English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ Y ] / Yürüyebiliyorum

Yürüyebiliyorum traducir inglés

128 traducción paralela
Onu satalım çünkü hala yürüyebiliyorum.
Oh, well, let's sell that because, you know, I can still walk.
Yürüyebiliyorum, efendim.
I can walk, sir.
- Yürüyebiliyorum, efendim!
- I can walk, sir!
Yürüyebiliyorum.
I can walk.
Düz çizgide doğru yürüyebiliyorum.
And I can walk a straight line.
Yürüyebiliyorum!
I can walk!
Nagamatsu'ya yaslanırsam biraz yürüyebiliyorum.
I can walk a little if I lean on Nagamatsu.
Mein Führer, yürüyebiliyorum!
Mein Führer, I can walk!
- Tabii yürüyebiliyorum.
- Naturally, I can walk.
- Artık kendi başıma yürüyebiliyorum.
- I can walk for myself now.
Acaba sence neden benden nefret edilmesine rağmen bu avluda yürüyebiliyorum ve yine de kontrol bende?
Why is it, do you suppose, that I can walk through this yard, surrounded by hate, and in total command?
Ama ne yürüyebiliyorum ne de üstümü çıkarabiliyorum.
I just can't walk or undress myself.
- Bak, yürüyebiliyorum!
- See that, I'm walking!
- Ah Tanrım, yürüyebiliyorum!
- My God, I can walk again!
- Normie, yürüyebiliyorum!
- Normie, I can walk! - He's walking!
Rüyalarımda, yürüyebiliyorum.
In my dreams, I can walk.
Yürüyebiliyorum!
I'm cured!
Ben yürüyebiliyorum biliyorsun.
I can walk, you know?
Biliyorsun, yürüyebiliyorum.
You know, I'm quite able to walk.
- Aslında yürüyebiliyorum.
- Oh, I could always walk.
Yürüyebiliyorum, kendime geldim.
I walk and I feel better.
Etrafta yürüyebiliyorum.
I can walk around, so my energy's good.
Yürüyebiliyorum. geceleri dua ediyorum.
I can walk- - I pray at night.
- Tabii ki, yürüyebiliyorum.
- Of course I can walk!
Tanrı Aşkına, yürüyebiliyorum.
! I can walk, for god's sake!
Artık başım dik yürüyebiliyorum, Hafid.
I now walk with my head held high, Hafid.
-... duvar içinden yürüyebiliyorum.
- or walk through walls.
Burada, yürüyebiliyorum.
In here, I can walk.
Yürüyebiliyorum.
I can still walk.
- Çünkü eğer mecbursam biraz yürüyebiliyorum
Because I could walk a little if I had to.
- Yürüyebiliyorum.
I can walk. Guys!
- Bakın yürüyebiliyorum.
Look, I can walk. Fire!
Onların arasında kendi halkımmış gibi yürüyebiliyorum, artık.
Let these Greeks see for themselves how I can walk through my people.
Bu donmuş dünyada özgürce ve fark edilmeden yürüyebiliyorum.
Within this frozen world I'm able to work freely and unnoticed.
- Hala yürüyebiliyorum.
- Well, I can still walk.
Lucas, ikide bir durup soluklanmadan güç bela yürüyebiliyorum.
Lucas, I can barely take a walk without gasping for air right now.
Zar zor yürüyebiliyorum.
I can barely walk.
Acaba sence neden, benden nefret edilmesine ragmen, bu avluda yürüyebiliyorum, ve yine de kontrol bende?
Why is it, do you suppose, that I can walk through this yard, surrounded by hate, and in total command?
- Yürüyebiliyorum!
- l can walk!
Yürüyebiliyorum, dans edebiliyorum.
I can walk, I can dance
Tekrar yürüyebiliyorum!
I can walk again!
Zaten zar zor yürüyebiliyorum.
I can barely walk, much less anything else.
- Baksana, Matt, yürüyebiliyorum.
- Look, Matt, I can walk.
Böylece arkasında yürüyebiliyorum, manzara daha iyi oluyor.
That way I can walk behind her and the view is better.
Eskisi gibi yürüyebiliyorum.
I'm walkinggood as new.
Yürüyebiliyorum.
Oh, no. That-that's cool.
Şuna bir bak, yürüyebiliyorum.
That's cool. I, I'm, I'm supposed to hang with my chick anyway.
Ben yürüyebiliyorum.
I can walk.
Yürüyebiliyorum da! { \ fnCooper Black \ fs36 } Daha iyiyim!
I can walk!
Yürüyebiliyorum artık.
I can walk properly now.
Ben hâlâ yürüyebiliyorum.
I can still walk.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]