Birşey olmadı traducir español
675 traducción paralela
Kapının önünde yere düştüm ve... kötü birşey olmadı!
¡ Me caí en el portal! ¡ No hice nada malo!
- İyi birşey olmadığı kesin.
- Nada bueno.
Yapabileceğim birşey olmadığından emin misiniz?
¿ Seguro que no hay nada que pueda hacer?
Emin misiniz? Ciddi birşey olmadığına emin misiniz?
¿ Seguro que no es grave?
Eve geldiğinde, sana ciddi birşey olmadığını söylemiştim.
Ya te dije que no era nada grave.
Nasıl olmuşta bu ödülün büyük birşey olmadığını düşünmüşüm.
Ustedes saben cómo pienso. No creía que iba a ser una gran cosa.
Bu arada rapor edecek çok önemli birşey olmadığı sürece siz ikinizin biraz uzak durmanız iyi olur.
A propósito... salvo que haya algo urgente que comunicar... creo que Vds. no deben verse durante algunos días.
- İzlenmedin veya birşey olmadı değil mi?
- ¿ No la han seguido o algo así?
Asla yıldızdan düşük veya başka birşey olmadı, olmayacak.
Nunca ha sido, ni será, nada más ni nada menos.
Ona ateş ettim ve vurdum ama birşey olmadı, ben de kaçtım...
Le disparé. No se inmutó. Corrí.
Sana birşey olmadığını söylemiştim.
Ya te dije que no era nada.
aramızda hiç birşey olmadı. asla olmadı.
No hay, y no puede haber, nada entre nosotros.
Öyle birşey olmadı.
Para nada.
Söylediklerim Bay Summerton'ın kaybettiği birşey olmadı diye anlaşılmasın, Doktor.
No he notado que el Sr. Summerton haya perdido nada, Doc.
Ayın öbür tarafında ne olduğunu merak ettiğinde orda cennetin olabileceğinden hiç bahsetti mi,..... yoksa yıldızlar, aylar, galaksiler ve evrensel tozlardan başka birşey olmadığını mı söyledi?
¿ AI preguntarse qué habría al otro lado de la luna mencionó alguna vez la posibilidad del paraíso? ¿ O dijo que no había más que un mundo de estrellas y lunas de galaxias y polvo cósmico?
İki yıldır buradayım ve burada bu kadar kaldıktan sonra sorumluluğun öyle baştansavma birşey olmadığını anlıyorsun.
Llevo aquí desde hace dos años y tras este tiempo encuentra uno que la responsabilidad no es algo rutinario.
Çünkü korkuyorsun--bu korkunun bir kurmacadan başka birşey olmadığından korkuyorsun.
Porque tienes miedo- - Miedo de que este miedo no sea más que un truco de tu mente.
Burada çeyrek milyon dolar edecek birşey olmadığı kesin.
Aquí no hay nada que valga un cuarto de millón de dólares.
İstediği birşey olmadıkça hiçbir insan Tanrıları hatırlamaz.
Nadie invoca a los dioses a menos que quiera algo.
Birşey olmadı.
No pasa nada.
Hayır, öyle birşey olmadı!
No.
Her hangi birşey olmadı işte!
No ocurrió nada en absoluto.
- Ama hiç birşey olmadı baba, herşey kontrol altındaydı
- Pero la tuve bajo control.
Yapacak başka birşey olmadığı için ben de gittim.
Como no quedaba otra opción, fui.
Ama Mowgli, hayatını dostu uğruna feda eden kişiden daha değerli birşey olmadığını asla unutma.
Pero recuerda, Mowgli, "No existe mayor amor que el de aquel que da la vida por su amigo".
Ben geri dönene dek ona hiç birşey olmadığından emin olun.
Asegúrate de que nada le pase hasta que regrese.
- Onlara birşey olmadı.
- No les pasa nada.
Başka birşey olmadı, hepsi bu
No hay nada más.
Helen'e ambulanslardan korkacak birşey olmadığını söyleyeceğim.
Le diré a Hélène que no hay que temer a las ambulancias.
- Şey, birşey olmadı.
No pasó nada, yo sólo...
Ama onlarla konuştuğumuzda... korkacak birşey olmadığını görürüz.
Pero cuando hablamos de ellas vemos que no hay motivo para tener miedo.
Birşey olmadı ya?
Tenga. Espero que no se haya hecho daño.
- Birşey olmadı.
- No pasó nada.
Hayır efendim. Bunun doğru birşey olmadığına inanıyorum.
No creo en eso.
Kimseye birşey olmadı.
- Le puede pasar a cualquiera.
Birşey olmadı ki.
No ha pasado nada.
Sana, bilmenin pek de sağlıklı olmadığı birşey söyleyeceğim.
Le voy a contar algo que no es muy saludable saber.
- Birşey olmadı.
No, no pasó nada.
Pencerelere bakıp orada olup olmadığını, ya da gelmesini engelleyecek kötü birşey olup olmadığını düşündüğümü hatırlıyorum.
Miré hacia las ventanas, preguntándome si él estaría allí... o si le habría pasado algo malo.
Eğer bana esmer mi veya kumral mı olduğunu soruyorsan ya da bıyıklı olup olmadığını, birşey bilmiyorum.
Si me hubiera llamado para preguntarme si es usted rubio o moreno,... o con bigote, no habría sabido qué contestarle.
- Pek birşey olmadı.
- No mucho.
- Olmadık birşey mi söyledim?
- ¿ Dije algo malo?
- Ciddi birşey olmadı.
- Casi nada.
Uygun bir ilaç olmadığı için, elimden fazla da birşey gelmiyor.
Así que, sin una medicina específica, me temo que no se puede hacer mucho.
Yolunuzun üzerinde alışık olmadığınız birşey gördünüzmü?
¿ Ha visto algo fuera de lo común viniendo hacia aquí?
Umurunda olan birşey varsa da, Ordu olmadığı kesin.
Y si algo le importa, seguro que no es el ejército.
Ev sahibimiz kendim için birşey istemek alışkanlığına sahip olmadığımı bilir.
Ya sabe nuestro anfitrión que no es mi costumbre pedir para mí.
Basın kötü şeyler söylesin varsın, siktiriboktan birşey olmadıkça.
La prensa no nos criticará si no hay nada que criticar.
Bilinçaltında bunun yanlış olmadığını bilseler bile, bu normal ve doğal birşey, fakat yanlış olarak öğretilegelmiş.
Algunos no pueden porque les han dicho que es feo.
Hiç olmazsa birşey olup olmadığını anlayana kadar.
Al menos hasta que averigüemos si hay algo.
Sana birşey olmadı ya.
No te pasó nada.
olmadı 215
olmadım 24
olmadığını biliyorum 19
olmadı mı 33
birşey 36
birşey değil 209
birşey sorabilir miyim 18
birşey olmaz 30
birşey söyle 33
birşey mi oldu 44
olmadım 24
olmadığını biliyorum 19
olmadı mı 33
birşey 36
birşey değil 209
birşey sorabilir miyim 18
birşey olmaz 30
birşey söyle 33
birşey mi oldu 44