Çıkıyoruz traducir inglés
5,849 traducción paralela
Çünkü bu gece kurt avına çıkıyoruz.
Because tonight we're going on a wolf hunt.
Dışarı çıkıyoruz.
He's coming out.
Jim, dışarı çıkıyoruz.
Jim, we're coming out!
- Geceleri dışarı zor çıkıyoruz.
- We're punched out for the night.
1 saate yola çıkıyoruz.
Wheels up in an hour.
Dışarı çıkacağımızı sanıyordum. Çıkıyoruz.
I thought we were going out.
Ruj mu sürdün sen? Evet, Teddy'yle tekrar çıkıyoruz.
Yeah, I'm going out with teddy again.
- Yukarı çıkıyoruz sanıyordum.
Thought we were going up.
Aynı kadınla çıkıyoruz sanki.
It's like we were dating the same woman.
Her sene misyon gezisine çıkıyoruz, bu konuyu bir konuşalım.
Well, we take a mission trip every year. We should talk.
Çocuklar dolaşmaya çıkıyoruz.
Guys, we're going for a ride.
Az önce tıka basa karnımızı doyurduk içimizden geldiği gibi gerğirdik osurduk, ve şimdi de çıkıyoruz, tıpkı diğer Amerikalılar gibi.
We've had our ridiculously huge dinner, burped and farted to our heart's content, and now we're leaving, just like any other Americans -
Ve her zaman da aynı kapıya çıkıyoruz.
And we always get to the same place.
15 dakika sonra yola çıkıyoruz.
We step off in 15 mikes.
Aylardır çıkıyoruz.
We've been dating for months.
Yola çıkıyoruz!
We're moving out!
Onların tam altından dışarı çıkıyoruz.
We're going out right beneath them.
Beraber eve çıkıyoruz.
We're moving in together.
Beraber eve çıkıyoruz ve...
We're moving in together, and we're starting a life together.
- Üst kata çıkıyoruz.
We're going upstairs.
Hemen çıkıyoruz.
We are leaving right now.
Beş dakikaya çıkıyoruz tamam mı?
We're out of here in five, okay?
Neden yukarı çıkıyoruz?
LINA : Why are we going upstairs?
- Violet, biz çıkıyoruz.
- Violet, we're leaving.
Restrepo'ya doğru yola çıkıyoruz, tamam.
We're gonna start pushing back to op Restrepo, over.
- Sonra yukarı çıkıyoruz.
Uh, we go upstairs.
Dışarı çıkıyoruz, tamam mı?
We're leaving, okay?
Sıcak tutacak bir şeyler giyin, olur mu? Kötü çocukları göremiyorum artık ben vallahi. Hey, dışarı çıkıyoruz, tamam mı?
Hey, we're gonna go out, okay?
- Dışarı çıkıyoruz.
We comin'out.
Yola çıkıyoruz.
We're on our way.
Üç saate çıkıyoruz.
We leave in three hours.
Bay Berman masumdur ve artık buradan çıkıyoruz.
Mr. Berman is innocent. And we're out of here.
Sürpriz bir tatile çıkıyoruz.
We're going on a surprise vacation.
Hadi gidelim. 12 araçla çıkıyoruz, bütün tuğlalar bütün ilçelere dağıtılacak.
Let's go. We got a dozen cars moving out, every brick, every borough tonight.
- Biz bu tura çıkıyoruz.
Listen, we are doing this tour.
Çocuklar, tura çıkıyoruz, değil mi? Bilmiyorum.
Guys, we're doing this tour, right? I don't know.
Hepimiz Louis'e destek çıkıyoruz zaten, bu konuyu Jessica da halleder.
We've all got Louis'back right now, and Jessica handles this stuff anyway.
Birkaç günlüğüne şehir dışına çıkıyoruz.
We're gonna go out of town for a couple days.
Beyler, hazırlanıyoruz çıkıyoruz.
Gentlemen, let's lock and load and hit the road.
Olmaması gerekiyor. İşte bu yüzden 2 haftalık bir tatile çıkıyoruz, bir maceraya. - Sadece sen ve ben.
Well, it doesn't have to, which is why we are taking a two-week vacation, an adventure.
Yalan söylediğini anlayabilecek kadar uzun zamandır çıkıyoruz.
They're gonna love you. We've been dating long enough for me to know when you're lying.
Beş dakika içinde çıkıyoruz.
All right, we're rolling out... five minutes.
C.F.D.'ye katıldığımızdan beri erkeklerle çalışıyoruz. Her gün kendimizi ispatlamak zorundaydık ve arkamızda dönen onca şeye katlanmaya ancak bununla baş edebilirim. Evet.
Hey, we've been working with guys since we started in C.F.D.
Archie'yle çıkıyoruz biz.
I'm going out with Archie.
Bu çılgınlık, evli bir erkeğin tuvaletinde saklanıyoruz. Bir çift ucuz fahişe gibi.
This is crazy, us hiding in a married man's bathroom like a couple of cheap floozies.
Bir deliği yamıyoruz, ertesi günü başımıza altı tane daha delik yamama işi çıkıyor.
We patch a hole, and six new ones appear the next day.
Biz burada kıçımızı patlatıyoruz.
We work our asses off.
Hayır, dün pazara gittim ve biriyle tanıştım. Şu an mesajlaşıyoruz ve işler biraz cıvık bir hâl aldı.
No, look, I went to the farmers market yesterday, and I met a guy, and we've been texting, and it's got a little bit saucy.
- Yukarı çıkıyoruz.
- We're going uptown.
- Ne zaman çıkıyoruz?
What time's the pick up?
Çıkıyoruz.
We're moving out.