Alacağım traducir español
25,314 traducción paralela
Pekâlâ, eşyalarımı alacağım.
De acuerdo. Voy a coger mis cosas.
Ödülü ben alacağım!
¡ Me voy a llevar la recompensa!
Afganistan, sana bir harita alacağım.
- Afganistán, y voy a conseguirte un mapa.
Kızımızı geri alacağım, tamam mı?
Voy a recuperar a nuestra chica, ¿ de acuerdo?
Sana söz veriyorum, senden aldığını ben de ondan alacağım.
Te prometo que le arrebataré lo que él te arrebató.
Biraz hava alacağım ben.
Iré a tomar algo aire.
Parçalama yaptıkları eski alana gidip işimi halledeceğim ve dönerken seni yoldan alacağım.
Es por eso que sabes que tengo que hacer esto solo. Tan solo tengo que llegar a la antigua competición de carreras de destrucción. me encargaré del asunto, y te veré cuando regrese de ahí.
O parçamı nasıl geri alacağım?
Cómo recupero esa parte?
Bir tane alacağım.
Solo quiero una.
Sadece çantamı alacağım.
Solo tomaré mi bolso.
Çantamı alacağım sadece.
Solo tomaré mi bolso.
Öncelikle havalı, süslü püslü bir şapka alacağım.
Primero, me voy a comprar un sombrero, muy, muy caro.
Sonra "Şapkama bakın!" yazan bir tişört alacağım.
Y después una camiseta que diga : "Ey, mira mi sombrero".
Gidip kahve alacağım.
Voy a buscar café.
- Ben de ondan alacağım.
- A mí también. - Y a mí.
Muayene sonucu iyi çıkarsa sana pastırmalı cheeseburger alacağım.
Bueno, te voy a traer una hamburguesa de tocino Tan pronto como esté claro.
Elbette ona hediye alacağım.
Claro que voy a comprarle un regalo.
Biliyor musun, bir risk alacağım ve eski otobüs tuvaletini kullanacağım.
Voy a arriesgarme, a ver qué tal es el viejo lavabo del bus.
Pekâlâ. Yağmurluğumu alacağım.
Llevaré mi cazadora.
Yağmurluğumu alacağım.
Me llevaré la cazadora.
Onu alacağım.
Me lo llevo.
Payıma düşeni de alacağım.
Y me llevaré el mérito.
- Onu geri alacağım.
Voy a ir para recuperarlo.
Onu geri alacağım!
¡ Yo la recuperaré!
Ben kızımı alacağım ve Lola serbest bırakılacak.
Conseguiré que mi hija y Lola sean liberadas.
Ne zaman alacağım?
¿ Cuándo la tendré?
Alacağımı halka, orospu çocuğu seni görüyorum.
Te vere en el cuadrilatero, desgraciado.
Sonra terk alacağımı.
Luego te dejare.
Alacağımı sonra onları kapalı tutun ve. Sonra atlama EDECEĞİM.
Los entretendre y luego saltare.
Yapmam gereken önemli bir sunum var ve ben çok yorgunum. O yüzden Olson İkizi boyunda, espressolu Red Eye alacağım.
Mañana tengo una presentación muy gorda y estoy que no me tengo, así que quiero un Red-Eye triple bien cargado en el tamaño Gemela Olsen.
Ödeyeceğim. Tekrar randevu alacağım.
Me va a pagar, voy a volver a programar,
Alacağım.
Lo conseguiré, Voy a conseguirlo,
Çinlilerin mekânından donat alacağım.
Estoy rosquillas Get gonna en el lugar de China,
Ben gidip benim turtama içecek alacağım
Voy a por algo de beber para mi Pastelito Pixel.
Fakat senin yaratıcın benim arkadaşımın güzelliğini çaldı Hem de izni olmadan Bizde kardan alacağımız paydan bahsediyorduk
Pero tu diseñador le ha robado su identidad a mi amiga sin su consentimiento, así que tenemos derecho a un porcentaje de las ganancias.
Hayatımı ortaya koyacağım ve 56 milyar wonun sorumluluğunu alacağım. Hayır... 56 milyar wonluk kar etmenizi sağlayacağım.
Pondré mi vida en juego y asumiré la responsabilidad por los 56 millones... no... produciré 56 millones de won en ganancias para usted.
Şey sanırım alacağım.
B-Bueno, supongo que me lo quedaré.
Tamam, sana bir parça turta alacağım.
Muy bien, te voy a comprar un pedazo de pastel.
Bilirsin işte, striptiz kulübünde biraz daha özel iş alacağım.
Sabes, tendría más privacidad trabajando en un club de strippers.
- Payımızın hepsini alacağımızdan emin misin?
- Usted ciertamente sabe mucho, Curtis?
- Bir alacağım.
- Voy a tomar uno.
Ben kendime bir bira alacağım.
Voy a tomarme una cerveza.
Rahibeler risk alamadı ama ben onlara bizim alacağımızı söyledim. Çeviri : mircelona *
Las hermanas no pudieron tomar el riesgo, pero yo les dije que nosotros lo haremos.
- Tek başımıza değil, yardım alacağız.
No estaremos solos, tendremos ayuda.
Bir mektup alacağım.
Debo buscar una carta.
O zaman numarasını alacağım.
- Entonces te voy a pasar el número.
Zaten bizim hakkımız olan kadarını alacağız.
Solo estamos tomando una parte de lo que nos corresponde.
Sana hedef alacağın bir şey bulalım.
Te diré a dónde apuntar.
Şimdi arkadaşımızı geri alacağız!
¡ Bien, compañeros! ¡ Recuperemos a nuestro compañero!
Cevabınızı verirken göz önüne alacağınız şeyin rütbemin ve makamımın gerektirdiği saygı olmasını öneririm. Yaşımın ve cinsiyetimin değil.
Le pido que me dé una respuesta acorde al respeto que merezco por mi rango y mi cargo, no al que pueda sugerirle mi edad y mi género.
Telefonlarımızı ne zaman geri alacağız?
¿ Cuándo recuperaremos nuestros móviles?