Birşey değil traducir español
3,072 traducción paralela
Büyütecek birşey değil.
Gran cosa.
Sihirli birşey değil.
No hay magia en el asunto.
Utanılcak birşey değil.
Nada de que avergonzarse.
Birşey değil.
De nada.
Tartışılacak birşey değil bu.
No es negociable.
Bu, çok sık görülen birşey değil artık.
Bueno, eso es algo que ya casi no ves.
Birşey değil.
Sí.
Bu benim istediğim birşey değil.
No es algo que yo quiera.
Kolay birşey değil.
No son cosas fáciles de hacer.
Büyütülecek birşey değil.
no sé cúal es la gran cosa.
Hırs bu şirket için yeni birşey değil.
La ambición no es nada nuevo para esta compañía.
Bana çarpan bir meteordu, başka birşey değil!
¡ Era un meteorito lo que se estrelló en mi, nada más!
- Bu birşey değil.
- Eso no es nada.
Hayır, öyle birşey değil.
No, es algo más...
- Birşey değil.
- De nada.
Sadece eski bir parça, abartılacak birşey değil.
Sólo viejas cicatrices, nada grave.
Takım çalışması olmuş. Vahşi bir katilden bekleyeceğin birşey değil.
Bueno, eso es muy solidario, no es lo que se espera de un asesino brutal.
Ama bu yeni birşey değil.
Pero eso no es nada nuevo.
Birinin hayatının tehlikede olduğunu düşünmüyorsam hayaletlerle konuştuğum gerçeği pek hoşlandığım birşey değil.
Y el hecho es que hablo con los fantasmas, no es algo que me guste admitir, a menos que sienta que alguien esté en peligro.
Önemli birşey değil.
Era un poco de hierba. No fue la gran cosa.
çok da önemli birşey değil aslında. İşte bu yüzden durmadan bundan bahsedip duruyorum.
Que no es nada de lo que alardear, que es exactamente por lo que alardeaba al respecto todo el tiempo.
Bak bu halının altına süpürebileceğin birşey değil. Herşey açığa kavuştuğunda daha iyi olacak.
no podemos seguir escondiendolo es mejor que salga todo fuera
Bu iyi birşey değil mi?
Bien es bueno, ¿ no?
İyi bunun için söylenecek birşey değil.
Bien no está bien para esto.
Öyle birşey değil.
No es eso.
Yapma lütfen, anne- - Bu ev çürük bir tahta yığınından başka birşey değil.
Oh, vamos, mamá.Es... no, no, esta casa es sólo madera podrida
Büyük birşey değil. Belki evden yapabileceğim, ufak tefek şeyler için falan.
No gran cosa, puede que algún trabajillo independiente.
Büyütülecek birşey değil.
Sin gran emoción.
Horlamak benim elimde olan birşey değil.
Roncar no es algo que pueda evitar.
Evet. Çok fazla birşey değil ama hoşuma gidiyor.
Si, no es mucho pero me gusta.
Bu çok işe yarar birşey değil.
Eso no sirve para nada.
Bize veremeyeceğiniz birşey değil.
Nada que no quieran darnos.
# Bir dulun hayatı çileden başka birşey değil.
- - La vida de una viuda. Sólo heridas del sílice.
O parktaki aşırı dozdan ölen adamla ilgili birşey yaptığını düşünmüyorsunuz değil mi?
No creerán que tiene algo que ver con la sobredosis del parque.
Polisler hakkında birşey yok, değil mi?
Vaya, no hay nada aquí sobre policías, ¿ verdad?
Yalandan başka birşey değil!
¡ Nada más que mentiras!
Bu zaten yüksünen birşey, değil mi?
¿ Ya hay una cosa, los dedales, no?
Böyle birşey yapmazsın, değil mi Ethan?
tu no harias eso, correcto, Ethan?
Lazer manyak birşey. Ama senin dudakların kadar manyak değil bebeğim.
Los láser son asombrosos pero no tanto como tus labios, nena.
Zarardan başka birşey değil " denilerek evlatlık verilmiş biri gibi hissediyorum.
No lo quiero, es mercancía dañada ".
Muhtemelen eşinle yaptığın birşey, değil mi? Sabahları?
Quizá lo hacías junto con tu marido, por las mañanas.
- Sorun değil, ama dinle- - - Birşey bulursan önce beni ara.
- Llámame primero si tienes algo.
- Birşey değil, sonra görüşürüz.
- No hay problema.
Sorun değil, birşey olmaz.
Todo saldrá bien. Estaremos bien.
Evet, birşey söylemeyeceksin değil mi?
Sí, pero... ¿ no le dirás a nadie?
Uzun vadede yapmak istediğiniz birşey sandık... Ve, Missori'de hala öğrencisiniz değil mi?
Sí, nosotros pensamos que era más una cosa a largo plazo, y, ya sabes, eras todavía un estudiante en Missouri.
Yani, sadece fiziksel birşey yaşamamız senin için sorun değil, değil mi?
¿ Así que te parece bien esto? ¿ Que sea algo puramente físico?
Bu kolay birşey değil.
No es tan fácil.
- Hayır, hayır, öyle birşey değil.
- No, no, nada de eso.
Herhalde, benim yerime Porter'a birşey söylemezsin, değil mi?
Imagino que no le dirías nada a Porter de mí, ¿ no?
- Bu bir gemi değil, bu geminin tam tersi olan birşey.
- No es un barco es lo contrario de un barco.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi efendim 66
değildim 75
değil mi çocuklar 56