English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ Ç ] / Çok olmadı

Çok olmadı traducir inglés

5,262 traducción paralela
Biliyorum gideli çok olmadı ama buraya gelmen gerekiyor.
I know it's short notice, but I need you to come over.
Bu konuda çok yetenekli olmadığın çok açık.
You're really not a natural at this, are you?
- Bir çok kez evlendim, bir kaç düğünüme geldin bu taraklarda bezim olmadığını hep biliyordum.
I'm not really drinking. Okay, I got married a lot of times. You've been at several of my weddings.
Ve hayatımın ; hiçbir şey hissetmemem gereken ama çok fazla şey hissettiğim ve çevremdeki insanların, tüm bu hislerime gerçekten hazır olmadığı diğer dönemlerindeki gibi.
And all the other times in my life where I wasn't supposed to feel anything, but I felt too much, and the people around me weren't really ready for all of my feelings.
Çok kötü incindiğin için üzgünüm, ama bu diğer insanların incinebilir ya da hassas olmadığı anlamına gelmiyor.
I'm sorry you hurt so bad, but that doesn't mean other people aren't vulnerable or sensitive.
- Çok meşguldüm, vaktim olmadı.
- I was going to tell you...
Sana karşı dürüst olmadığım için çok üzgünüm.
I'm sorry I wasn't completely honest with you.
Buralarda odunluk olmadığı için gerçekten çok şanslısın.
You're really lucky there ain't a woodshed around here,
Urca olmadığını ve adaletin çok uzun süre ertelendiğini söylüyor.
He says there's no Urca out here and that justice has been delayed long enough.
Dediğim gibi, lastiklerin bir cazibesi olmadığı için reklamını yapmak çok zordur.
So like I say, tires ain't pretty but you know, it's very hard to advertise...
Göründüğünden çok daha aptal mı yoksa çok daha zeki mi olup olmadığına karar vermeye çalışıyorum.
I'm trying to work out if you're a great deal stupider than you appear, or a great deal cleverer.
Çok içtiğini ve kendine bile saygın olmadığını.
That you drink too much and you have no self-esteem.
Dinle, senin için hiç kolay olmadığını biliyorum ve annene de çok üzüldüm.
You know, I know that this isn't easy for you and all, and I'm really sorry about your mom.
Çok geç olmadığını söyle.
Tell me that it's not too late.
Ondan daha erken ayrılacak kadar güçlü olmadığım için çok utanıyorum.
I'm ashamed that I didn't have the strength to leave sooner.
Evet. Şu an Susan olmadığıma çok sevindim.
Oh, so glad I'm not Susan right now.
Eğer henüz boşanmadılarsa yalnız olmanın birlikte olmaktan çok da fazla iyi olmadığını kabullendiklerindendir.
If they haven't divorced by now probably means they've just surrendered to the fact that being apart isn't much better than being together.
Çok gerekli olmadığını düşünseydim, asla iptal etmezdim.
I would never cancel if I didn't think it was absolutely necessary.
Çok onur verici bir açı olmadı ama bütün bilgi fotoğrafa sığıyor.
I'm not. It's not the most flattering angle, but it's got all the information, so...
Başka birinin sesi olmadığı sürece şiir okumayı çok zor buluyorum.
I do find it very difficult to uh, gosh, crikey say a poem, uh, unless it's somebody else's voice.
Ted, listen senin için çok önemli biliyorum ama kendi bacaklarıyla kendini geçindiren biri olmadığı sürece listen önemli, bence gitmeliyiz.
Ted, I know that your list is very important to you, but unless you've decided to add having someone feed you your own legs, I suggest we go.
Biliyorum, çok iyi bir anne olmadım.
I know I haven't been a very good mother.
Çok ta sürpriz olmadı değil mi?
Ain't no fucking surprise there, is it?
Mesajda kızına kendisini çok sevdiğini ve özlediğini söylüyor ve sadece iyi olup olmadığını bilmek istiyor.
Dad says he loves you and misses you very much and just wants to know you're all right.
Çok zengin bir bölgeye benziyor ama bu yol gezisinin bir mecaz olmadığına henüz fark ediyorum.
That seems like a very rich area, but I'm just realizing that this road trip is not a metaphor.
Niye ki? Bir zamanlar çok ama çok yakın olup şimdilerde iki yabancıdan farkımız olmadığından mı?
Because we once shared true and stunning intimacies and now we're nothing more than strangers?
Annesinin çok sıcak bir insan olmadığı belli.
