Ayarlarım traducir español
1,472 traducción paralela
Pekala, bir Crown Vic ayarlarım.
Vale, te conseguiré un coche normal.
Ama ben ayarlarım!
Pero lo organizaré.
Uzanın ve dinlenin. Ben her şeyi ayarlarım.
Descanse y relájese, organizaré todo.
- Ayarlarım. - Mükemmel.
- Podemos preparar eso.
Durumları biliyorsun, Başka zaman ayarlarım, iyi olur,
Ya sabes como es, tendré otro esta noche, Mejor que sea así.
Konuşmayacağı bir rol falan ayarlarım.
Le daré un papel chico sin diálogo o algo así.
- Sana seçme ayarlarım demiştim.
Elliot, te dije que te llamaría para una audición y lo haré.
Direksiyonu daha sıkı tuttum, ayarlarımı kontrol ettim ve hamlemi yaptım.
Así que apreté el volante, revisé mis instrumentos y me puse en marcha.
Seneye A takımına çıkarsan sana Gap reklamı ayarlarım.
Si entras al equipo titular la temporada entrante te consigo un anuncio de Gap.
Olmadı, Clancey'nin spor salonunda solak, Puerto Rico'lu Richie ile bir kaç raunt dövüş ayarlarım.
"o voy a boxear con Richie... PUNTO DE RUPTURA Una novela de David Spritz " el portorriqueño, en el gimnasio Clancey.
Tamam, sen yerleşe dur, eşyalarını getirmeleri için ben adam ayarlarım.
De acuerdo, instálate. Ordenaré que traigan tus cosas.
- Hepsini ayarlarım.
- Estoy listo.
O zamana kadar doğum belgenizi ayarlarım.
Y tendré una partida de nacimiento.
Dinle, yarın gelmek istersen, bir şeyler ayarlarım.
Si quieres venir mañana, - puedo hacer los arreglos.
Biliyorum, ayarlarım ufak tefek bir şeyler.
Ya sé... Haré algo.
Bir rehberlik görevlisi, ve onu kontrol edecek birilerini ayarlarım.
Voy a llamar a la asistente social para cuidar de él...
Ben size bir oda ayarlarım.
Le buscare una habitación.
Müzisyen ayarlarım. Tito Puente, Ray Barretto... ve Machito gibi adamları.
Contrato actuaciones de músicos como Tito Puente, Ray Barretto...
Müzisyen ayarlarım.
Contrato actuaciones de músicos.
Ben ayarlarım. Ama önce şu deneme çekimini yapalım.
Yo puedo ayudarlas..... con una pequeña audicion.
Randevu ayarlarım.
Los contactaré.
Merak etme. Ben herşeyi ayarlarım.
No te preocupes, algo se me ocurrirá.
- Ben ayarlarım.
- Ya me arreglaré.
Götürülmeni ayarlarım.
Gestionaré el traslado.
Yarın gün doğmadan setlerimi getir, çileklerin yarısını sana ayarlarım.
Tu traes mis lotes aqui manana al amanecer y yo te guardo la mitad la fruta.
Planını buradan ayarlarım.
Puedo acelerar su desplazamiento desde aquí.
Küba'da bir tane ayarlarım.
Bueno, podría amañar uno en el país, ¿ de acuerdo?
Bak oğlum, bana bunu yap, ben de CIA güçlerimi kullanıp sana orta sayfa güzeli Janet Gustafson'ı ayarlarım.
Hijo, si haces esto por mí, usaré mis poderes de la CIA... para conseguirte a la modelo del encarte central :
Pekâlâ, seksi bir şeyler ayarlarım.
- Bueno, te traeré tu "juicy". - No, no.
Bir yer daha ayarlarım.
Prepararé otro sitio. Si.
Normalde randevu ayarlarım.
Normalmente hago citas.
Ben bir toplantı ayarlarım.
Coordinaré una reunión.
Ben çocuklarınız için bir yer ayarlarım.
- Pasa a la clase. Le encontraré sitio a tus niños.
- Ben ayarlarım.
Es de Brando. Lo prepararé.
Kokteyl parti verip, ona birini ayarlarım.
Daremos un cóctel y le conseguiré novia.
Robert'ı ayarlarım, işçileri içeri alır, tamiratla ilgilenir.
Puedo decirle a Robert que deje entrar a los trabajadores y los supervise.
Yarın arabanın servise gitmesi için her şeyi ayarlarım.
Haré los arreglos para llevar tu coche al taller mañana.
Her şeyi ben ayarlarım. Sizin tek yapmanız gereken gelmek.
Bueno, yo arreglaré todo y tú solo debes venir.
Ben ayarlarım onu.
Lo conseguiré.
Yoğun bir programımız olduğunu biliyorum ama eğer bir gösteri izlemek isterseniz, sadece bana haber verin. Janet bize biletleri ayarlar.
Sé que estamos muy ocupados pero si quieren ver algún espectáculo, Janet puede conseguir boletos.
- Masayı ayarlar mısın?
- Puedes poner la mesa.
Bilgisayar yardımı ile, denge ayarlarını tek tek mükemmelleştireceğiz.
El ordenador registra la información en cada momento tienes que ajustarlo poco a poco
Mesele şu ki, bu zamana kadar bütün ayarlamalarım hep basitti... onlar odamı ayarlar, ben de girer uyurdum... yani bu işlerle pek uğraşmazdım.
Y la verdad es que siempre estuve solo... asi que siempre reservan un cuarto y yo aparezco y duermo... asi que nunca pensé que esto pasaria.
Avukatımla görüşmek istiyorum. Ayarlar mısınız?
Me gustaría tener una conversación con mi abogado ¿ podrías arreglar eso?
Şimdi, arabalarımızı satabiliriz. çiftliğimizi de ayarlarız...
Ahora, podemos vender los autos.
- Çavuş Gabriel, Bay Grandon ile bir görüşme ayarlar mısın lütfen?
Gabriel, ¿ podría arreglar una reunión con el Sr. Graydon?
Teğmen Tao'ya söyleyin, tarih ve saat ayarlarıyla oynanmış mı, bir baksın.
Que el teniente Tao se fije si alguien manipuló la configuración de fecha y hora.
Eğer James Cameron film için beni istiyorsa buluşmayı ayarlar, ya da yaptığım bir şeyi izler.
Mira, si James Cameron me quiere para la película arreglará la junta. O verá algo que haya hecho.
Söylemeye çalıştığım... Melinda'yla bir görüşme ayarlar mısın bana.
Lo que quiero decir es que a lo mejor podrías organizarme un encuentro con Melinda.
Senin için onu ayarlarım.
Podría presentárselo.
- Ameliyathaneyi, ekibi ayarlar mısın?
- ¿ Reserva quirófano y personal?