English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ B ] / Bastırın

Bastırın traducir español

1,325 traducción paralela
"Etkinleştirmek için kolu bastırın ve hemen alandan ayrılın."
"Presione el botón para activarla, luego abandone la zona inmediatamente"
Bastırın!
¡ Adelante!
Bastırın!
¡ Avancen!
Kötü yanınızı bastırın doktor!
¡ Contenga su maldad, doctor!
Akşam yemeğinden önce açlığınızı bastırın...
No demasiado, cenaremos más tarde.
Kolunuza hafifçe bastırın.
Despacio. Apriétese ligeramente el brazo.
" Bastırın Askerler.
¡ El futuro es vuestro!
- Bastırın!
- ¡ Vamos!
İşimiz bitti. Ya da daha çok sizin işiniz bitti. Ağır çalışmalarınızın meyvesini annem dâhil kimsenin okumayacağı karanlık bir günlük olarak bastırarak faydalanmayı düşünüyorum.
Aprovecharé del esfuerzo de ustedes en una publicación que ni siquiera mi madre va a leer. ¿ Qué me dices?
Şuraya biraz bastırır mısın? - Tabii.
¿ Puedes aplicar presión aquí?
Çünkü siz Tiger'ın amcasını ameliyat ederken ve Time dergisine fotoğraflarınızı bastırırken ben buranın 15 yıllık doktoruydum.
- ¿ Cómo lo sabe? Porque mientras Ud. Estuvo operando al tío de Tiger y apareciendo en Time yo fui el doctor de este pueblo más de quince años.
Tom, bastırılmış geyliğin o kadar dibindesin ki hediyeni aldın bile.
Tom, eres tan reprimido que te atas con sogas.
Solucan delikleri içerisinde gezinme bilgisinin bastırılma nedeni bu. Ve senin bana sorun oluşturmanın da.
Por qué los conocimientos para navegar por agujeros deben ser suprimidos y por qué eres un problema para mi
Kapının önüne geldiğimizde yavaşça dudaklarımı onunkine bastırırım.
Cuando estamos en la puerta ligeramente presiono mis labios contra los de él.
- Brian'ın nefesi bile şarkıyı bastırıyor.
La respiración de Brian es más fuerte que la canción.
Kocan Flanders'a gittiğinde, gelip kurtaracağım seni aşağılanmanın korkusundan, ve kocanın o kadını belinden tuttuğunu,... sımsıkı kendine bastırıp, öpücüklere boğduğunu ve "bunlar aramızda kalsın" diye fısıldadığını yayacağım dört bir yana.
Y con toda su palabra la agarró de las caderas, y apretó fuertemente, dándole un montón de besos, diciendo suavemente : Mantén las cosas tranquilas ". ¡ ¿ Qué están haciendo?
Çaylak, eğer bir hastanın enfeksiyonu varsa, üzerine bastırmamak, genel bir politikadır.
Novato, cuando un paciente tiene una infección, la regla es no aplicar presión sobre ella.
Homer'ın boynunda gördüğünüz bu şişlikler bastırılmış öfke. Bu doğru.
Es verdad.
Şehvani yanını bastırıyorsun. Annenin etkisi altındasın.
Te resistes a lo carnal por la influencia que ejerce tu madre.
Aynı anda 3 kanalı birden seyredebiliyorsunuz. Sanırım bu düğmeye bastığınızda...
Muy bien, quédense ahí y morir de hambre.
Bağışıklığı bastırılmış insanların yüzde kaçının tepki verdiğini bilmediğimizden, ölümcül diyoruz.
No sabemos en que porcentaje es mortal si la respuesta inmunológica desaparece.
Fakat Çar, protestoların bastırılmasını emretti.
Pero el Zar ordenó aplastar la protesta.
Birkaç Dublin'li isyanın bastırılmasına üzülmüştü.
Pocos dublineses lloraron el aplastamiento de la rebelión.
Ordu isyanın bastırılması ve birliğin korunması için oluşturuluyor.
Este ejército se crea para acabar la rebelión y preservar la Unión.
Tek amacı başkalarını bastırmaktır.
Su único propósito es coaccionar a otros.
Babam kafamı kayığın içine doğru bastırıp, bakmamamı söyledi...