I can tell that she's not the warmest person in the world.
Neyse şükürler olsun çocukları olmadı, çok zor olurdu o zaman.
Well, thank God they didn't have kids. That could have been a real nightmare.
Kendinden memnun olmadığını biliyorum Richie ama senden çok daha kötü durumda insanlar var.
I know you're down on yourself, Richard but there are much worse people out there, alright?
Onunla konuşmaya çalıştım. Marcel olmasına rağmen bizim dostumuz olmadığını çok açıkça belirtti.
Well, I tried to talk to her, out of respect for Marcel, but she made it quite clear she is not our friend.
Çoğu insanın bilmek istediği şey bu. Sarhoş olmadıklarında sormaktan çok çekinmeleri dışında.
Now, that is what most people want to know, except usually, you know, they're too scared to ask unless they're drunk.
Hayır, ve üyelerimizin çok stratejik bir durum olmadıkça zaman yolculuğu yapmamasını sağlıyoruz.
No, and we encourage our members to avoid time travel, unless it has been approved for strategic purposes.
Hostelde atmosfer harikaydı. Artık evde olmadığımız çok belliydi.
The vibe at the hostel was incredible and it was clear we weren't at home any more.
Tony, hiç bir şeyi çok isteyip de ona sahip olduğun zaman aslında istediğinin pek de o olmadığını fark ettiğin oldu mu?
Tony, do you ever really want something, And when you got it, You realized it wasn't what you wanted after all?
- Çok fazla şey olmadı.
- Not much.
İşte. Çok zor olmadı değil mi Bay Grove?
There, that wasn't so hard now was it, Mr Grove?
Senin düşünmenin çok da iyi bir şey olmadığı belli oldu.
You thinking, has proven to be not such a good thing.
İşten kaytaran insanları tutuklamaya başladık galiba? Çünkü normalde herhangi bir yasanın çiğnendiğinden emin olmadığımız sürece bu kadar çok para harcamazdık.
Are we arresting people for skipping work, because normally when spending this kind of money, we know for sure a law has been broken.
Şimdi ise kendi kararımızı verme özgürlüğümüze sahip olmadığımızı bizi söylüyor ve bu çok ciddi bir durum.
Now he appears to be telling us that we do not possess the full liberty of our own decision-making after all, and that is a very serious thing.
Genç olmak için daha iyi bir zamanın olmadığı söylenecektir ve savaşmak için çok yaşlı olanların seni kıskandıkları.
You'll be told there isn't a better time to be young and that you are the envy of those too old to fight.
Natasha çok sarhoş olmadığı sürece gösteri yapamazdı.
Natasha couldn't perform unless she was loaded.
Hatta yargıça bileWilden'ın geçmişinin çok da temiz olmadığını hatırlattı.
He even reminded the judge that Wilden didn't have the cleanest past.
- Çok uzun zaman olmadı.
Not long.
Çok kibar insanlar olmadığımızı anlamışsındır sanırım.
You do understand we're not very nice people, huh?
Biederman gibi bir köpek için, kuru mamanın, çok da iyi olmadığını düşünüyorum.
Now, I would argue that's not the best kibble. With a dog like Biederman, you're gonna want to go grain-free.
Size karşı dürüst olmadığım için üzgünüm, ancak hayatımda çok karanlık bir dönemdi.
I'm so sorry I wasn't honest with you, but it was a very dark time in my life.
Daha çok, lisede hiç kız kaldıramamış şimdi de çakabildiği kadar çok kadına çakan ve kendini üzgün olmadığına ikna eden, hiç bir kızın sevmediği aptallar benim tipim değil.
Uh, more like the guy who didn't get any girls in high school so now you bang as many chicks as humanly possible so you can convince yourself that you're not that sad, little dork who none of the girls liked.
Seni kullanmaya çalıştığım ve öyle biri olmadığın halde sana bir pislikmişsin gibi davrandığım için çok özür dilerim.
I'm sorry that I took advantage of you and treated you like an asshole when you weren't at all.
Bu çok uçuk bir örnek olmadı sizce de?
I'm sure that's, an extreme example, no?
Çocukluğuma ait anılarım çok puslu çünkü... 1760'lardan beri çocuk olmadım.
And, uh, events from my childhood, they're so sketchy because I, uh, haven't been a child... Since the 1760s.
Benim işim deneylerin test maymunları için... çok acı verici olmadığından emin olmaktı.
My job was to make sure the experiments wouldn't be too painful for the test monkeys.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]