dostlarım.
See you soon, my friends.
- Çok yakında, sanırım.
- Too soon, I reckon.