Çama traducir inglés
901 traducción paralela
Nasılsın? - Bu çama ne dersiniz, Bayan Scott?
- How about this pine, Mrs. Scott?
Tanrıçama hizmet yollarını bulmak zorundayım.
I shall still find ways of serving my goddess.
Bak bana.. biliyorum benim tanrıçama verdiğin şeyin.. karşılığını alacaksın.
Look at me and know that whatever you give my goddess is nothing compared to what you will receive in return.
Bir yüzükle cama kazınmış harfler bunlar.
Actual letters scratched into the glass with a ring.
Bakalım o cama adını kazıttıracak ne işler yapmış.
Let's see what business he has being on that window-pane.
Cama bir ilan asmışlar, "Kendi bohçanızı getirin, % 20 kazanın."
They've got a sign in the window, "Bring your own bundle and save 20 per cent."
Cama çakıl taşı atarsan insanlar dolu yağdığını düşünür ve pencerelerini kapatmaya gelir.
If you throw pebbles against a window, people think it's hail... and then they come and close the window.
Şu cama bakın.
Look at that window.
Cama vurunca pencereyi aç.
When I tap on the glass, you open the window.
Şimdi de kırık cama göz atmak için Londra'da dolaşacağız.
Now we're driving about London looking at broken glass.
Bir sürü ağaç dallarını uzatıp cama vuruyorlar içeri girmeye çalışıyorlar.
Too many trees stretch out their branches knock the window try to get in.
Ve cama çarpan yağmurun sesi insanı orada bulunduğuna memnun ediyordu.
And the rain hammering like that on the window made it good to be in there.
Sadece bir böcek. Cama yapışmış.
No, that's just a bug, squashed against the glass.
Ön cama St. Christopher madalyası asıyoruz.
We hang a St. Christopher medal on the windshield.
Parmağıyla cama bir isim yazıyordu.
He was writing a name on it with his finger like this...
Bu akşam cama bak öyleyse.
Then look at the window tonight.
- Cama bakacağım!
- I will look at the window!
Cama bakaca...
I will look at the win...
Cama bakacağım!
I will look at the window!
Ve birden cama dönüşüyorlar.
And presto change glass!
Vitray cama odaklan kamera 2.
Steve on Camera 2 standby on stained glass window.
Bir parça renkli cama bakmak gibi.
Like looking through a piece of colored glass.
Bir de cama yapışmanıza gerek yok!
Don't press your nose to the window.
Ben cama yazılı adresi okudum ve damlamaya karar verdim.
I read your address on the glass and decided to drop by.
Ve cama dokunduğu an... kendini aşağı atmış.
And when he touched the glass... he threw himself through it.
Ön cama bir not koyar, polislere buradaydık deriz.
We could put a note on the windshield and tell the cops we were here.
Sence kum cama mı dönmüş?
Do you think the sand turned into glass.
Ön cama gelip kuzey duvarına destek versinler.
Bring them to the front windows to support the north wall.
Ve sen bana bakıyorsun, ve cama vuruyorsun.
And you look at me, and tap on the window.
Cama dikkat et!
Watch out for the window!
Bu cama geç.
Get back here by this window.
Bu elfenerim vardı ve onu cama vurdum.
I had this flashlight, and I knocked it through the glass
Aptal kafanı cama vurup, cam kırıklarının saçlarına yapışması senin salaklaığın.
Well, that's your stupid trick, sticking that dumb head of yours through that window.
Cama dikkat.
There`s glass there.
Elimi cama kestirmiştim.
I cut myself with a glass.
Sol elini fark ettim... Tabii ki silah sağ elindeydi, ama sol elini cama yaslamıştı.
I noticed that his left hand... he held the gun in his right hand, of course, but the left hand was holding the arm support of the front seat.
Güneşin geçtiği, bir cama sahip olacağız.
Come out of the sun, and we will have a glass together.
Sonra kulaklarını cama dayamış ama yine bir şey duyamamış.
So he put his ear to the glass, but he still couldn't hear.
Hayır. Ön cama bir taş çarptı... burnumun önünde tuzla buz oldu.
A stone hit my windshield... smashed under my nose.
Kurbağalar cama saldırıyor... yılanlar avizelerde.
Frogs attacking windows, snakes in chandeliers.
Cama biraz kumaş parçası takılması gibi mesela?
Now, how about a bizarre touch? A tear-drenched pom-pom impaled upon a splinter of glass?
Nasıl ki kezzap cama etki edemezse bu zorlu ve yanmış bölge de, savaşın sıcak ve yıkıcı etkisine dayanıklı.
As the glass it resists the heat, also this hard and calcined land it resists the corrosive impact of the battles.
Elelrini cama koy. Çabuk!
Put your hands on that windshield.
Ondan beri yaşıyordum çan biçiminde kavanozun altında ve bozulan şuurum cama buğu yaptı.
Since then I've lived under a glass bell and let my rotting consciousness vapour the glass.
Başımı cama çarptım.
A piece of glass fell on my head.
Ön cama da bir bakar mısınız lütfen?
Could you get my windshield, please?
Camdan cama, arka bahçemizin karşısında.
FROM WINDOW TO WINDOW, RIGHT ACROSS OUR BACKYARDS.
Coşkun akan dere, sonbahar rüzgarıyla ürperen yapraklar Cama vurup dağılan yağmur damlaları
A friendly flowing brook, leaves rustling in the autumn wind, raindrops beating against the window.
Cama bir ilan asacağım.
I'm going to hang a sign up
- Tabi, herkes cama sıkışabilir.
Sure... stuck in the widow.
Cama sıkıştım.
I got stuck in a window.