English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Barda

Barda traducir español

5,317 traducción paralela
Barda, arabada bu kızın binlerce vukuatı var.
"En el bar o en el auto" "Me trae miles de problemas"
Barda, arabada...
"En el bar o en el auto"
- bu adam barmenlik yapıyordu. - Evet, Palladium otelde havuz kenarındaki barda çalışıyordu.
- Si, trabajaba en el bar de la piscina en el hotel Palladium.
- Thame'de bir barda.
- Un pub por el Támesis.
Bu akşam barda...
Esta noche en el pub.
Şehirde bir barda.
Un pub en el pueblo.
- Barda birileri çıkar ama yalnız yaşıyorum.
- En el pub, pero vivo solo.
- Bulduklarımızı barda karşılaştırırız.
- Comparar notas, ¿ sí? - Sí, señor.
Gezilerinden birinde, bir barda, Wintergreen'in ya da Landesman'ın kurbanı bir genç adamla tanışıp hikâyesini dinliyor.
En algún lugar en sus viajes, en un pub o bar, se encuentra con un joven con una historia. Víctima de Wintergreen o Landesman. - O ambos.
Rhonda, J.R.'ın öldürüldüğü gece Cliff'in barda olduğunu söyleyen tanıktı.
Rhonda fue la testigo que declaró que Cliff estaba en el bar la noche que mataron a J.R.
Evet, evet. 7'de burger barda.
Sí, sí. A las 7 : 00 en el bar de hamburguesas.
Ya da bir barda?
¿ O incluso en un bar?
Onu evde kaç gece yalnız uykusuz bıraktın? Nerede olduğunu merak edip, en kötüsünü düşünürken sen aslında barda ya da AVM'de gizli ajan saçmalığını sürdürürken?
¿ Cuántas noches sin dormir has hecho pasar en casa, solo, preguntándose dónde se encuentra, imaginando lo peor cuando... cuando en realidad Usted está en el bar o en el centro comercial girar tus tonterías agente secreto?
Bu da, Greg'in görevde olması gerekirken barda içmesi... görüntüleriyle son buldu. Sonra bazı tıbbi kayıtlar Greg'in eski kurşun yarasının et beni aldırmaktan kaldığını gösteriyordu.
Que terminó siendo algunas fotos de Greg bebiendo en un bar cuando se suponía que debía estar en una misión... eso y algunos informes médicos que decían la cicatriz de Greg's bala vieja herida era en realidad de una remoción de lunares.
Reddedildi. Priscilla barda son kalan bu adamla Bay Strode ile iyice sarhoş oldu. Ve aşırı duygusal bir durumdayken içkinin etkisiyle hayatının en büyük hatalarından birisini yaptı.
Entonces Priscilla se emborrachó... con este hombre, el señor Strode... que era literalmente el último tipo en el bar... y desafortunadamente cometió... uno de los mayores errores de borrachera de todos los tiempos.
Gerçekten mühim değil. Ben gidip barda takılacağım.
De verdad, está bien.
Eğer doğru hatırlıyorsam ilk tanıştığımız gece barda bir futbolcuyu bayıltmıştın o yüzden bence gününde olmasan bile onunla baş edebilirsin.
Bueno, si mal no recuerdo, noqueaste en un bar a un defensa la noche en que te conocí, así que creo que, incluso en un mal día, podrías con ella.
Barda, içki alıyor.
En el bar, al darnos bebidas.
Barda kavga başlattığı için tutuklanmış.
Lo arrestaron por empezar una pelea en un bar.
Ayrıca bir morg yerine barda olacağımızı düşünüyordum fakat...
Aunque pensé que sería en un bar no en una morgue.
Her köşede ve her barda... Seni hatırlatacak, bir bok buluyorum.
Y en cualquier esquina, en cualquier bar, me encuentro alguna mierda que me recuerda a ti.
Nick barda Marsten'ı aradığında oldukça hızlı gelmişti.
Marsten apareció muy rápido después de que Nick le llamara en el bar.
Kart barda kullanılmamış.
No se usó su tarjeta en ese bar.
Kız, barda kızlar tuvaletine gider,... ne yapabileceği belirsiz bir tırnak törpüsüyle saldırıya uğrar ve ölümüne bıçaklanır.
Una chica va al baño de un bar. Es atacada y apuñalada hasta la muerte con lo que podría ser una lima de uñas.
İçki içmiyor, gitar çalmıyor. Ama yine de barda alkollü bir şekilde gitarla ölü bulunuyor.
No tocaba la guitarra, no bebía, y aún así la encontramos muerta en un bar con alcohol en su organismo y una guitarra.
Hollis'e yakın barda çok takılıyorduk.
Nos reuníamos mucho en el bar cerca de Hollis.
Sakın kalabalık bir barda bayılmayın.
