English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → inglés / [ Ü ] / Üst

Üst traducir inglés

14,429 traducción paralela
Mike, Bay Gao bir dahaki yemek için üst katta görüşmek istiyor.
Mike, Mr. Gao would like to see you upstairs for the next meal.
Birmingham Yardım Komisyonu da üst kattaki üç çürük tahta zemini dikkate almayıp bu ay içinde bize ruhsat vermeyi kabul etti.
- Mm-hm. And the Birmingham Charity Commission have agreed to set aside the three rotten floorboards upstairs and grant us a licence within the month.
İçtenlikle seni üst kata, benimle panzehir için oyun oynamaya davet ediyorum.
I cordially invite you to come upstairs and play a game with me for the antidote.
Şimdi üst katlar.
Now upstairs.
Strange'in bu canavarları yaratmak için kullandığı teknoloji çok üst düzey olmalı.
The technology Strange is using to create these monsters must be very advanced.
O adam benim üst rütbem.
He is my superior officer.
Susamlıların üst kısmı yukarıda kalmış.
The sesames landed face up.
Ve evlerin üst kattaki odalarını kiralamaya başladı.
And she started renting the room upstairs.
Biraz üst tarafta...
You got a little... yeah.
- Kolun üst bölümünde çıkan triseps var mı?
- See any raised triceps in the upper arm area?
Benim de kendi yaşadıklarım vardı ve beni alt üst ediyordu.
I had all my own shit going on over here, and it's just been fucking me all up.
Siyasi partilere para sağlıyorlar ve aklına gelen tüm üst düzey masalarda bulunuyorlar.
They fund political parties, they're at every top table you can name.
En üst katta, bir saat sonra.
Top floor. One hour.
- Neden olmasın ki? Türkler tüm intel uçuşlar için daha üst düzey talep gerektiğini söylüyorlar.
The Turks say they need a higher-level request for all flight intel.
Devlet yetkisi çok üst seviyede.
Her government clearances go very high.
Alex üst katta.
Listen, Alex is upstairs.
En üst düzey * WMD'ye erişimimiz var...
We have access to the ultimate WMD.
Fortune 500 şehirdeki en üst seviyedeki organize suç örgütüdür.
The Fortune 500 are the top tier of organized crime in this city.
Arabasını iki gün üst üste almak istemedim.
I don't wanna borrow his car two days in a row.
- İngiliz üst sınıfında çok popüler.
Very popular with English ruling class.
Şimdi, Trey üst katta ve cezalı.
Now, Trey is upstairs, grounded,
- Köpek görevi üst katta.
- Dog duty upstairs.
Silahşörler yüzünden tüm planlar alt üst oldu.
The plans were ruined by interfering Musketeers.
Öyle üst düzey ayrıcalıkları olan bir dünyada akıllı, melez ve diyabet hastası bir kız için hayat zordu.
You know, the world of unquestioned privilege, I think was tough on a smart mixed-race kid with diabetes.
Kızın bağırdığını duyduk. Biz de üst kata çıktık.
We heard a lot of shouting, so we came up.
Yine de avlanmayı çok seven İngiliz üst sınıfı adına çalışıyorsunuz.
And yet you represent the interests of the British ruling class, who are very fond of it.
X ışını kırılması ile diğer üst seviye yöntemlerden kurtulur.
Should throw off your X-ray diffraction and some other higher-end methods.
Bir kıdemli partner, üç tane de üst düzey avukat.
There's four of them. One senior partner and three high-level associates.
Seni daha üst düzey bir yere götürmek istiyordum.
You know, I was willing to take you to a more high-end establishment.
İşleri bir üst seviyeye çıkarın diyorum.
I'm saying take it to the next level.
Madem bir üst seviye istiyorlar biz de onlara üst seviyeyi vereceğiz.
The network wants next level, we're gonna give them next level.
Dirsekler, ayağın üst kısmı, diz.
Elbows, insteps, knees.
Adamları üst düzey güvenlik seviyesinde.
His people are on high alert.
Tutuklamalar bugün gerçekleştirildi. Banka soygunlarında üst düzey FBI ajanlarının yardım ettiği ortaya çıktı.
Arrests were made today tying upper-level FBI agents to a series of local bank robberies.
Laird üst katta.
Laird is upstairs.
Elbise 400 yıllık adaletsizliği tamir edecek. görkemli folyo baskı modelliyle gece elbisesi olduğunu borazan çalarak ilan eden üst kolu ile birlikte.
It's about fixing 400 years of injustice in the dress, which is a cap sleeve, trumpet hem gown with a foil print pattern, and it's gorgeous.
Sen konuşurken yüzünü alt üst yaptığımda..... ilgileniyormuş gibi görünmek zor değil.
It's hard not to look interested when an upside-down face is talking at you.
Kulağa, üst kalite, uluslararası ve seksi bir yer gibi geliyor.
It sounds upscale, international and hot.
Daha önce bu kadar üst üste reddedilen birini görmemiştim.
I've never seen somebody get rejected so many times in a row.
Mermi yaralanması, sol üst bölge.
Man versus bullet, LUQ.
Karında iki yara, sol üst bölge.
Two wounds to abdomen, left upper quadrant.
Ve burada, alt kattan sıkıldıysan üst kata çıkabilirsin?
And if you get bored down here, you can always go upstairs...?
Daha çok üst vücuduna odaklanmalısın.
You're going to have to concentrate on more upper body stuff.
Burası üst düzey gizlilikte bir merkez.
- This is a top secret facility, Mr. Olsen.
Sağınızdaki 4. koridorda, sol üst rafta.
It's the 4th aisle on your right, top left shelf.
Küstah gibi görünmek istemem ama parkın sağlayabileceklerinin en üst noktasında bu var.
Now, I don't want to appear immodest, but this is the apex of what the park could provide...
Eleanor, plak dolabında bir Glock yatak odası dolabının üst katında da 12 kurşun var.
Eleanor, there's a Glock in the record cabinet, and a 12 Gauge on the top shelf in my bedroom closet.
Misinayı çekebilmek için üst gövdenin çok kuvvetli olması gerekir.
You got to have a lot of upper body strength to hand line.
Bu üst düzey davadan gelen raporlara göre jürilerden birinin hiç susmadığını ve sürekli soru sorarak ön plana çıktığını söyleyebiliriz.
In this high profile case, initial courtroom reports note an annoyingly inquisitive jury.
Bilginiz olsun, tek kullanımlık plastik bardaklarımız da var. Kelimenin tam anlamıyla elinizin altındalar, o yüzden her seferinde o seyyah ellerinizle vitrini alt üst etmenize gerek yok.
As a reminder, there's some plastic disposable cups, literally, right there, so there's no need to rummage through the cabinets with your travelers'hands.
- Çok üst düzey sorunlar bunlar.
These are high-class problems.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]