Aşk traducir español
71,486 traducción paralela
"Yarımların yeniden buluşması. Aşk ve sonsuzluk."
"Reunión de las mitades, amor, eternidad".
- Kendini aşk oyununa ağır sok.
Ir con calma en el juego del amor.
Aşk hikâyesi gibi ele alacağız.
Que sea una historia de amor.
Hoşça kal aşk
Amor, adiós
Hoşça kal aşkım Güle güle
Adiós, amor, adiós
- Şu an işim başımdan aşkın.
- Pasan muchas cosas.
- Bakuto, bu ne Tanrı aşkına?
- Bakuto, ¿ qué diablos es esto?
Tanrı aşkına, şu insanlara bak!
¡ Jesucristo, mira a estas personas!
Tanrı Aşkına!
¡ Jesucristo!
Olamaz, aşkımı kaybettim.
He perdido a mi amante.
Sanırım aşk havada.
Supongo que el amor está en el aire.
Evet, kim tahmin edebilirdi? Kırp, aşk kuşları.
Sí, ¿ quién lo adivinaría?
Tanrı aşkına kırlangıç bir değildim.
No era una maldita morsa por Dios.
Aşk biraz daha karmaşıktır.
El amor es un poco más complicado que eso.
Aşkımız yeni değil.
Nuestro amor no es nuevo.
Uyuşturucu bağımlısıyım, alkoliğim, aşk ve seks bağımlısıyım ve sanırım bu konuları çözmek için bir yıl filan kendi başıma kalmalıyım ama senden özür dilemek istiyorum çünkü sen çok iyi biriydin ve seninle gerçekten çok iyi vakit geçirdim ama belki bir yıl sonra
Soy adicta a las drogas y soy alcohólica, y soy adicta al sexo y al amor y... Creo que necesito estar sola durante un año para intentar resolver esto, pero quería pedirte perdón a ti porque fuiste un gran tipo y lo pasé muy bien contigo.
Seks ve Aşk Bağımlıları.
Adictos al sexo y al amor anónimos.
Daha ziyade seksin, aşkın ve ilişkilerin bokunu çıkarmamayı öğrenmekle ilgili.
Se trata de no exagerar con el sexo, el amor y las relaciones.
Aşkı için dönmüştü, sizin için değil.
Regresó por amor, no por usted.
Evet, onlar için bir yuvam var. Hayatımın aşkı sayılır.
Si, hice un Santuario para ellos... son el amor de mi vida.
Belki de bunu Jack, annen ve Frank arasında bir aşk üçgenine dönüştürebiliriz.
Bueno, tal vez... ¿ Sabes qué? Tal vez podamos convertir esto en una especie de triángulo amoroso entre Jack, tu madre y Frank.
- Hayır, aşk üçgeni istemiyorum.
No, no quiero un triángulo amoroso entre...
Onlar arasında herhangi bir aşk olsun istemiyorum.
- Bueno... - No quiero ningún tipo de amor entre ellos. Es asqueroso.
Ve tanrı aşkına, kasamdan sakın bahsetme.
Y por el amor de Dios, no menciones nada de lo que hay en mi caja fuerte.
Charlie, tanrı aşkına, işe yarayacak bir şeyler söyle bana.
Charlie, por Dios, tienes que darme algo con lo que trabajar.
Renkli bir kartona kırmızılı pembeli birkaç kelime yazdım diye aşk şarkısı mı söyledin bana?
Escribo un par de palabras en papel de colores,
Şu işe bir şans ver, tanrı aşkına.
Dale una oportunidad al trabajo, por el amor de Dios.
Tanrı aşkına, ne yapıyorsun öyle?
¡ Jesús, María y José! ¿ Qué estás haciendo?
- Şerefe aşkım
Salud, amor.
Eğer o adam senin hayatının aşkıysa onu iki elinle sıkıca tut.
Si ese hombre es el amor de tu vida, agárralo con ambas manos.
Tanrı aşkına Mark!
¡ Por el amor de Dios, Mark!
- Tanrı aşkına Ed!
- Por Dios santo, Ed.
Tanrı aşkına!
¡ Por el amor de Dios!
Paul, Diane'in ilk aşkıydı. Yanlış mı?
Paul fue el primer amor de Diane. ¿ No es así?
Aşk hakkında bir şey bilmezdi.
No sabía nada del amor.
Allah aşkına onu bırak!
¡ Por el amor de Dios, baja eso!
İki Şehrin Hikayesi'nde Dickens'ın ilk cümlesi son bir yıldaki aşk hayatımı tanımlıyor.
El inicio de Historia de dos ciudades es una descripción de mi vida amorosa de este año.
Debby Boone o aşk baladıyla Billboard Hot 100 listesinde birinciydi.
Debby Boone tuvo el primer puesto del Top 100 con esa balada.
Aşk baladlarından oluşan bir albüm.
Un álbum lleno de baladas.
Ama aşk birleştirir.
Pero el amor une.
Aşk baladlarını deneriz.
Probaremos baladas de amor.
Tio kariyerim için uğraşıyor, biliyorum ama aşk baladları?
Sé que tío lucha por mi carrera pero, ¿ baladas de amor?
Tanrı aşkına Roman.
Por favor, Roman.
" Yüzbaşı Deckard Shaw. Görev aşkıyla kendini riske attığı cesurca davranışlarla öne çıkmıştır.
" El capitán Deckard Shaw se destacó por sus actos de valentía arriesgando su vida más allá de sus responsabilidades.
Daha yeni duş aldım aşkım.
Me acabo de duchar, amor. Lo sé.
O yeni sevgilisiyle aşk yaşıyor.
Ella shacked con su nuevo novio.
Tanrı aşkına, neden yaşıtın birileriyle tanışıp kendine bir hayat kurmuyorsun?
¿ Por qué no sólo conoces a alguien de tu edad? Y haz una vida, por el amor de Dios.
- Tel askı falan mı lazım?
- ¿ Y un tendal? - Aunque, casi siempre,
Bir çok açıdan bu bir aşk gibi.
Eso es poder.
- Çorap, pantolon askısı, bir şey söyle.
¿ Calcetines, tirantes? Échame una mano.
Evet, biliyoruz. Biz bebek maması yerken sen elbise askısıyla adam öldürüyordun.
Sí, ya sabemos que matan y ahorcan muchachos con perchas desde que tomábamos el biberón.
aşkım 1229
aşkın 26
aşkım benim 19
aşkı 21
asker 488
aşkımız 17
aşka 28
aşk nedir 19
askerler 230
asker çocuk 25
aşkın 26
aşkım benim 19
aşkı 21
asker 488
aşkımız 17
aşka 28
aşk nedir 19
askerler 230
asker çocuk 25