Yâda traducir inglés
123 traducción paralela
"Nesin sen, bir kız yâda bir sihir?"
"What are you, girl or magic?"
"Güzel bir koku yâda bir zehir?"
"What are you, fragrance or poison?"
Zürih'te treni yakalayabilmemiz için... Otobüse binmeliyiz yâda araba kiralamalıyız.
To catch up with the train... at Zurich tomorrow morning, we can either take a bus or hire a car
Bir kız evlat, kız kardeş yâda bir eş olarak daha fazla ödün olmayacaktı.
No more sacrifices at every step as daughter, as sister, as wife
Yâda herhangi bir yakınının adını...
Or a relative's name...
Yâda ortak bir yere mi?
Or there's a good joint...
Peki Pakistan yâda Çin yardım ediyor mu?
So China and Pakistan help you?
Böyle bir çevre... ya adamı adam yapar, yâda adamın hayatını bitirir.
Even you must agree that it's the atmosphere that makes or breaks a man.
Ve her insan öyle yâda böyle görecektir
Man gives Him many forms.
O buraya Mehta ailesini görmeye mi? Geldiniz, yâda yanaşmaya mı?
Why do street performers come to the Mehtas?
Babası terk eden gibi Yâda çocukken
My mother turned a seamstress to give me an education.
Hintli bir kız dünyayı kazanmakla Yâda elbise değiştirmekle değişmez
Winning world contests, and fashionable clothes... cannot change the quintessential Indian girl
Yansa bile dostum, sorun değil. Çünkü bir yerlerde üç yâda dört tane daha kulübem var.
And even if it burnt down, man, it's cool...'cause I got three or four more of these little huts somewhere.
sandım ki sizi Hirogen, yâda bir Borg.
I thought you were a Hirogen, or-or a Borg.
Revirde ne olduğunu bilmiyorum yâda güverte 3 ve 4 de ama eminim ki bunun makul bir açıklaması vardır.
I don't know what happened in Sick Bay or on Decks 3 and 4, but I'm sure there's a perfectly reasonable explanation.
- Bende 10'lulardan Per var. - Yâda dini remi olarak havarilerden Per.
- Or, as we say in religious rummy... a pair of apostles.
Eric'le, Kelso'yla yâda Hyde'la... konuşamıyor çünkü benimle dalga geçiyorlar. Onunla...
Um, he cannot talk to Eric or Kelso or Hyde... because they make fun of me... him...
Hırsız, bisikletçi yâda garson mu?
A thief, biker, waiter?
Bilirsin, belki hayatında ki ani bir değişikli... Yâda başka bir şey seni şoka sokmuş olabilir.
You know, maybe the environment changed too suddenly, or something may have shocked you
Er yâda geç kavga etmeye başlarsınız.
You'll start fighting sooner or later
— Bir adamın güçlü olmalı yâda bunun gibi bir şey — Efendim
- A man needing stamina or something - Sir
Efendim yâda başka bir şey değil. Çünkü...
No sir, no professor, because...
Yâda telefon numarasını.
Or a contact number?
Öyle değil. Bu 10 tane Hintli yâda Pakistanlı değil, bu binlerce asker için.
It was you who used to say that... it's not about ten Indians or Pakistanis but thousands of soldiers
Yâda topluluğumuzdan giden oldu mu?
Who else in our colony?
Oğullarım Samuel ve Jakob eşit oranda bir paylaşım şartı ile Bankada muhafaza edilmekte olan Hisse senetleri ve benzeri belgelerin, kısaca mal varlığımın tadına varmak istiyor musunuz? Soruma tek bir yanıt kabul edilecektir ortak bir evet yâda hayır.
If you, Samuel and Jakob, get my heritage in equal parts, which I deposited in my bank in the form of stocks and bonds?
Yâda Aspirin...
Or the aspirin...
Köle yâda hizmetçi. Karı ya da fahişe... Nasıl istersen.
Slave or servant... wife or whore... she's what you want... and then some more
Yangına körükle gidiyoruz. İnançlarıyla alay ediyoruz, yâda vahşetle tehdit ediyoruz.
We stoke the fire of their indignation... by laughing at their concerns or suppressing them with brutality
İşten, yâda her neyse, Havasız eski bir ofisten daha iyisini hak ediyorsun.
Business, or whatever, anything other than being at that stuffy old office...
Yâda HAN'ın evine gidecek kadar kanıtınız var mıydı?
Or enough evidence to get a warrant for HAN?
Yâda... inancının test edildiğine... daha büyük bir fedakârlık için.
Or... as a test of his faith... maybe a greater sacrifice is necessary.
Bu peri kostümü mü? Yâda benim şımarık kadınsı vücudum mu?
This genie costume, or my naughty stewardess outfit?
Bak, Red herkesin ya sapık yâda geri zekalının birisi olduğunu düşünür.
Look, red assumes that everyone is either a pervert or an idiot.
- Olmaz, deli! Dışarıda, yâda onlar düşünür ben yaparım.
Outside, or they'll think I did it
Yâda Samson'ın kısaltılmışı.
Or short for Samson
Biz her zaman Danimarka yâda İsveç bayraklarını kullanırdık.
We could always use the flags of Denmark and Sweden
Senin öğrenmen önemli değil. Seni olabildiğince uzun korur, Onun normal yâda gay olması kimin umurunda?
As long as he's protecting you who cares if he's straight or gay?
Eğer o normal değilse, ya arkadaşlıkları, yâda bir turist, buna müsaade etme...
If he's not straight or in a relationship, or a tourist at least let him be...
Herhangi bir eş yâda kız arkadaşsız? Evet.
- Without any wives of girlfriends?
Yâda, birisini arayabiliriz.
Or we could just call one.
Yâda üniversitede?
Or in college?
Yâda balina.
Or a whale.
Üstünde yâda odada hiçbir kimlik bilgisi yok.
No ID on her or left in the room.
Yâda birbirleri hakkında bilgi sahibi oldukları hakkında.
Or knowing about each other.
Tesadüfen bir şeyi yâda birini buldu, - ki bu da onu öldürttü?
He stumbled upon something, someone,
Yâda vergi veritabanına ait olmayan bir şeyleri aramak gerekiyor, ama bunu yapmak için gereken sabır...
Or something that didn't belong In the tax database, but the patience to do that,
Otur şuraya Onlarla 9,30'da yâda 10,00'da Görüşeceğiz
Take a seat on this bench.
Yâda parayla alem yaparız.
Or blow it all on booze.
Yâda buna benzer bir şey. - Bravo!
- Bravo!
- Yâda...
- that got him killed?