Nunca pase en un bar lleno de gente.
Barda o gece içtiğimizde bana izinli olmadığını söyledi.
Cuando fuimos a beber al bar, me dijo que no está de licencia.
Niye barda sürtük gibi rol yapıyorsun?
¿ Por qué vienes a un bar como una zorra?
Sırf bu yüzden barda, çevrede tanıştığım kadınlarla yattım.
Por eso me acostaba con mujeres que conocía en bares.
- Şey için... Bu barda yalnız olduğunuz için.
Por... estar sola en un bar.
Jessica bir barda ki bilardo masasının üstünde doğdu ki, bu Jessica ile ilgili bilmeniz gereken her şeyi açıklıyor.
Jessica nació en una mesa de billar en un bar lo que lo dice todo sobre Jessica.
İnsanlar barda birbirini öper.
La gente se besa en los bares.
Bir barda yürüdüğümüzde hepimiz bir sima takınırız. Havalı görünür, başkalarını etkiler, kendi güvensizliğimizi saklarız, ama içten içe hepimiz küçük, şişko, kızıl saçlı ve abileri sevdiğimiz kızla grup yapan çocuklarız.
Nos exponemos cuando entramos en un bar por parecer guay, impresionar a los demás o esconder nuestra inseguridad, pero en el fondo somos niños gorditos y pelirrojos cuyos hermanos se beneficiaron a la chica que queríamos.
Eğer gecenin sonunda, barda kesinlikle kimse kalmazsa ve ben çok fena sarhoş olursam ve sen şu iğrenç sakalını bir şekilde kesersen ve tüm görünüşünü değiştirirsen belki seninle eve gitmeyi düşünebilirim.
Si al final no queda nadie en el bar y me caigo por los suelos y te has afeitado esa barba asquerosa y cambias tu aspecto físico del todo voy a considerar, quizás, irme contigo.
Bak, eğer ömrünün geri kalanını barda sap gibi dikilip Debbi Thomas ile konuşmanın hayali ile yaşayacaksan sen bilirsin ben kadın bir mıknatısı olacağım.
Escucha, si vas a pasar el resto de tu vida... parado en el bar deseando poder hablar con Debbie Thomas... está bien por mí.
Eğer barda senin oğlun olsaydı, ilk başta da düşünür müydün?
¿ Si hubiese sido tu hijo en el bar, pensarías?
Beni barda durdurduğunda seni dinledim çünkü ne kadar haklı olduğunu anladım.
Cuando me paraste en el bar, te escuché porque me di cuenta de que tenías razón.
Sanırım barda biliyormuş gibi davranmış.
Probablemente estaba fingiendo en el bar.
Bir barda garsonluk yapıyorum.
Sirvo mesas en un bar de carretera.
Sana barda açık hesap bıraktım.
Te dejé una cuenta abierta en el bar.
Pekâlâ. Gel de barda bir şeyler içip kutlayalım.
Ven a celebrarlo tomándote una copa conmigo en el bar.
Hayır, bir barda bir zamanlar bizim olduğumuz gibi.
No, en un bar, como nosotros hace algún tiempo.
Bir saat sonra benimle barda buluş.
Queda conmigo en el bar en una hora.
Senin gitmek istediğin yerden çok uzakta olan eski bir barda birileriyle buluşacağım.
Voy a encontrarme con alguna gente en el viejo bar, que está a kilómetros de cualquier sitio al que quieras ir.
Bir barda yanımdaki tabureye oturdu ve çektiğim bütün acılara son verebileceğini söyledi.
Se sentó a mi lado en un bar, y me dijo que terminaría con mi sufrimiento.
Hani "barda uğruna kafayı bulduğum" kız mı?
¿ Quieres decir "la que me puso así en el bar"?
... ve Ron'u beğenmem böyle bir şey değil. Ron sadece benim barda tanıştığım bir adam.
Y no es que me guste Ron, es un tío que he conocido en un bar.
Barda ki bir garson.
Es la camarera del bar.
Henüz bilmiyorsun ama bu barda senin için en iyi erkek benim buradan çıkınca, seni eve götüreceğim ve baştan aşağı yıkayacağım.
No me conoces pero soy, de lejos, lo mejor para ti en todo el bar.
Sonra gözler bu barda kırmızı elbise giyen ki acayip seksi görünüyor sıkı mı sıkı vücudu ile etrafta gezen benim gibi eziklerin ona gelip bir içki ısmarlayıp tüm gece kendisine çakmak istediklerini bilip her türlü şeyi deneyeceklerini bilen ve hiç birini umusamayan bu kadını görür.
consciente de que pelmazos como yo van a echársele encima, e invitarle a copas y entrarle toda la noche e intentar cualquier cosa para bajarle las bragas, pero le da igual, porque tiene el genio y la perspicacia

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]