English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ Y ] / Yüksek sesle

Yüksek sesle traducir inglés

3,723 traducción paralela
Oğlum bana patronluk tasladığında hep yüksek sesle konuşur.
My son always talks very loudly when he patronizes me.
Neden bahsediyorlardı? Yüksek sesle ve samimi bir şekilde konuşuyorlardı.
Loud, lively, like the knew each other really well.
Hazır bunu yüksek sesle söylemişken, bunu yaptığımıza fazlasıyla memnun oldum.
Now that I say that out loud, I'm really glad we did this.
Siz de dedikodu yaptığınız zaman o kadar yüksek sesle konuşmayın.
Don't talk so loud when you gossip.
Lütfen bunu bize de yüksek sesle okur musunuz?
Would you read it for us, please, out loud?
Yüksek sesle.
Loudly.
Peki nasıl oldu da, bu röportajı yüksek sesle okudum ve sanki onun sesini duydum?
How come I can get a voice asistance while I was reading his article.
Yüksek sesle mi konuşuyorum?
Am I talking loud?
Yüksek sesle konuş biraz.
Speak up.
Bones, teorini yüksek sesle ve net olarak dinledim.
Bones, I got your theory loud and clear.
Yüksek sesle oku.
Read it out loud.
Joy yüksek sesle okusun ve sonra karar veririz.
I know, Joy can read it out loud and then we'll decide.
Baltaların sesi duyuldukça içerideki çığlıklardan dolayı kilise daha gürültülü bir hal aldı rahipler daha yüksek sesle ilahiler söylemeye başladı ve sonunda kapı kırıldı.
And as the screaming inside the church got louder, and the chanting by the priests got louder, so did the sound of the axes, until finally... the doors gave way.
Pardon, yüksek sesle mi söyledim?
I'm sorry. Did I just say that out loud?
Son beş ay içinde izlediğiniz bir filmi çok detaylı bir şekilde ve yüksek sesle anlatır mısınız?
Has anybody seen a movie in the last five months, and can you describe the plot in great detail and loudly?
Pardon, yüksek sesle söylemek istememiştim.
I'm sorry, I didn't mean to shout.
Bunu kimseye söylemedim, yüksek sesle söylemedim.
I've never told that to anybody, never said it out loud.
Yüksek sesle dile getirmem gerekiyordu.
I just needed to say it out loud.
Duymamı istiyorsan biraz daha yüksek sesle konuşmalısın.
You got to speak up if you want to be heard.
- Hayır... 2 saat yüksek sesle bağırmadan sonra benim istediğim gibi giyinmesinin onu değiştirmeyeceğini fark ettim.
No... After two hours of high-pitched screeching, I realized, I can force him to dress a certain way for me, but it's not gonna change who he is on the inside.
Bir kez daha yüksek sesle tam şuraya söyler misin?
Could you say it one more time, and a little bit louder and right there.
Yüksek sesle söyle lan.
Say it fucking louder.
Açıkçası bunu yüksek sesle söylerken duyduğuma sevindim.
I'm relieved to hear you say that aloud...
Ernest yazdığı her kelimeyi bana yüksek sesle okumuştur.
Ernest has read every word he writes aloud to me.
Jody bu korkunç sahneyi görseydi yüksek sesle kahkaha atardı.
Jody would have laughed loudly at the entire macabre scene.
Yüksek sesle.
Out loud.
Yüksek sesle konuşamam.
I can't be that loud.
Yüksek sesle konuşma.
Not so loud.
Bunu yüksek sesle yapmak istemiyorum.
I don't want to do it out loud.
Yüksek sesle öyle konuşurum, yüksek sesle okuma sesimdi o.
That was my speaking-out-loud, reading-out-loud voice.
- Bunu yüksek sesle mi söyledim?
- Did I just say that out loud?
Biraz daha yüksek sesle söyle.
You'll have to sing louder.
- Daha yüksek sesle söyleyemiyorum.
I can't say it much louder.
Ve bana bunu kanıtlamam için meydan okumaya kalkarsa bana sağlayacağını söylediğin o görkemli belgeyi çekip çıkaracağım ve yüksek sesle okumaya başlayacağım.
And if tries to challenge me to prove it, I pull out that glorious piece of paper you said you'd provide me with and read it out loud.
Sadece yüksek sesle düşünüyordum.
Just thinking out loud...
Olabildiğince yüksek sesle bağırmanı istiyorum.
I want you to scream as loud as you can.
Seni duyamıyorum dostum, biraz daha yüksek sesle konuş.
I can't hear you, bud. You have to speak up.
Yüksek sesle konuşman gerek dostum.
You've got to speak up, buddy.
Bay Spector, lütfen yüksek sesle konuşun?
mr. spector, would you please keep your voice up?
Lütfen daha yüksek sesle konuşun.
Please speak louder
Her zaman yüksek sesle müzik setini açardı.
He always played his stereo too loud.
Daha yüksek sesle söylemeni istiyorum, böylece arınabilirsin.
I want you to say it louder, so you can get purged.
- Daha yüksek sesle!
Louder.
Bu, şarkıları seçerek, en yüksek sesle dinleyebileceğin bir şey. Hiç kimseyi rahatsız etmezsin, adı da walkman.
This is an upgrade to radio any song can be heard at the highest volume... without disturbing anyone it's called a walkman.
Aklına gelen her şeyi yüksek sesle söylemene gerek olmadığını söylüyorum.
I'm saying you don't have to say it out loud each random thought that you have.
Ve yüksek sesle yapmaya devam edin.
And count out loud with him so he does it right.
Yüksek sesle sayarak devam edin.
You need to count out loud, go ahead.
Bu mektubumu sana açık ve yüksek sesle okumayı umuyordum. Eskimiş sarı bir Victorian evde,
I hope you like this post received loud and clear... in an attractive yellow Victorian house,
- Yüksek sesle söyle.
Can't hear you. No, no, no, louder. What?
" Eğer yüksek sesle söyleyemiyorsan o zaman gerçek değildir.
"If you don't say it out loud, then it's not true."
Sen yüksek sesle neden okumuyorsun?
You don't read out loud?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]