Şeytanlar traducir inglés
1,999 traducción paralela
Sizi küçük İtalyan şeytanlar... Aşkı mı öğrenmek istiyorsunuz?
So you little Italian devils you want to know about love?
Şeytanlar mı?
Demons?
Daniel şeytanlar tarafından rahatsız ediliyordu.
Daniel was suppressed.
Büyücüleri ve şeytanları avlamak, Tanrı'dan çok insanlara hizmet ediyor.
The hunt for necro informants and demons gives people more than God.
Şeytanlar ve büyücüler aramızda.
There are demons and necro informants among us.
Ve eğer yaşam stilimi değistireceksem, ve kafamdaki şeytanları tamamen susturacaksam, hamburgerin anavatanı, Amerika'dan başka bir yeri düşünemezdim.
I'm the sort of bloke that likes to tackle my demons head on. So, I couldn't think of a better place to be food free, than here in the US., the home of the hamburger.
Beyaz şeytanların bizler için bir şeyler yapacağı hiç aklıma gelmezdi.
I never thought that the white devil would do anything for us.
Cehennem boşalmış, şeytanların hepsi burada!
Hell is empty and all the devils here!
"Cehennem boşalmış, şeytanların hepsi burada!" diye bağırdı.
Hell is empty and all the devils here!
Alkışlarınız, Mavi Şeytanlar için!
Give it up for your Blue Devils!
Bütün her şeyi şu tapınak şeytanlarına bırakarak okul gururumuzu nasıI ayaklar altına alırız?
How can we exhibit school pride when we're conveyed to others as Satan worshippers?
"Sana itaat mi edecekler yoksa kendi şeytanlarıyla kavgaya devam mı edecekler?"
"should they bow to you or keep fighting their own demons."
Bu kitap çeşitli türlerdeki şeytanları tarif ediyor.
This book describes the various kinds of demons.
Bu yüzden, Hristiyansanız ve İncil'e inanıyorsanız ve Yüce İsa'ya inanıyorsanız, şeytanların varlığına da inanmalısınız.
Therefore, if you are Christian and you believe in the Bible and you believe in Jesus Christ, you have to believe in demons.
Herhangi bir insanın içinden çıkan o gördüğüm şeytanlar gibi değil.
It's not like I saw any demons come out of anybody.
Orada fazlasıyla cehalet ve yoksulluk var ve o ikisinin arasında zamanın durduğunu hissedersiniz şeytanlar ve iblisler için harika bir çiftleşme mekanıdır.
There's a lot of illiteracy and a lot of poverty, and between that and the stopped-in-time feel of the place, it's like a perfect breeding ground for demons and evil and...
Şeytanlar ve alçaklar.
Demons and scoundrels
"Dev Pratap karısını kurtarmaya gidiyor... benimle birlikte, tüm şeytanları yıkmak için." yazıyor.
"Dev Pratap is going to rescue his wife... "... with me... "... to destroy all evil "
Sanki çevremde sürekli dolaşıp duran şeytanlar var.
- It's like there was these demons that were always just hovering around.
Şeytanlar, öyle mi?
- The demons, huh?
Ve sonra ben ve şeytanlar baş başa kaldık.
And then it was just me and those demons.
O şeytanlar beni pişman olacağım şeyleri yapmaya zorladılar, seni bırakıp gitmek gibi.
- It was them that made me do so many regrettable things, like leaving you.
Bu Dünya, Riverworld şeytanlar tarafından inşa edilmiş ve paganlar ve putperestler tarafından yönetilen bir araf.
This world, This Riverworld, Is a purgatory,
Şeytanlar dışarı.
Demons come out.
Canavarlar ya da şeytanlar görmeyi bekledik ama olmadı. Başlangıçtaki bir kısım John Grisham filmindeki gibiydi.
We kept expecting monsters or demons to appear, but they didn't... the bit at the beginning was like John
Bu gece şeytanları susturmakta zorluk mu çekiyorsun?
So, you're having trouble quieting those demons tonight?
- Bu dünyanın şeytanlarını insanlar yarattı.
Man begets the evils of this world.
Hikayeleriniz hep tanrılar, canavarlar, şeytanlar ve melekler üzerine. Onların nereden geldiğini sanıyorsun?
Your stories of gods and monsters and devils and angels and, where do you think they come from?
* Soğuk hayaletler, şeytanlar *
* Cold apparitions, demons *
Bu toz cadılar için, ve şeytanları ortaya çıkaracak.
It is of the witches themselves and will unmask the evil ones.
Ve bu şeytanların elinde ölen o masum insanlar için.
And for those innocent ones who've died at the hands of these demons.
Madde bağımlılığı toplantılarına birlikte gittik ve ortak şeytanlarımızla yüzleştik.
We went through addiction counseling together, And faced our mutual demons.
Bu küçük şeytanlar harika!
Breathtaking little devils.
Sizi şeytanların ordusu sanmıştım ama değilmişsiniz.
I thought you were an army of devils, but you're not.
Ama George ve Nina'yı toplum içine salamayız Ve şeytanlarının daha fazla masum ruhu kirletmesine izin veremeyiz.
But we cannot release George and Nina back into society and allow their demon to steal more innocent souls.
O zaman peşlerinde şeytanların olduğunu söyleriz.
Well, then tell her demons are after'em.
O gece şeytanları kovmuştuk.
Some demons were gone that night.
Şeytanların, bu adamın kellesine ödül koyduğunu söyledi.
The demons were putting out a bounty on this guy. - A bounty?
Şeytanları değil, seni seviyor, aptal.
- What do you mean? - She doesn't like Satan, you moron.
Vampirler günümüzün şeytanları için bir benzetme.
Vampires are a metaphor for the demons of the day.
Düşman hakkında konuşuyorlarken şeytanlar o gece saldırıyor.
They talk about the enemy, the demons that attack night.
Kızın şeytanları en iyisindenmiş.
that her demons had gotten the best of her.
Şeytanların arasında yaşıyoruz.
We live amongst demons.
Kasaba şeytanların peşinde.
The town's gone mad running after the demons.
- Şeytanları da suçluyormuş.
He also blamed demons.
- Şeytanlar mı?
Demons?
Doğru. Şeytanlar.
That's right.
Öz babası Vernon da şeytanlar gördüğünü söylemişti.
Vernon, his birth father, said that he saw demons, too.
Doktorlar mı, şeytanlar mı?
Who, the doctors or the demons?
Şeytanlar o zaman mı geliyor?
Is that because that's when the demons come?
- Şeytanlar mı?
The demons?