English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Banyoya

Banyoya traducir español

2,099 traducción paralela
Kendimi banyoya kilitledim ama ne yapacağımı bilmiyorum.
Me encerré en el baño, pero no sé que hacer.
Kıyafetlerimi çıkarmamı söyledi, ama çıkarmadım, çok sinirlendi, ve elbisemi çekiştirmeye başladı, ben de banyoya koştum, arkamdan hala bağırıyordu.
Me dijo que me quitara la ropa, pero no lo hice... y se puso muy furioso y me haló el vestido hacia abajo... así que corrí al baño y no paraba de gritarme.
LC bıyık uzatmaya başladığında, Sian banyoya giderdi ve göz kalemiyle kendine bıyık çizerdi. Böylece abisi gibi bıyığı olurdu.
Y cuando a LC empezó a salirle bigote, Sian fue al baño, tomó un delineador de ojos y se pintó un bigote para poder tener uno como el de su hermano.
Önce banyoya gireceğim.
Primero, me voy a bañar.
Banyoya girmem gerek.
Necesito lavarme.
Gördüğün gibi, Mort banyoya gitmeden 30 saniye öncesine geldik.
Llegamos 30 segundos antes de que Mort subiera al baño.
Ben banyoya gidiyorum.
Voy arriba a bañarme.
- Banyoya da mı?
¿ También en el baño?
Kendimi sıcak bir banyoya atıp ağlamak istiyorum. Olamaz!
Quisiera meterme un tina caliente y llorar.
Banyoya girebilirsiniz.
Puede tomar su baño.
Sonra banyoya gidip, kendime bakmak istedim.
Entonces tenemos, y se fue al baño a Simxy.
Jane Childress, onu banyoya sok ve siz kendi işinize bakın Bayan Duprey.
¡ Jane Childress, llévela al baño! Y métase en sus propios asuntos, Sra. Duprey.
Gel de banyoya bak, eski evimizden bile büyük.
Ven a ver el baño, es como nuestro antiguo piso.
Sanırım kendini daha iyi hissedeceksin banyoya git üzerindekiler çıkar, kendini yıka.
Creo que usted se sentirá mucho mejor... si vas al baño, y uitdoet su ropa. Y cuidado.
Banyoya elinde viski şişesiyle mi gitti?
¿ Se llevó la botella de whisky al baño?
- Banyoya gidebilir miyim?
- Sólo voy a usar el baño.
Ve kolej kendini banyoya kilitleme prensibi edindi.
Rector fue encerrado en el baño.
Her sabah altıda yataktan kalkar ve tıraş için banyoya giderdi.
Cada mañana se levantaba a las seis e iba al baño para afeitarse.
Banyoya gitmeliyim.
Tengo que ir al baño.
Sonra banyoya gittim ve çıkardım... ve ayakta alkışlandım.
así que me fui al baño, lo escupí y... me hicieron una ovación.
Sen de banyoya gir.
Y tú debes bañarte.
Tatlım. İyi bir banyoya ihtiyacım var.
Cariño, necesito un baño caliente.
Banyoya git ve bir kovayı ağzına kadar tuzlu suyla doldur, hemen.
Necesito que vayas al baño tráeme un cubo con agua y sal.
Banyoya kusarsın.
Calma, vomita en el baño.
Kız kendini banyoya kilitleyip 911'i aramış.
Ella se encerró en el baño y llamó al 911.
Banyoya gittim çünkü o...
Fui al baño porque él...
Fırtına sırasında banyoya saklandım...
Nos escondimos en el baño durante el huracán.
Eğer araçları arayacak olurlarsa, uyan ve banyoya gitmek gibi bişeyler mırıldan
Si intentan registrar el vehículo, despierta y balbucea que tienes que ir al baño.
Banyoya gidelim.
Vayamos al baño.
Banyoya da senin için havlu koydum.
También te puse toallas limpias en el baño.
Biri beni banyoya götürdü, beni diz çöktürdü, aletini ağzıma verdi.
Y uno de ellos... me llevó al baño, me hizo arrodillarme a la fuerza y me metió la verga en la boca.
Banyoya bakacağım, sana bu kadarını söyleyebilirim.
Voy a mirar en el baño, eso es lo que sé.
Banyoya gidiyorum.
Voy al baño.
- Bir banyoya ne dersin?
- ¿ Y si te das un baño relajante?
"Carlos, başlıyorum." Ardından o hatırı sayılır Kübalı çocuk geliyor banyoya geçiyorsunuz ve senin tamponunu indirip seramoniye başlamanı seyrediyor.
"Hola Carlos, ya empieza" Y ahí llegaba él, tan cubano... y respetable, y se encerraban en el baño donde practicabas... la ceremonia de quitarte el tampón.
Bayan Restarick bu akşam banyoya girdiğinde, Bayan Cary bunu Norma'nın annesi gibi intihar ettiğini kanıtlayacak bir fırsat olarak gördü.
Cuando mademoiselle Restarick tomó su baño esta tarde, Cary lo vio como la irresistible oportunidad de recrear el suicidio de su madre.
Bay David Baker tarafından, elinizde yastıkla banyoya girerken görüldünüz.
Monsieur David Baker la vio entrando con un cojín en el baño.
- Mutfağa ve banyoya bakın.
- Mira en el cuarto de bajo y cocina.
Önce bir banyoya gideceğim, sonra dışarı çıkacağım.
Voy al baño y luego iré fuera.
Banyoya gidip durmadan ağlamıştım.
Constantemente tenía que ir al lavabo a llorar.
Her şey burada gizli, birinden biri mutlaka işe yarayacaktır ama önce banyoya gitmeme izin vermek zorundasın.
No puedo esperar para llevarlas a cabo pero antes debo tomar un baño.
Yani hemen banyoya gidersem bu harika olur.
Así que si puedo sacarte del baño...
Hastalandığında beni görmek istemediğin için mi beni banyoya kilitledin?
Y aquella ves en la que te enfermaste no querías estar conmigo, así que me encerraste en el baño?
Eğer burnun dolduysa banyoya gider oradaki antiseptik mendilleri kullanırsın.
¡ Si tienes mocos vas al baño y te la limpias con toallitas antisépticas!
- Phil, sakin banyoya girme!
- Phil, no entres al baño.
Banyoya!
¡ Al baño!
Hadi banyoya gidelim
Vamos al baño.
Kendini banyoya kilitledi.
Se ha encerrado en el baño
Queenie, Apple sen olmadan banyoya girmiyor.
Queenie, Apple... no quiere ir al baño sin ti.
- Banyoya.
- Al baño.
- Onu banyoya sokacağım.
Yo le voy a llevar en el baño, ¿ de acuerdo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]