Başka traducir español
244,474 traducción paralela
Beni takip etmekten başka yapacak daha iyi bir şeyin yok mu? Sadece sihirli sözcüğü söyleyin.
Chicos, solo pedídmelo.
Eğer sana anlatacaksam başka kimseye söylemeyeceğine söz vermelisin.
Vale, si te lo cuento, tienes que prometerme que no se lo dirás a nadie. Sí, por supuesto.
Zaten Sabrina, Chip ve Ben'i büyüttüm. Başka bir tanesiyle daha başa çıkamam.
No puedo aguantar otro, no con todos los llantos y los...
- Başka bir çıkış yolu var mı? - Hayır. Tek yol Ansel'in yanı.
Los sigils son símbolos que son activados diciendo un hechizo, ¿ cierto?
Burada Tılsımın sihrinin yerini tespit edebilecek başka bir şey yok mudur?
¿ Hay algo aquí que podamos utilizar para encontrar la magia del talismán?
Acaba Dreyfuss şirketleri Sleepy Hollow'da başka benzer ticari işlere sahip olabilir mi?
¿ Así las empresasa Dreyfuss tienen entradas comerciales en el área de Sleepy Hollow?
Çünkü bu bir savaş, bayım. Ve bugün, değerli bir varlığımızı, sevdiğim ve güvendiğim bir adamımı, riske etmek zorundayım zira başka şansım yok.
Y hoy, debo arriesgar nuestro recurso más valioso, un hombre al que amo y confío, porque no tengo más opción.
Ve dünyada başka yeni ne var dersen, Hogwarts tema parkı açıldı.
¿ Y qué más hay en el mundo?
Bu yüzden bize kahraman demeyin, biz başka bir şeyiz.
No nos llamen héroes. Somos algo más.
Sana düşünecek başka bir şey vereceğim.
Te daré algo más en qué pensar.
O şu an başka bir yere bağlı.
En este momento está algo atado.
Eğer oğlun senin yanında büyüyecek olursa tamamen başka birine dönüşebilir ve farklı bir hayat seçebilir.
Ahora, si tu hijo crece contigo, podría convertirse en una persona completamente diferente, elegir una vida diferente.
Başka kimsenin hayatını mahvetmesine izin verme.
No dejes que arruine la vida de otra persona.
Ama başka bir yolu var.
Pero hay otra forma.
Büyük ihtimalle bu değişmiş gerçeklikte başka zorluklarla karşılaşıyorlardır.
Nunca dejaré de luchar. Claro que lo harás.
Gideon, bu da ne? - Başka bir gemi mi?
No, no me sentaré a esperar a que tenga un momento.
Ama sonuçta Thawne başka nereye saklamış olabilir ki? Tamam, ayrılalım.
Los demás están pasándoselo mejor que nunca.
Ray'in başka tuhaf şeyler yaptığını görmek zorunda kalmadan gelmelisin.
No nos dimos cuenta de que era usted. Continúen.
Aslında bu başka bir zaman fırtınasıydı.
Hay una manera.
Ben başka bir işe yöneldim ve şimdi 200'den fazla Big Naturals marketinin sahibiyim.
Pero yo me diversifiqué y ahora tengo más de 200 tiendas Big Naturals en el país.
- Başka kim olabilir?
¿ Quién más podría ser?
Başka?
¿ Qué más?
O kadar şeyi unutması için başka bir yatıştırıcı daha olmalı.
Bueno, debe haber algún otro sedante presente para que tenga lagunas sobre tanto tiempo.
- Şişelere de başka şey koydular.
Puso algo raro en los viales también.
Burada geçirdiğin zamanla ilgili hatırladığın başka bir şey var mı?
¿ Has recordado algo más sobre el tiempo que has estado aquí?
Bu konuda başka sorun yaşarsanız tanıdığımız insanlar var.
Si volvéis a tener problemas con esto conocemos a cierta gente.
Etrafta başka insanlar olduğu için takılı.
Es solo porque hay más gente aquí.
Başka sır yok.
Nada de secretos.
Elimde başka Intersite yok maalesef.
No puede haber otro Intersite.
Bunun peşini bırakıp kendi yoluna gidersen, bu şehirde başka işler de bulabilirsin.
Y te ganas la chance de poder conseguir otro empleo aquí.
Gergin hisseden başka biri var mı?
¿ A alguien más le pasó eso?
Bu kadar parayı başka kim umursamaz biliyor musun?
¿ Sabes quién rechaza esa cantidad de dinero?
Kralın emirlerini ifa etmekten başka bir şey yapmadım.
No he hecho más que seguir las órdenes del rey.
Kabiliyetini çok aşkın hırsı olan iğrenç, ahmak, geri zekâlıdan başka bir şey değilsin!
Sois un lerdo, un cretino y un necio con más ambición de la que podéis abarcar.
- Başka kim yaptı?
¿ Quién más? Aquí no.
Bir tencere yemek ve Bir somun ekmek için. Başka bir şey için değil.
Trabaja todo el día, todos los días por nada más que una hogaza de pan y un cuenco para orinar ahí.
Yapmanız gereken başka bir şey yok, bu yüzden size yalvarıyorum - hiçbir şey yapmayın.
No hay nada más que pueda hacer, así que le suplico... no haga nada.
Yapmam lazım, başka seçeneğim yok.
Debo hacerlo, no tengo opción.
Cesaret korkusunun üstesinden gelmek için istekte bulunuyor, başka bir şey yok.
El valor es encontrar la voluntad de derrotar el miedo, nada más.
Onu durdurmak için başka seçeneğimiz yok!
¡ No tenemos más opción que detenerlo!
Olabilir ama başka bir sorunumuz var.
Probablemente, pero tenemos otro problema.
Ama bu başka sefere artık.
Pero esa es otra historia.
Çünkü başka kimse bir şey söylemiyor.
Porque nadie más está diciendo algo.
Kapının korunması lazım, başka yolu yok ama asıl sorun insan ömrü çok kısa.
La puerta ha de ser guardada, no hay otra manera. El problema es que la esperanza de vida humana es pequeña.
- Başka bir boyuttalar.
Están en otra época.
Yılın başka bir ayında Noel gelmiş gibi oluyor.
Es como Navidad en el mes que sea este.
Haklıymışsın anneciğim. Başka bir kızla gitti.
Tenías razón, mami, se fue con otra chica.
Başka bir sorunumuz var.
- Un muerto.
Evet ama fark ettim ki size öğreteceğim başka bir şey kalmamış.
Bueno, que nosotros hemos creado.
Belki de başka bir uygulamadır.
Quizá era otro formato de chat.
- Hakikatten başka ne söyleyebilirim?
¿ Qué, si no la verdad?
başka bir isteğiniz var mı 22
başkan 645
başkanı 24
başka bir gün 31
başkan yardımcısı 27
başka zaman 121
başka biri mi var 22
başka yok 64
başkanım 138
başka bir şey yok 82
başkan 645
başkanı 24
başka bir gün 31
başkan yardımcısı 27
başka zaman 121
başka biri mi var 22
başka yok 64
başkanım 138
başka bir şey yok 82