Mi padre me empujó al fondo del bote y me pidió no mirar.
Nasırıma bastın.
Me pisaste el dedo.
Şiddetli arzularınızın ateşi... bastırılana kadar duramam.
No pararé hasta que los fuegos de tu obsesión.. se hayan extinguido!
İrlandalıların isyanı yıllar önce bastırıldı be adam.
La rebelión inglesa fue aplastada hace años.
Bastırılmış bir siyah adamsın... -... gettodansın.
Eres un hombre negro oprimido que viene del ghetto.
Canım, koluna bastırır mısın?
Cariño, ¿ puedes sostener su brazo?
Faka bastın, R.S.!
Estás atrapado, R.S
Ve eğer enerji düzeyleri biraz daha düşerse, ECOBAN sistemelerinden çoğu çalışamayacaktır. Bu da Marr isyanlarını bastırmakta daha fazla zorlanacağımız anlamına gelir.
Y si los niveles de energía cayeran de todas maneras, muchos sistemas de ECOBAN funcionarían mal... haciendo mucho más difícil sorprender a los Marrianos amotinados.
856, "Haydi bastır Roma." 702, "Haydi Bastır Lazio." 90, "Yaşasın Yavrular."
856 "Arriba, Roma",... 702 "Arriba, Lazio",... 90 "Viva la concha",... 75 "Cloro para el clero",... 38 "Dios existe", con la variante : " Dios existe...
"... tahtın tekrar Toyomilere dönmesi için bastırıyorlar. "
"sea devuelto a Toyotomi una vez que éste sea adulto."
Ve savaşın sağır eden şiddeti içinde sesimizi bastırmaya çalıştı.
Y trató de ahogar nuestras voces en La violencia ensordecedora de la guerra.
Angel'ın içinde bastırılman gibi mi?
- ¿ Como tu eres forzado a vivir dentro de Ángel?
Normalde yaranın üstüne bastırmakla aynıdır.
Es la aplicación de una presión superior a la normal.
Azınlıkların bastırılmasını söyleyen bir kural yok.
No hay ninguna regla que diga "oprimir a las Minorías"
Ona devam etmekte yardımcı oluyor. Duygularını bastırıyor ve unutturuyor.
Esto le ayuda a seguir a superar sentimientos y a olvidar
Fotoğrafımı bastırıp bütün kasabaya dağıttın.
- Y? - Y? no me lo pediste.
Doğrusu şu ki, seninle biraz vakit geçirmesi ayaklarını yere bastırır diye umuyordum.
Lo cierto es que esperaba que estando contigo decidiera sentar la cabeza.
Kollarını birleştir çeneni göğsüne bastır.
Crucen sus brazos, aguanten el pecho. - Inclínense lo más que puedan.
Hapşırığını bastırmak gibi...
Es como intentar no estornudar.
Tutuklama kayıtlarımız herhangi bir yolsuzluk suçlamasını bastırıyor.
El número de arrestos acalla toda acusación de mala conducta.
Likörün tadı, tereyağı tadını bastırıyor.
El licor parece que supera a la mantequilla.
Eğer tretonine hayır dersen, bastırılamaz bir kana susamışlığın var demektir, ve bu senin önderliği izleyenlere hizmet etmez.
Si dices no a la Tretonina, eso solo puede significar que tienes una insaciable sed de sangre y venganza. Y eso no sirve a aquellos que siguen tu liderazgo.
Daniel'ın bir çeşit komada olduğunu, diğerleri tarafından bastırıldığını düşünüyoruz
Creemos que Daniel, está en un tipo de coma,... habiendo sido sorprendido por los otros.
Hazır değinmişken, fıstık ezmesi lekelerini çıkarmak için Jake'in gömleklerini önceden deterjanlı suya bastırmalısın.
Y en relación con esto, las manchas de mantequilla de las camisas de Jake requieren un prelavado con enzimas.
Bu demek oluyor ki eğer Clare annesinin intiharını tekrar yaşıyorsa bunun nedeni o çatı katında onun bastırılmış anılarına kapı açan bir şey oldu.
Revivió el suicidio de su mamá porque ocurrió algo allí que despertó los recuerdos reprimidos.
Ona bastırışını görüyor musun?
¿ Ves cómo la empuja? Podría ser un arma.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]