Bu her zaman olur traducir español
274 traducción paralela
Bu her zaman olur.
Sucede siempre.
Bu her zaman olur.
Por supuesto, es muy común.
Bu her zaman olur.
Siempre pasa lo mismo.
Bu her zaman olur.
Esto pasa a menudo.
Merak etme. Bu her zaman olur.
No, no, eso pasa todo eI tiempo.
- Jesse, bu her zaman olur.
- Jesse, sucede todo el tiempo.
Bu her zaman olur.
Esto sucede todo el tiempo.
- Childs..... bu her zaman olur, ahbap.
Childs, ocurre todo el tiempo, amigo.
Bu her zaman olur.
Siempre pasa.
Bu her zaman olur.
¡ Pasa en las mejores familias!
- Bu her zaman olur.
No tiene nada de extraordinario.
Bu her zaman olur.
Eso sucede todo el tiempo.
- Hayır. Bu her zaman olur.
- No, esto pasa a menudo.
Bu her zaman olur.
Sucede todo el tiempo.
Kabul etsen iyi olur. Bu teklif her zaman geçerli değil.
Más les vale aceptar porque no pueden seguir.
- Söylemesen de olur, ahbap. Müşteri her zaman haklıdır, bu nedenle kovuldum.
El cliente siempre tiene razón, así que estoy despedido.
Bu, her zaman olur.
Demasiado amable. Siempre me pasa.
Bu tür şeyler her zaman olur.
Son cosas que pasan todo el tiempo.
Mahkemenin ilk günü her zaman olur bu. 240'a 130.
Siempre me pasa el primer día de juicio.
- Bu tür şeyler her zaman olur.
- Bueno... cosas que pasan.
Burada olmak garip. Hücre değiştirince bu her zaman olur.
Siempre pasa lo mismo cuando te cambian de celda.
Sakin ol, canım. Bu tür şeyler her zaman olur.
- Tranquila, cariño.
Bu tür şeyler her zaman olur da ne demek?
Estas cosas pasan. - Pero, ¿ qué actitud es ésa?
Her zaman olur bu. Bu İtalyan arabalarını bilirsiniz.
Pasa a veces en estos autos italianos.
Evet, üşüdüğüm zaman bu bana her zaman olur
Sí, siempre me pasa cuando tengo frío.
Bu bölüm her zaman muhtaç kızlara çok yardımcı olur.
Este departamento siempre ha ayudado mucho a las niñas carenciadas.
Her zaman ilginç, büyüleyici çünkü bağlılık her zaman değişime neden olur ama bazen bu değişiklik dramatik sonuçlar doğurur.
¿ Es un liberal? ¿ Teme las ideologías? Un poco.
Peki, Bu numarada her zaman birisi olur.
Pero ahí siempre hay alguien.
Bu ince çatlaklar her zaman olur.
Siempre salen pequeñas grietas.
Şimdi, konu şu... Konu şu ; eğer o odayı sevmediğiniz ortaya çıkarsa... o odayı bunun kadar beğenmediğinize kesin karar verene dek... sizi her zaman buraya taşıyabiliriz, ama bence buna gerek yok.... o durumda oturur konuşuruz, yuvarlak masada tartışır, kafa patlatırız... ve de bu... çocuk oyuncağı olur.
Si no les gusta esa habitación les cambiaremos a esta, pero antes debe decidir si no le gusta aquella, podemos sentarnos y discutirlo será así de fácil, pan comido.
Bu aşamada pek çoğumuzun Hal Philip Walker'ı sorularını anlamadığını söylemek doğru olur. Ama bir sorusuna cevap vermek gerekirse Noel bana her zaman portakal gibi kokmuştur.
Lo más prudente en este momento sería decir que la mayoría no sabemos la respuesta... a Hal Phillip Walker, pero contestando a una de sus preguntas, en realidad, a mí la Navidad siempre me ha olido a naranjas.
Bu zamparalarda her zaman para olur.
Estos degenerados siempre tienen mucho dinero. Bueno.
Her zaman zor olur. Birbirleriyle ilk kez karşılaşan insanlar olur bu yüzden, bu gibi durumlar için son derece hazırlıklıyımdır.
Es difícil intimar en la primera cita, pero estoy dispuesta a romper el hielo.
- Ama bu imkansız. Her zaman altı olur.
- Eso es imposible, siempre son seis.
Önce hastalanır sonra iyileşirsin, her zaman, her yerde, Üzerinde bu gökyüzü olduğu sürece bu böyle olur...
Entonces te enfermas, o te mejoras, y todo el tiempo, donde sea, hay un dosel extendiéndose encima tuyo...
- Bu her zaman böyle olur.
Eso siempre los toca.
Hem de her zaman. Ama bu, ancak barış içinde bir ülkedeyseniz olağandışı bir durum olur.
pero sólo es inusual si piensas que somos un país en paz.
- Garip şeyler her zaman olur. Aslında sahip olduğumuz bilinmeyen güçleri açıklamak adına bu hikayeleri anlatırız.
- Cosas extrañas ocurren todo el tiempo así que nos inventamos historias de fantasmas para explicar los poderes dentro de nosotros que no entendemos.
Bu tür şeyler her zaman olur.
Esas cosas pasan.
Bu tür şeyler her zaman olur.
El papá que enamora a la niñera es una historia vieja. Sucede siempre.
Bu cinsiyet değişikliği her zaman olur.
Este tipo de cambio de sexos ocurre a menudo.
- Bu New York'ta her zaman olur.
Ocurre todo el tiempo en Nueva York.
Ve her zaman başka toplumları merak edip durdun. Ve bu yüzden onlar hakkında okumana izin verdim. Çünkü bu şekilde bir yok sayma, en büyük düşmanımız olur.
Sentías curiosidad por otros pueblos y te permití que leyeras sobre ellos, porque opino que la ignorancia es nuestro mayor enemigo.
Bu tür yerlerde her zaman en iyi yemekler olur.
Lugares como este siempre tienen buena comida.
Bu, her zaman olur.
Ocurre.
Tamam, bu olur. O zaman her tarafımız haçla kaplı.
Bueno, tenemos cruces.
Hızlı ve acısız ve kansız olursa iyi olur gerçi bu, her zaman olası değildir sanırım.
Una muerte rápida y sin dolor, preferiblemente sin sangre. Aunque imagino que eso no siempre es posible.
- Evet, bu bölgede her zaman suçla ilgili bir şeyler olur.
Esta zona es famosa por el elemento delictivo.
Ama her zaman şimdi ve sonra çok sık değil ama, bu olur, böyle olmayan bir dünya gözünüze takılır.
Pero a veces - no generalmente, pero pasa - le echas un vistazo al mundo y no funciona así.
Bu olay her zaman olur.
Sucede todo el tiempo.
"Bu tehlikeli işte umarım kalbiniz yeterince samimi olur ve her zaman sizinle falan filan."
Le deseo la mejor de las suertes en nuestra empresa, y quedo suyo, etcétera, etcétera. "