Bud traducir español
3,123 traducción paralela
- "Pils" mi yoksa "Weizen" mi?
- Bud o Bud light ( cerveza )?
Neden bir sürahi bira ile başlamıyoruz?
¿ Por qué no comenzamos con una jarra de Bud?
Telefonuna cevap vermiyormuş sonra patronu Bud Dearborne'u aramış Dearborne evine vardığında o şekilde bulmuş.
No contestaba el teléfono. Así que su jefe llamó a Bud Dearborne. Fue hasta allí e hizo que el gerente lo dejará pasar.
Bud Dearborne ve Andy Bellefleur ona bazı sorular sordular sonra da onu devriye aracına tıktılar.
Bud Dearborne y Andy Bellefleur. Le hicieron algunas preguntas. Y luego lo metieron en el auto.
Şerif bir hata yapmıştır.
Bud Dearborne cometió un error.
Bud, Bud.
Bud... Bud.
Bud!
¡ Bud!
Bu savaş değil Bud.
No es la guerra, Bud.
Bud, bunu mahvedersen, seni terk ederim.
Bud, fastidia esto y te abandono.
Oy verecek misin Bud?
¿ Tú votas, Bud?
Bu yıl 31 gün hastalık izni kullandın Bud.
Te has reportado enfermo 31 días en este año, Bud.
Biliyorum okula birlikte gittik Bud.
Nos conocemos desde la escuela, Bud.
İşten çıkarılmana üzüldüm Bud.
Siento que hayas perdido tu trabajo.
- Hey, Bud! - Evet?
- ¡ Hey, Bud!
Bud.
Bud.
Siz bana Bud deyin.
Llámeme Bud.
Bud, geceyarısı bazı insanların Santa Fe'den buraya niye geldiklerini söyleyeceğinizi umuyorum.
Bud. ¿ Podría decirme por qué esos hombres... vinieron de Santa Fe a verlo a media noche?
Bak dinle Bud, sözlerine dikkat etsen iyi olur.
Escuche, Bud, necesita moderar tu lenguaje.
Yani Bud. Earnest Bud.
- ¿ Quiere decir, Bud?
Düşünüyorum da Marty bu Bud Johnson'ı tanımak istiyorum şahsen.
Sabes, estaba pensando, Marty. Me gustaría conocer personalmente a Bud Johnson.
Bud, yaşamın bundan sonra biraz farklı olacak.
Bud, su vida va a ser diferente a partir de ahora.
- Bud? - Evet.
- ¿ Eres Bud?
Hey Bud, yolun aşağısında tanışmanı istediğim biri var.
Tengo un amigo que quiero que conozcas.
- Merhaba Bud.
Hola. Bud, Martin Fox.
Ben de öyle Bud. Sana Bud diyebilir miyim?
Es un honor conocerlos, Bud.
İyi bir benzetme Bud.
Buena analogía, Bud.
Bira ister misin Bud?
¿ Quieres una cerveza, Bud?
Futbola meraklı mısın Bud?
¿ Eres fanático del fútbol, Bud?
Bud, Amerika'yı bir takım kendini de teknik direktör farz et.
Quiero que imagines que América es un equipo...
Pası kime verirsin Bud?
¿ A quién le darías el balón, Bud?
Bud, Amerika sana güveniyor.
Bud, América cuenta contigo.
Hey, Bud, eğer beni izliyorsan...
Oye, Bud, si estás ahí y ves esto...
Bir bud ister misin Bud?
¿ Una cerveza, Bud?
- Merhaba Bud!
- Hola, ¡ Bud!
Hey Bud!
Bud!
Bud'la röportaj istiyorsunuz, öyle değil mi?
¿ Quieres una entrevista con Bud, ¿ verdad? Sí, eso me gustaría.
- Bud!
¡ Bud!
Bunu duyduğuma üzüldüm.
Lamento oír eso, Bud.
Yaptı bile Bud.
Realmente, lo hizo, Bud.
Bundan vazgeçmeyeceğim Bud.
Y no pararé ahí, Bud.
Bud ve Molly Johnson el ele vererek...
Bud y Molly Johnson han estado hoy...
Bud Johnson'a bir teslimatım var.
Traigo una encomienda para Bud Johnson.
Söyler misiniz Bud Johnson'ın aracı nedir?
Digamma, ¿ qué mueve a Bud Johnson?
Bud, peki seni kişisel olarak çok etkilemiş olan özel bir konu var mı acaba? Bizimle paylaşmak istediğin?
Bud, al ver esto, ¿ hay algo en particular que... te afecte personalmente?
Bud Johnson temelimiz.
Bud Johnson es nuestra base.
- Nasılsın, Buddy?
- ¿ Cómo lo llevas, Bud?
Bud nerede?
¿ Dónde está Bud?
Hey, Bud.
Hola, Bud.
Yemin ettin Bud.
Estás bajo juramente,, Bud.
- Evet efendim.
¿ Puedo llamarlo Bud?
Seni sevdim, Bud.
Bueno... me gustas, Bud.