English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ A ] / Aramadı

Aramadı traducir español

5,974 traducción paralela
Beni 3 gündür aramadı.
No me ha llamado en tres días.
Elbette sadece bahane aramadığınız sürece.
A menos que esté buscando excusas.
Eğer beni Alison'ı incitirken gördüysen, neden polisleri aramadın?
Y si me viste herir a Ali, ¿ por qué no llamaste a la policía?
Eğer beni Ali'ye zarar verirken gördüysen o zaman neden polisleri aramadın?
Y si me viste herir a Ali, ¿ por qué no avisaste a la policía?
Dün akşam aradım ve hâlâ beni geri aramadı.
Lo intenté anoche y no respondió.
- Aramadım.
- ¿ Dónde está Hanna? - No la he llamado.
Dinle, dün gece geri aramadığım için üzgünüm.
Siento no haberte llamado anoche.
Geri dönmediğini söylemek için neden polisi aramadınız?
¿ Por qué no llamó a la policía?
Mektup yok, aramadın bile.
Ninguna carta, ni siquiera una llamada telefónica...
Neden birimizi aramadın?
¿ Y no llamaste a ninguno de nosotros? ¿ Y decirles qué?
En azından elbiselerimi çıkarttırıp üstümü aramadı.
Por lo menos me ha quitado de la lista de sospechosos.
Aramadı hiç.
No se nada de él.
- Kader hakkında konuşmak için aramadın.
- No llamaste para hablarme del destino.
Hiç aramadı.
No llamó.
- Bizi niye aramadın?
¿ Y no nos llamaste?
Buraya gelip beni tekrar aramadığın için teşekkür etmeye geldim!
Solo quería venir a darte las gracias por no devolverme nunca las llamadas.
- Neden aramadı, anlamıyorum doğrusu.
Solo es que no entiendo por qué no ha llamado.
Aramadı, mesaj atmadı.
No ha llamado, no ha mensajeado.
Niye aramadın?
¿ Por qué no me llamas más?
Aramadın, Tom'dan duydum.
Y no llamaste, tuve que enterarme por Tom.
Başsavcı hiç aramadı.
Nunca llamaron al Fiscal General.
Eğitim zayiatı olarak bildirilen ve kimsenin aramadığı bu askerleri bodrumdan çıkartmak için FBI'ı yabancı bir Büyükelçiliğe sokmayı başardın.
Fueron declarados como desaparecidos en acción, nadie los buscaba... pero conseguiste que el FBI asalte una embajada extranjera... y saque a los soldados de ese sótano. Lo hiciste.
Beni aramadı bile!
- Sí. ¡ Ni siquiera pudo llamarme!
Seni aramadı çünkü, ciddi değildi.
Liz, por favor. No. No te llamó porque porque...
Geri aramadım ama mesajına çok sevindim.
Sé que no te llamé, pero aprecié tu mensaje.
- Sakin ol, iş için aramadım.
No estoy hablando como en el trabajo.
- Aramadın mı?
¿ No? No.
- Hiçbir şey, aramadı bir daha.
Nada. Él nunca va a volver a llamar.
Aramadım ve aramam.
No, lo sé. No lo haría, no lo he hecho.
Aramadı zaten.
No tuvo que hacerlo.
Aramadığın için o çok üzgündü ya da
Está muy molesta porque no la has llamado o no
Daha aramadım.
- No busqué aún.
Aramadı.
No ha llamado.
Pırlantanın sahte oluşu neden kimsenin onu aramadığını açıklıyor.
Circonio cúbico... podría explicar por qué nadie lo ha reclamado.
Adamın içeri girdiğini duyduğunuzda neden 911'i aramadınız?
¿ Por qué no llamó al 911... cuando le oyó entrar?
Hayır, bu yüzden aramadım.
- No, no llamé por eso.
Uzun süredir aramadığın için ben geldim. Son zamanlarda bilgi getirmiyorsun.
Bueno, como olvidaste cómo se usa el teléfono, tengo que venir a ti.
- Neden beni aramadın?
- ¿ Por qué no me llamaste?
- Jack henüz aramadı mı?
- ¿ Ha llamado Jack ya?
Piper neden daha önce aramadın?
Piper, ¿ por qué no llamaste antes?
Neden cebinden aramadın?
¿ Por qué no llamas desde tu celular?
"Nasıl hâlâ hayattasın, bunca zamandır nerelerdeydin neden bizi aramadın?" Ve hepsinin cevabı Sara yüzünden.
¿ Cómo puedes seguir con vida ; ¿ dónde has estado todo este tiempo? ¿ Por qué no nos llame.
Hâlâ hayatta olduğunu söylemek için bizi aramadın anne ve babamın evliliğini kurtarabilecek olsa bile.
No nos llame para decirnos que todavía estaba vivo, a pesar de que probablemente lo haría haber salvado la mamá y el matrimonio de papá.
Onları aramadığımızı düşünmelerini ve bizim daha olası bir katille ilgilendiğimizi düşünmelerini istiyoruz.
Tenemos que conseguir que crea que nadie lo observa, así que tenemos que observar a otra persona, alguien plausible.
Artık taşınacak bir yer aramadığını, sevgilinin iş teklifi aldığını ve Dayton'a taşındığınızı söyle.
Dile que ya no estás buscando casa, que tu novio recibió una oferta de trabajo... y que se mudan a Dayton.
Hiç aramadın.
Nunca llamaste.
Onu aramadın mı? Mail attım.
¿ No la llamaste?
İndiğinde seni aramadı yani?
¿ Entonces no te llamó cuando aterrizó?
Ben medyayı aramadım.
Yo les estoy diciendo la verdad.
Sanırım bu bizi aramadıkları anlamına geliyor.
Imagino que eso significa que a ti y a mí no nos buscan.
Ben dekanı aramadım.
- No llamé a nadie decano.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]