English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Baca

Baca traducir español

457 traducción paralela
- Evet, yağmur yağdığında baca ıslanmasın diye.
- Tenemos el techo en el sótano. Cuando llega la lluvia, la chimenea no se moja.
O da doğru. Baca temizleyicisi görünce bile cinayet polisini ararlar!
¡ Llaman a la policía cuando el recolector de basura cruza el patio!
Bana Centryi almak ve oraya bir sürü baca koymak istediğiniz söylendi. Kuşaklardan beri sahip olduğumuz bir evi yok etmek istiyorsunuz. Burada ki mutluluğumuzu bitirmek, gerçeğinden ayrı olmak bir de bu var.
Creo que pretende comprar The Centry para levantar más chimeneas sin importarle que eso acabe con la casa donde vivimos y con nuestra felicidad.
Ve ihtiyaç duyulan yerde baca dikmek benim kuralımdır.
Y mis condiciones son chimeneas en The Centry.
Şimdi beni komşu kabul ederseniz bende, Centry'i baca dikmeden yaparım.
Si me aceptan como vecino y todo eso no construiré chimeneas en The Centry.
Kaçıp gidiyorum çünkü korkarım Londra'daki evinde de bir baca vardır ve yağmurlu gecelerde o iblis -
"Me marcho porque temo que tu casa en Londres también tenga una chimenea... " y creo que en las noches de lluvia oiré...
- Noel Baba'nın indiği baca bu.
Ésa es la chimenea por donde bajó Santa.
Elbette hayır. Ben de eskiden içerdim. Kocam da baca gibi tüttürür zaten.
Estoy acostumbrada, mi marido fuma como una chimenea
- Baca tütüyor.
- La chimenea prendida.
Güzel baca. Güzel yatak odası.
Bonita chimenea y el cuarto de arriba es bonito.
Baca tıkalı.
La chimenea está tapada.
- Baca gibi tüten bu adam bana borçlu. O salaklar Ölünün Boğazı'nı sayemde devretti.
- Del dinero que me debe esa chimenea... por hacer que esos memos entreguen el Barranco del muerto.
Hepsi de daha yapılmamış olan dumanlı bir baca sayesindeymiş.
Todo porque saldrá humo de un edificio que no está construido aún.
- İşte geldik. Büyük kırmızı baca.
- Aquí están, las chimeneas de ladrillo rojo.
Bu baca çekmeyecek.
- Esta chimenea no tira.
İkisi de baca gibi sigara içip duruyor.
Fuman como chimeneas.
Bak, Jess, evimizin durduğu yerde kararmış bir baca dışında hiçbir şey yok.
Escucha, Jess, no queda nada allí como no sea una chimenea quemada donde estaba la casa
Bana, Baca derler.
Yo soy Willie Willoughby.
- Selam, Baca.
- Hola. - Hola, muchachos.
- Hey, Baca, gerisini sen hallet. - NasıI istersen, patron.
- Oye, Smoke, dirige el resto del número.
Çok teşekkürler. Görüşürüz, Baca.
Muchas gracias.
Baca, sen hiç adam olmayacaksın.
Smoke, nunca llegarás a nada.
- Olmaz, Baca... - Al şunu.
- Ah, no, Smoke, yo...
- Hoşçakal Baca.
- Adiós, Smoke.
Yakında görüşürüz Baca.
Nos veremos pronto, Smoke.
- Teşekkürler, Baca. - Rick de başarıIı oldu.
- A Rick también le ha ido bien.
Anlayacağın Baca, Rick değişti.
Verás, Smoke, él ha cambiado.
Bu gece gidemem Baca.
No puedo ir esta noche, Smoke. Te lo dije.
Hiç uyumaz mısın sen? Hey Baca, sen benimle kal, ha?
Oye, Smoke, tú quédate conmigo, ¿ eh?
Sen benim dostumsun Baca.
Eres mi amigo, Smoke.
- Selam, Baca.
- Hola, Smoke.
Sen, Baca, ben ve Art.
Tú y Smoke y Art y yo.
Belki de bir baca külahıdır. - Çatı! - Baca külahı mı.
Tal vez una chimenea.
- Aşağı baca külahıyla indi ama.
Se ha caído con la chimenea.
Baca çok yakında kapanabilir çünkü.
Espero cerrarla muy pronto.
Her sene döktüğü baca kurumundan usandım.
Estoy cansado de que cada año toda la casa se llene de hollín.
Trapez sanatçısı, itfaiyeci, baca temizleyicisi.
Trapecista, bombero, limpia chimeneas.
Yedi bin sekiz yüz kat ve bunun gibi 400 baca daha.
7,800 niveles. Y 400 pozos más como este.
Baca cereyan yapıyor.
Es el tiro de la chimenea.
Burası volkanik bir baca gibi. Havanın sert şekilde yukarı yükselmesi, yukarı da bir delik olduğunu gösterir.
La fuerte corriente significa que lleva directamente a la superficie.
Şöminede ateş var ama baca tıkanmış.
El fuego no sale, está bloqueado.
Ne baca var ne de pencere.
No hay chimenea ni ventanas.
Adım Willie Willoughby, ama bana Baca derler. Sıradan bir orkestrada piyano çalıyorum.
Mi nombre es Willie Willoughby, pero me dicen Smoke.
Baca.
Smoke.
Özür diledi, Baca.
Él lo lamenta, Smoke.
- İyi bir işin var Baca.
Consérvalo.
Hey Baca, bu gece çocuklarla birlikte toplanalım mı, ne dersin?
Oye, Smoke, ¿ qué te parece si nos reunimos hoy con los chicos?
Hey, Baca.
Oye, Smoke. ¿ Sabes qué deberíamos hacer?
Baca mı?
La chimenea...
Küçük bir baca temizleyicisi gördüğünde yanına çağırtıyor ve ona para veriyordu.
Unos años después, la ciudad de Montreuil sur Mer cobró un auge inesperado.
Ben baca ile uğraşırken aniden çığlık attı ve olan olmuştu.
Y se acabó.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]