English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ Ö ] / Ölebilir

Ölebilir traducir inglés

1,408 traducción paralela
Ama geleceği değiştirirsen, Pheobe daha erken ölebilir.
But if you change the future, Phoebe might die sooner.
İnsanlar bu patlamada ölebilir.
People will die in the blast. Well...
Ve tek soru, daha iyi şekilde nasıl ölebilir?
And the only question is, how well?
Ölebilir miyim?
I could die?
Eğer yapmazsan arkadaşlarım ölebilir.
If you don't, my friends could die.
- Beni bırakmazsan, ölebilir.
- If you don't let me go, she could die.
- Ölebilir Tim.
- He could die, Tim.
Ben'i düşünüyorum. Ölebilir.
I'M THINKING ABOUT BEN.
- O ölebilir, Maria.
- She might be dying, Maria.
Görev sırasında polisler ölebilir.
Cops get killed in the line of duty.
Kardeşim yarın ölebilir.
My brother could die tomorrow.
- Ölebilir dediler.
- They said she may to die.
Ölebilir.
She could die.
Milyonlarca insan hala ölebilir.
Millions could still die.
Bak, binlerce insan ölebilir.
Look, thousands of people may die.
Tüm kasaba yok edilip bir çok kişi ölebilir.
Many might be killed, the entire town destroyed.
Yakında bir evi olmayabilir. Kimse güzel bir şey öldürmeye girişmez. Fakat bir resif ölürse milyarlarca yaşayan canlı ölebilir.
soon it may not have a home no one set out to kill a beautiful thing but when a reef dies billions of living things die corals appears to be dying faster than normal and the trend is rapidly accelerating most living coral reefs as we know today
Bence bu korkunç oda yerine senin yanında olursa mutlu ölebilir.
I think that if he's with you, he might die happy instead of in this awful room.
- Axis ölebilir
- Axis will die.
Ölebilir misin?
Can you die?
Bunu izleyen herkes, 1 hafta içinde ölebilir.
Everyone watching this could be dead in a week.
İnsanlar ölebilir.
People could get killed.
Milyonlarca masum insan ölebilir.
It could kill millions of innocent people.
Belirtileri gösteren ölebilir.
The one with the symptoms might die.
Başkaları ölebilir ama.
- It might mean that others will.
104 yaşındaki biri nasıl ölebilir ki?
How'd she die? She's 1 04!
Ve onu ölebilir yapar.
and allow him to die.
Yaşayabilir ya da ölebilir.
He can live, or he can die.
Derhal biri gitmezse kızım ölebilir.
If someone doesn't go now, my daughter may be dead.
Başka biri bunun için ölebilir.
Others would die to go.
Yarın ölebilir, bunların hepsini bana ver.
I might die tomorrow, give it all to me now.
Şimdi içeri girip oturup ölebilir miyim?
Now can I come in and die sitting down?
Ve biliyoruz ki acil bir durumda biri hastaneye gidip hastane enfeksiyonu kapabilir ve bu tedavi edilemez ve ölebilir.
And we know we're at a crisis when somebody can go into a hospital and get a staff infection and it can't be cured and they die.
Hepsi bir asker olarak, görevlerinin sorumluluklarını taşıyarak ölebilir.
As soldiers, they may die in carrying out their mission.
O kişi kar gibi beyaz görünebilir ama hem sizi hem de yaşlı bayanı kandırmaya çalışıyor ve yaşlı bayan da her an bir kriz geçirip ölebilir. "
"The person may seem as white as snow, " but wants to cheat you both and the old lady will die with another stroke any day. "
İnsan faaliyetleri bu şekilde devam ederse, dünyadaki mercan resiflerinin çoğu 50 yıl içinde ölebilir.
If human activity continues on its present course, most of the world's coral reefs may be dead within 50 years.
Oğlumuz ölebilir mi?
That our son could die?
Baba, Vaughn şu anda kan kaybından ölebilir.
Vaughn is bleeding to death.
Bir at hazımsızlıktan ölebilir.
A horse can die from indigestion.
Eğer o kişi kalbini korursa o zaman Philadelphia`daki başka birisi ölebilir.
She has a good heart. If she keeps it then somebody else in Philadelphia may die.
Bak annen ölebilir.
Listen, your mom might die.
O bilgi Crichton ile ölebilir.
That knowledge can die with Crichton.
Bu işlem sonucunda ölebilir.
She may die from this procedure.
İnsanlar ölebilir.
People could die.
Tekrar birileri ölebilir!
? Someone else is probably going to get killed if this keeps up!
Değil. Kalbine veya akciğerlerine sıçrarsa ölebilir.
No. lf it spreads to her heart or lungs, she could die.
Bu kadın hasta ve acilen damardan antibiyotik alması gerekiyor yoksa ölebilir.
This woman is ill and needs to be given iv antibiotics immediately... or she could die.
Eğer duygusallaşırsam, hastalarım ölebilir.
I'm a surgeon. If I get emotional, patients die.
- Bu kadar kısa sürede uyandırırsam, ölebilir.
- lf I bring him out too soon, he could die.
Eğer bebeği doğurtmazsak karın ölebilir.
If we don't deliver the baby, your wife could die.
- Ölebilir.
- Or wanna be.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]