Zararı olmaz traducir inglés
850 traducción paralela
Sanırım bir tane daha almamın zararı olmaz.
I guess it won't hurt to have another one.
Benim bütün dostlarım oraya geri döndüler, bu nedenle soygun suçuna geri dönmek, hiç de bana zararı olmaz.
All my buddies are back there, so going back on a burglary rap, I won't mind that a bit.
Bunun bir zararı olmaz.
That never hurts.
Yani, herhangi bir zararı olmaz
Well, it can't do any actual harm.
İşle eğlenceyi birleştirmenin hiçbir zararı olmaz.
There's no harm in combining a little business with pleasure.
Biraz yürüyüş yapmanın zararı olmaz.
A little constitutional couldn't possibly hurt.
Bir zararı olmaz.
It wouldn't hurt him.
Şey, bir zararı olmaz.
Well, it wouldn't do no harm.
O halde birkaç tane fazlanın zararı olmaz.
And a few more won't make no difference. Hey, you.
- Yaşlı adamı etkilemenin bir zararı olmaz.
- It doesn't hurt to impress the old boy.
- Küçük bir demode eğlencenin kimseye zararı olmaz.
- A little old-fashioned fun can't hurit.
Birazcık rahatlamanın kimseye bir zararı olmaz.
A little relaxation never did harm to anyone.
Paris'te birkaç ayın zararı olmaz.
- A few months in Paris wouldn't do any harm.
Üstelik Cumartesi günü biraz gülüp eğlenmenin kimseye zararı olmaz.
And a little fun and frolic on a Saturday never hurt nobody.
Böyle yerleri ziyaret etmenin bana zararı olmaz.
Wouldn't hurt me none, seeing a little more places like that.
Bay Holmes bu konuda her şeyi biliyor göründüğüne göre, sanırım, anlatmamın bir zararı olmaz.
As long as Mr. Holmes seems to know all about it already I suppose there's no harm in telling you.
Bunun sana bir zararı olmaz.
That won't hurt you none.
Evet, biraz rahatlamanın kimseye zararı olmaz ne de olsa şeytan'ı buradan Austin'a kadar kovaladım.
Yes, a little relaxation is mighty pleasant... after a man's been chasing Satan all the way from here to Austin.
- Araştırmanın bir zararı olmaz.
- It wouldn't hurt to check it.
Adamın söyleyeceklerini dinlemenin bir zararı olmaz, değil mi?
It wouldn't hurt anything to hear what the guy has to say, would it?
Neyse, sormanın bir zararı olmaz.
Anyhow, it don't do no harm to ask.
Onları ıslatsanız zararı olmaz, ateşlerseniz yanmaz.
You can get it wet and it don't do it any harm. You set fire to it, and it just burns.
Bir mevki vermenin zararı olmaz.
It wouldn't hurt to give him a position.
- Tatlım, bir tek içkinin kolaya zararı olmaz ki!
- You mean you want a shot in it? - A shot never did a Coke any harm.
Onun şerefine kadeh kaldırmanın bir zararı olmaz.
Well, there's no harm in drinking a toast to her.
Birkaç dakika zararı olmaz.
A few minutes more won't hurt you.
Sanırım bir kaç hafta dinlenmemin bir zararı olmaz.
Guess I don't mind resting a couple of weeks.
Çok hevesli görünüyordu ve midesine düşkün şişko yağ tulumlarına benzemediği için zararı olmaz diye düşündüm.
She seemed quite eager, and since she's not one of these... fat, self-indulgent little blobs, I doubt that it will do any harm.
Birkaç gün dinlenmenin bir zararı olmaz.
Well, a few days rest won't hurt.
- Zararı olmaz herhâlde.
- I don't think it'll do any harm.
Kimseye zararı olmaz.
You won't hurt anything.
Ama biraz şansın zararı olmaz.
But a little luck wouldn't hurt.
- Zararı olmaz.
- It can't hurt.
Bir zararı olmaz.
Can't hurt anything.
Şey, Sanırım şimdi meyve suyunun bir zararı olmaz.
Well, I guess there's no harm in the juice now.
Ufak bir dini sohbetin kimseye zararı olmaz.
A little religion might be good for thee.
Evet, sanırım, pek zararı olmaz.
Yes, I guess that's harmless enough.
Şey, bir zararı olmaz.
Well, it can't do any harm.
Kimseye zararı olmaz.
It can't hurt anyone.
Konuşmanın sana bir zararı olmaz.
It wouldn't hurt you to speak.
Eğitimin sana zararı olmaz... belki çok daha iyisini yaparsın.
You won't do any worse with an education... and you might do a lot better.
Kahvenin kimseye zararı olmaz, Edie.
- That sure wouldn't hurt a thing, Edie.
Öyle mi? Henüz değil, fakat umarım bir zararı olmaz.
Not yet, but it doesn't hurt to hope.
Belki biraz temizlenip bir şeyler içerim, bunun bir zararı olmaz.
Maybe get myself slicked up a smidge and have a drink, it wouldn't hurt me either.
Başkentteki çocuklar durumun yatışmasına izin verirsen bunun bir zararı olmaz diye düşünüyorlar.
The boys at the Capitol think it wouldn't do any harm if you let this simmer down.
Hiç zararı olmaz.
Wouldn't do a bit of harm.
Bir öpücüğün zararı olmaz.
A kiss won't hurt you.
Yarın sabah görüşmemizin hiçbir zararı olmaz.
It suffices completely, if we meet tomorrow morning.
Kendi odamızda baş başa iki damla içsek bir zararı olmaz ki. Kim bilecek?
Who's to know?
Hayal kurmanın zararı olmaz.
Reverie still is allowed.
Bir milyon dolar deva olmasada zararıda olmaz.
But there's nothing wrong with me that a million dollars won't cure.
olmaz 3739
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
olmaz dedim 29
olmaz efendim 16
zararsız 36
zararsızdır 20
zarar yok 24
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
olmaz dedim 29
olmaz efendim 16
zararsız 36
zararsızdır 20
zarar yok 24