Bak sana ne söyleyeceğim traducir español
82 traducción paralela
Bak sana ne söyleyeceğim.
Te diré una cosa.
Bak sana ne söyleyeceğim Polly Harrington.
Déjeme decirle algo, Polly Harrington.
Bak sana ne söyleyeceğim Edwin...
Le diré...
Bak sana ne söyleyeceğim. Sana hoşuma gitmeyen bir şeyden bahsetmek istiyorum.
Sabes mira...
Bak sana ne söyleyeceğim...
Una cosa te digo.
Bak sana ne söyleyeceğim.
Mira, tengo una idea.
Bak sana ne söyleyeceğim, o benim bir arkadaşım.
Bueno, te digo algo, Él es un amigo mío.
- Bak sana ne söyleyeceğim.
- Oye, escucha una cosa.
Bak sana ne söyleyeceğim.
¿ Sabes una cosa?
Kötü pisliğini ve basketbolunu al, ve çalışmaya başla! Bak sana ne söyleyeceğim.
Voy a decir una cosa.
Bak sana ne söyleyeceğim, Küçük Ağaç.
Voy a decirte algo, Arbolito.
Bak sana ne söyleyeceğim, bana yalnızca bir deste ver, tamam mı?
Dame un fajo. Sólo un fajo, ¿ si?
Bak sana ne söyleyeceğim Boab, neden kenarlardan oynamıyorsun? Herkesi eleştiriyorsun, son vuruşu kendin yapmak istiyorsun, çok şahsi oynuyorsun.
Te diré algo, Boab, tú deberías ducharte con el wing de ellos, no podrías contagiarte nada, ni siquiera lo viste.
Bak sana ne söyleyeceğim, bu kampüsteki tek manyak sensin.
Le diré algo, jovencito. El único loco en esta universidad es Ud.
Bir bak sana ne söyleyeceğim, sen kendi tarafından başla, bense kendi tarafımdan.
Te dire que haremos. Tu trabaja desde tu lado, y yo lo hare desde el mio.
Bak sana ne söyleyeceğim. Sana birazcık zaman kazandırsam nasıl olur?
Te diré algo. ¿ Qué tal si te ahorro algo de tiempo?
Tamam, Bak sana ne söyleyeceğim.
Eso, Sabes que.
Bak sana ne söyleyeceğim...
Hagamos esto...
Bak sana ne söyleyeceğim, neden orada buluşmuyoruz.
Te encontraré allí.
Bak sana ne söyleyeceğim, gençlik yıllarını dünyanın en güzel kadınının... sivilceli, sırık gibi kız çocuğuyla harca... ve sonra da bana dön.
Déjame decirte, pasas tus años de adolescente como la hija desgarbada y llena de acné de la mujer más hermosa del mundo y luego ven a hablarme.
Bak sana ne söyleyeceğim, sen bilmeden, biz gitmiş olacağız.
Te diré algo. Nos iremos muy pronto.
Bak sana ne söyleyeceğim, bu şeyi ortaya çıkaracağım.
Yo diré lo que voy a hacer : descubriré lo que está pasando.
Bak sana ne söyleyeceğim.
Te propongo algo.
Bak sana ne söyleyeceğim, Adam.
Te diré algo, Adam.
Bak sana ne söyleyeceğim pastamdan bir dilim araklamak isteyen koca adam?
Déjame decirte una cosa, Señor gran puto hombre... que quiere un pedazo de mi pastel de crema!
Bak sana ne söyleyeceğim?
Hagamos esto.
Bak sana ne söyleyeceğim.
¿ Sabes qué?
Bak sana ne söyleyeceğim : Bir el.
Escuche, me lo juego al poker.
Bak sana ne söyleyeceğim Peder Anatoly...
Te diré qué, Padre Anatoly.
Bak sana ne söyleyeceğim, tüm işi gören şu kadarcık kan.
Amigo, ese poco de sangre era lo que faltaba.
Bak sana ne söyleyeceğim...
- Vamos. Lo que iba a decirte es...
Bak sana ne söyleyeceğim.
Déjame preguntarte algo.
Bak sana ne söyleyeceğim.
Le diré qué.
Bak sana ne söyleyeceğim ; onu temizle, yakınında kal, bakalım neler olacak.
Te diré una cosa. Límpialo y mantente cerca de él. Veremos qué pasa.
Bak sana ne söyleyeceğim.
Y te diré una cosa.
Bak sana ne söyleyeceğim, evlat.
Te diré qué, compañero.
Bak, sana ne söyleyecegim, ahbap...
Te diré algo, amigo...
Bak, sana ne söyleyeceğim, bir yardıma ihtiyacım var. Belli bir ofis binasının kapısı için bir anahtar yaptırmam gerekiyor.
Quiero que hagan una llave para la puerta de una oficina.
Bak, sana ne söyleyeceğim...
Bueno, te digo.
Bak sana ne söyleyeceğim.
Te diré algo.
[şarkı] : " tamamen mavilere bürünmüş o kız ne yapacağını sana söyleyeceğim kalçalarını sallıyor, bacağını oynatıyor kız orada salınıyor, ve gözlerindeki o bakış, ah o bir rocker o bir roller
" Ella es la chica toda vestida de azul debo avisarte del lo que hace, ella menea sus caderas, ella mueve sus muslos, cuando hace el baile, te mira a los ojos, yeah. Es una Rockera. Es una Rollera.
- Bak, sana ne söyleyeceğim.
- Te diré algo, amigo.
Bak, sana ne söyleyeceğim.
Tengo que decirte una cosa.
Sana ne söyleyeceğim bak.
Te diré algo.
Bak, tamam, Sana ne olduğunu söyleyeceğim.
Hagamos algo. Iré a la reunión, ¿ está bien?
Bak, sana ne söyleyeceğim.
Mira, ya sé.
Bak, sana ne söyleyeceğim bu şehri korumak için kullandığınız ekipmanların % 99'u burada yapıldı.
Bien, le diré algo. El 99 % del equipamento que usan para mantener a este país a salvo fue desarrollado aquí.
Sana ne söyleyeceğim bak, günün sonunda...
Te diré que.
- Bak, sana ne söyleyeceğim.
- Mira, te diré una cosa.
Bak şimdi sana ne söyleyeceğim.
Bien, sólo déjame decirte una cosa.
- Ne? Bak Liz, sana güvenebileceğime karar verdim, bu yüzden sana doğruyu söyleyeceğim.
Mira, Liz, he decidido que puedo confiar en ti así que te diré la verdad.
bak sana ne diyeceğim 109
bak sana ne getirdim 39
bak sana ne aldım 17
ne söyleyeceğimi bilmiyorum 59
ne söyleyeceğimi bilemiyorum 37
ne söyleyeceğim 17
bak sen 266
bak sen şuna 23
bak sevgilim 16
bak şimdi 286
bak sana ne getirdim 39
bak sana ne aldım 17
ne söyleyeceğimi bilmiyorum 59
ne söyleyeceğimi bilemiyorum 37
ne söyleyeceğim 17
bak sen 266
bak sen şuna 23
bak sevgilim 16
bak şimdi 286
bak sen şu işe 62
bak şuna 164
bak söylüyorum 18
bak şunlara 20
bak şu konuşana 17
bak şuraya 24
bak şu işe 49
bak şuna 164
bak söylüyorum 18
bak şunlara 20
bak şu konuşana 17
bak şuraya 24
bak şu işe 49