Zahmet etme traducir inglés
1,267 traducción paralela
- Zahmet etme.
- Don't bother.
Zahmet etme.
Don't bother.
Zahmet etme
Don't bother.
Leyla, zahmet etme.
Don't bother yourself Leyla
- Zahmet etme!
- Don't go to any trouble!
- Paran için gelmeye hiç zahmet etme.
WHY? EVERYTHING COOL?
Hayır, hayır, zahmet etme.
No, no. Don't bother.
- Hiç zahmet etme.
- Don't bother.
Zahmet etme evlat.
That's not necessary, son.
Zahmet etme ben alırım.
I'll take what's ours.
Eğer yapabildiğinin en iyisi buysa hiç zahmet etme.
If this is the best you can do, don't bother.
Zahmet etme.
Don't bother, you shits.
Selam. Hiç zahmet etme. Ben neden bu partiye davetli değilim?
Never mind "hi" or "Ling." Why am I not invited to this party?
Hiç zahmet etme.
Don't bother.
- Zahmet etme.
- Spare me.
— Zahmet etme.
- Don't bother.
— Zahmet etme, şimdi gidiyorum.
- Don't bother, I was just leaving.
Zahmet etme.
- Don't bother..
Hayır baba, sen zahmet etme.
No, Dad, don't do that.
Hiç zahmet etme.
Don't flatter yourself.
- Hayır. Lütfen. Zahmet etme.
Soon as I pop this in the fridge.
Yoksa Nevada'dan dönmek için zahmet etme.
Otherwise, don't bother coming back from Nevada.
Zahmet etme.
- ( Bell clatters )
Zahmet etme.
Don't get up.
Teselli etmeye zahmet etme Jesse.
Do not worry.
Zahmet etme bütün bunları biliyorum.
We know all that.
Yoksa, gelmek için zahmet etme!
If not, don't bother coming back!
Ayla bir sürü şey yapıp bırakmış. Boşuna zahmet etme.
Ayla has cooked and left a lot of food.
- Gelmeye zahmet etme dedim.
- I said don't bother coming back.
- Hiç zahmet etme.
- Don't trouble yourself.
Oh, zahmet etme.
Oh, no, don't bother.
Zahmet etme!
- Don't bother!
Hayır, hayır. Zahmet etme, Arnie.
No, no, no, don't bother, Arnie.
Eğer profesyonelce yapacaksan, zahmet etme.
If you do it professionally, don't bother.
Hayır, gerçekten baba. Hiç zahmet etme.
Honestly, Papa, don't worry.
Zahmet etme, Baba.
Don't bother, Dad.
Teşekkürler ama zahmet etme.
Thanks, but don't bother.
Hayır, zahmet etme.
No, don't bother.
- Zahmet etme, çok geç.
- Don't bother, it's too late.
Sen zahmet etme.
You needn't bother.
Zahmet etme.
Don't sweat it.
Boşuna zahmet etme.
DON'T WORRY.
Zahmet etme.
- Don't bother.
Kurtzweil'i bulursak seni aramamızı ister misin? Zahmet etme.
- You want a call if we find this Kurtzweil?
- Tekrar gelmeye zahmet etme.
Declan, the door. And don't bother coming back.
Zahmet etme!
- That's not necessary!
Zahmet etme.
It's all right.
Zahmet etme!
Don't even bother!
Beni aramak için zahmet etme, Duncan.
'Don't bother looking for me, Duncan.'
Hayır, zahmet etme.
No, that's okay.
Yoksa gelmeye zahmet bile etme.
Or don't bother coming back.
zahmet etmeseydin 16
zahmet etmeyin 92
etme 17
etmeyeceğim 40
etmez 34
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47
etmelisin 16
etmeyecek misin 23
zahmet etmeyin 92
etme 17
etmeyeceğim 40
etmez 34
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47
etmelisin 16
etmeyecek misin 23