Öleceğiz traducir inglés
3,104 traducción paralela
Bu rakamların yüzünden hepimiz öleceğiz.
Kind of numbers will kill everyone.
Hepimiz öleceğiz!
We're all gonna die!
bir daha buradan asla çıkamayız, burada öleceğiz.
We will never come out of this building, we die here.
Pekala, gitmemiz gerekiyor. Yoksa hepimiz öleceğiz.
All right, we got to move or everyone's gonna die.
Biz de burada öleceğiz! - Burada geberip gideceğiz!
And we are gonna die out here, too!
Ya kazanacağız, ya da öleceğiz.
And conquer... the undead.
Eninde sonunda, ikimiz de bu yolda öleceğiz muhtemelen.
Sooner or later, both of us will probably wind up dead.
- Ama artık öleceğiz.
And we're gonna die.
Evet, eğer bir şey yapmazsak biz de öleceğiz.
We will be too if we don't do something!
- Öleceğiz.
We will die!
Yani nihayetinde öleceğiz ama izin verin size bir soru sorayım doktor.
I mean, eventually sure, but... but let me ask you something, doc.
- Yarın öleceğiz.
- Tomorrow we die.
Eğer şimdi gitmezsek, hepimiz öleceğiz.
If we do not leave now, we will all die.
Eğer, şimdi gitmezsek... ... hepimiz öleceğiz.
If we do not leave now, we will all die.
Hepimiz öleceğiz ve hiçlik hâkim sürecek.
We'll all die and then it's just nothingness.
Nasıl olsa hepimiz burada öleceğiz.
What's the hurry? We're all gonna die up here anyway.
- Öleceğiz! - Ölmeyeceğiz!
We're gonna die!
Hepimiz öleceğiz.
- We're all gonna die.
- Hepimiz öleceğiz!
We're all gonna die!
Bir şeyler yemezsek onun gibi yorgunluktan bayılıp, donarak öleceğiz.
Look, if we don't eat something soon, we're all gonna pass out from exhaustion and freeze to death just like him.
Öleceğiz.
We're gonna die.
Eğer kanamayı şimdi durdurmazsak öleceğiz.
But if we don't stop that bleeding now, ain't gonna be nothing left.
Hepimiz öleceğiz! "
We're all gonna die! "
Bu sadece... hepimiz öleceğiz, Ryan hastalığından veya Tessa hastalığından.
It's just... we're all gonna die, whether it's Ryan's disease or Tessa's disease.
Sen ve ben ve ordaki çirkin bebek hepimiz öleceğiz.
See, you and me and that ugly baby over there... we're all gonna die.
Buradan çıkamazsak hepimiz öleceğiz. Bir polisi vurdun.
We're all gonna die if we don't get out of here.
Hepimiz öleceğiz, öyle değil mi?
We're all gonna die, aren't we?
Hepimiz öleceğiz.
How could you? Where there's blame, there's a claim?
Artık daha erken öleceğiz.
We'll all die even sooner now.
O zaman beraber öleceğiz.
Then we'll die together.
Hiçbir şey yok içeride, hepimiz bir gün öleceğiz.
There's nothing inside, for we are dying meat.
Hepimiz öleceğiz.
We're all gonna die!
- Haydi, beyler öleceğiz burada.
Come in. Come on, guys.
# Senin için öleceğiz. #
Jesus, I'll die for you
O kolay... Öleceğiz.
That's easy - - die.
Hemen harekete geçmezsek hepimiz öleceğiz.
If we don't act now, we're all gonna die.
-... ve açlıktan öleceğiz. - Ne eğlence ama.
- and we starved to death.
- Haydi, beyler öleceğiz burada.
- Come in. - Come on, guys. We're gonna die out here.
Bu gidişle hepimiz öleceğiz.
At this rate, we'll all die!
Gerekirse hepimiz öleceğiz!
We'll all die, if we have to!
Hepimiz öleceğiz!
Ahh! Ohh! We're all gonna die!
Kullan onları yoksa öleceğiz!
Use them or we'll all die!
Hep beraber öleceğiz.
We'll die together! It's a bomb!
Bazılarımız, yarın öleceğiz.
Odds are, we're gonna die tomorrow.
Burada kalırsak hepimiz öleceğiz.
We're dead if we just sit here.
Nasıl olsa bir yıl içinde hepimiz öleceğiz.
We're all going to die in a year anyway.
Ama bildiğim bir şey var ki eğer kaseye şekeri koymazsak hepimiz öleceğiz!
All I know is that if you don't do it it'll be the death of you and me.
Öyleyse biz hepimiz öleceğiz.
If so, we're all going to die.
Nasılsa hepimiz öleceğiz.
I mean, we're all gonna die.
Hepimiz öleceğiz.
We're all gonna die.
Burada öleceğiz.
We're going to die in here.
öleceğim 150
öleceksin 176
ölecek 118
ölecek mi 35
öleceksiniz 32
ölecek miyim 32
öleceğimi sandım 17
ölecekler 24
öleceksin 176
ölecek 118
ölecek mi 35
öleceksiniz 32
ölecek miyim 32
öleceğimi sandım 17
ölecekler 24