Ayarlandı traducir español
1,476 traducción paralela
Hepsi ayarlandı.
Está todo decidido.
Ayarlandı işte, İlk beşteyim.
Esta arreglado, Estoy dentro de las 5 finalistas.
Gyuri Amcam, istediğin her şeyin ayarlandığını, tüm organizasyonun başladığını sana söylemem için yolladı. Ben de bavulunu bu akşam, yani hemen getireceğim.
El tío Gyuri me a enviado para decirte tía Tünde que todo lo que pediste esta echo y la organización de todo está en proceso, así que traeré tu maleta aquí esta tarde, lo antes posible
- Yani gösteri ayarlandı mı? - Ayarlanmadı.
- ¿ El show está arreglado?
Laboratuvarımda, avcumun içine aldığım bir bobini vücuduma ayarlandırabilir ve herhangi bir temasta bulunmadan odanın herhangi bir yerinde 0.75 beygir gücü toplayabilirdim.
En mi laboratorio, podía tomar una bobina en mis manos... sintonizarla a mi cuerpo y recibir 3 / 4 de HP... en cualquier lugar de la habitación sin ninguna conexión material.
İki hükümetin mühendislerinin de tavsiyesi üzerine Tesla'nın planlarını değerlendirmek üzere, 8 Ocak 1943 günü Beyaz Saray'da, üst düzey yetkililer arasında bir görüşme ayarlandı.
Por recomendación de dos ingenieros del gobierno, se organizó en la Casa Blanca una reunión con altos oficiales... para el 8 de enero de 1943 para discutir sus planes.
Hepsi orada ve her şey buna göre ayarlandı... Yarın gidebilirsin...
Todo está ahí, y arreglado para tí Te puedes ir mañana
Rota ayarlandı. Herkesi uyar.
Siga moviéndose, notifique a todos los que pueda.
95'e ayarlandı.
Saturación, 95.
Odalarınız ayarlandı. Seviye 4, numara 6, lerg 5.
Sus cuarteles han sido asignados al nivel 4, numero 6, Lurg 5.
Pilot, basınç tekrar ayarlandı mı?
Piloto, ¿ ya estamos re-presurizados?
Ayarlandı.
Listo.
- Safra ayarlandı.
- Carga colocada.
Çıkışın ayarlandı.
Tu liberación ha sido arreglada.
Öyleyse Her şey ayarlandı.
Así que todo está arreglado.
Kişisel mod ayarlandı.
Modo privado conectado.
GPS yeni koordinatlara ayarlandı.
GPS, con nuevas coordenadas.
Benim için herşey ayarlandı
En cuanto a mí, todo está arreglado.
Üzerinde kusursuz olması için düşündüğüm plan kusursuz bir şekilde ayarlandı.
El plan que he creado es infalible, he calculado hasta el último minuto.
Sevgili dük. Bu akşam kuledeki özel yemek için her şey ayarlandı.
Mi estimado Duque, todo está listo para la cena en la torre esta noche.
Dördü sekiz geçe görüşme ayarlandı.
4 : 08 : Encuentro concretado.
Her şey ayarlandı.
Está todo arreglado. - Hasta el último detalle.
Fırınının 210 dereceye ayarlandığında 210 derece olduğuna emin misin?
¿ Está usted seguro de que su horno calienta a 210 grados cuando pone 210?
Tahminimce de dövüş ayarlandığında ringe çıkmayacak. Oh, sen kötüsün.
Y cuando se fije la fecha de la pelea, quizás no aparezca.
Sana pasaport ayarlandı.
- Obtendrás un pasaporte.
Yeni formların ayarlandığını söylemeliydin.
Debió haber dicho "pedimos más formularios."
- Her şey ayarlandı.
- Ya tengo todo arreglado.
Ayarlandı ve hazır efendim.
Alineados y listos, Señor.
Her şey 2 tabur için ayarlandı.
Proveemos raciones a dos batallones.
Her şey ayarlandı mı?
Está organizado?
Benim ay 6 için odam ve yemeğim ayarlandı.
Mi alojamiento y viaje de meses ya está fijado.
Önce çekimler için Hatfield, İngiltere'de 440 dönümlük bir alan ayarlandı.
El rodaje tuvo lugar en un decorado de 440 hectáreas en Inglaterra.
- Her şey ayarlandı.
Si, ya está todo listo.
Hala V-taşikardi. 300'e ayarlandı.
- Sigue en taquicardia.
Baş ve Kıç tarayıcıları ayarlandı. ( Geminin ön ve arka tarafındaki )
Los escáners de objetivos de popa a proa están alineados.
Yükleyici hücreler ana bobinlerle göre ayarlandı mı?
¿ Las celdas inyectoras están alineadas con la bobina primaria?
Ayarlandı ve kilitlendi.
Alineadas y fijas.
Tamam, herşey ayarlandı.
Bueno, listo.
Şike ayarlandı, tencere kaynıyor, kaynıyor dedim!
No puedo hacer nada, está en marcha. ¡ En marcha!
Hayır, ayarlandığı gibi olacak.
No, como estaba previsto.
Hayır, yapıldı ve her şey ayarlandı.
No, ocurrió y todo estaba listo.
Silah ayarlandı.
Arma cargada.
Her şeyin ayarlandığını görebilirsiniz.
Creo que verá que todo está en orden
Adil... Slipstream'ı ayarlandığında bana bir baş ağrısını veriyor.
Es sólo que... todo ese tiempo en el torbellino realmente me da un dolor de cabeza.
- Düzen ayarlandı.
Sólo un segundo, listos...
Ayarlandı.
Corrigiendo.
- Ne ayarlandı?
¿ Qué tienes arreglado?
Her şey ayarlandı.
Está arreglado.
Ayarlandı.
- Corto.
Her şey ayarlandı.
Ya está hecho.
Fazerler ayarlandı.
Advertencia : falla estructural en 10 segundos... nueve... ocho cinco...