English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ D ] / Daydınız

Daydınız traducir español

141 traducción paralela
- Uzunca bir süredir Hindistan'daydınız.
- Estuvo en la India un tiempo.
Demek dün Amsterdam'daydınız Bay Haverstock.
Así que ayer estuvo en Ámsterdam, Sr. Haverstock.
Tahmininizden fazla dışarıdaydınız.
Y que estuvo así más tiempo del que creyó.
Ama buraya gelmeden önce, New York'ta dışarıdaydınız.
Pero antes de venir, cuando aún estaba afuera, en Nueva York.
Ne zamandır dışarıdaydınız?
¿ Cuánto tiempo han estado aquí?
Dokuzuncu birlik. Siz Gettysburg'daydınız değil mi?
Estuvieron en Gettysburg, ¿ verdad?
- Devam edin, Ulm'daydınız.
Sigue. Estas en Ulm.
Evet, siz Twilight Room Bar'daydınız.
- No, usted estaba en Twilight Room.
Dün gece yine St. Marco'daydım. Siz de yine St. Marco'daydınız.
Anoche yo fui a la plaza de San Marcos otra vez.
Sizi son gördüğümde çatıdaydınız.
La última vez que les vi estaban en el tejado.
- Siz de mi Normandiya'daydınız?
¿ También estuvo usted en Normandía?
- Dr. Eckner, Cinayetlerin olduğu gece Fort Linton'daydınız,
Dr. Eckner... usted estaba en Fuerte Linton la noche de los asesinatos...
Dün... dün gece aradık, ama sanırım dışarıdaydınız.
Estuvimos aquí anoche, pero... creo que no estaban.
Onlar tepede, siz de aşağıdaydınız.
¡ Ellos en la cima y vosotros en el fondo!
14 Kasım cumartesi gecesi Kansas, Holcomb'daydınız.
La noche del sábado 14 de noviembre estabas en Holcomb, Kansas.
- Olay olduğunda Meksika'daydınız ve tarihler, şurada şey vardı- -
Ud. estaba en México cuando este asunto ocurrió y las fechas ahí fueron...
Kısa bir süre önce Kuzey Afrika'daydınız, Tanca'da, değil mi?
Estuviste recientemente en el Norte de Africa, ¿ verdad? En Tánger, ¿ no es así?
Efendim, siz Washington'daydınız benim gibi burada değildiniz.
Señor, usted que es de Washington, usted no es de esta zona como yo.
Beyefendi ve siz Mantua'daydınız.
Mi señor y vos estabais en Mantua.
Meksika'daydınız.
Estabais en México.
Peki Bay Santore, ülkemize gelmeden önce Brezilya'daydınız.
Así que, Sr. Santore, antes de venir a nuestro país, estuvo también en Brasil.
Brezilya'daydınız çünkü... bir iş toplantınız vardı. Darbeden önce, darbe esnasında ve sonrasında.
Estuvo pues en Brasil como Consejero antes, durante y después del Golpe de Estado.
Sizi uyandırmak o kadar kolay mı? Bütün gece dışarıdaydınız.
Intenté despertarlo pero... por la noche usted anda no se sabe donde.
Dün gece, sen ve o Chinatown'daydınız.
Anoche estuvieron juntos en Chinatown.
Lanet olsun, doğru tüm gece dışarıdaydınız.
Sí que has estado fuera toda la noche.
Bu gece kaçınız dışarıdaydınız?
¿ Cuàntos habéis salido esta noche?
Tüm gece dışarıdaydınız, ha?
Despiertos toda la noche, ¿ eh?
- Evet, Bay Bagley, dışarıdaydınız.
- Sí, Sr. Bagley. Salió.
- O zaman Chicago'daydınız.
- Estaba en Chicago.
Yani siz Tahoe'daydınız, burada değildiniz?
¿ Así que estaba usted en Tahoe, no aquí?
Yani cinayet gecesi Cherbourg'daydınız.
La noche del asesinato, usted se quedó en Cherburgo.
- Yanılmıyorsam Vietnam'daydınız.
- Estuvo en Vietnam, si no me equivoco
Siz Viyana'daydınız. Ilona'yla beraber. Üç gün boyunca.
Tú estuviste en Viena... con Ilona... tres días completos.
Sen ve Schillinger kaç yaşınızdayken Lardner'daydınız?
¿ Qué edad tenías cuando estuviste con Schillinger en Lardner?
Hem Boca'daydınız.
Una vez. Y Ud. estaba en Boca.
10 yıl önce Vaux-le-Vicomte'daydınız.
¿ Estaba en Vaux-le-Vicomte hace 10 años?
Ama siz merdiven sahanlığında ve yukarıdaydınız, bayan.
Pero Ud. Estaba en lo alto de la escalera, Mademoiselle.
Hm. O gece siz de aynen kurbanın olduğu gibi dışarıdaydınız.
Saliste esa noche y fuiste con la victima
Eğer cevabınız "evet" ise, toplantıdaydım.
Usted contesta : "Sí, yo estaba en esa y esa reunión."
Beni hatırlamazsınız, ama Queen Alexandria'daydım.
No se acordará de mí, pero estuve en el Queen Alexandria.
Geçen yıl siz buraya taşınınca... Kate hakkında bir şeyler duyarsınız diye korktum. Ama o burada, kıyıdaydı... sizse dağların öte tarafında, Salinas'taydınız.
me temí... que pudierais descubrir algo sobre Kate. y vosotros al otro lado de las montañas de Salinas.
Stalingrad'ın son günlerinde KızıI Ordu'daydın.
Estuvo con el ejército rojo los últimos días de Stalingrado.
Geçen gün Coney Island'daydım. Hafta sonu kızım benimleydi. Arkadaşının Trump Village'daki evinden aldım.
Yo estaba en Coney Island, el otro día, tuve a mi hija el fin de semana, la fui a buscar a la casa de un amiga en Trump Village, la llevé a Coney Island, a la costanera.
Gördüğüm kadarıyla bu gece dışarıdaydınız.
- ¿ Así que han salido a divertirse?
Hepiniz Manchukuo'daydınız.
Todos estabais en Manchukuo.
Arka arkaya dört sayı vuruşu yaptığınız gece Kingdome'daydım.
Estuve en el Kingdome cuando permitiste cuatro home runs seguidos.
Savaşçı sınıfımız kaynaklarını daha fazla paylaşmak istemediğine karar verdiğinde benim ailem de Sikar'daydı.
Mi familia estaba en Sikar cuando los guerreros los sometieron.
Her neyse, dışarıdaydık ve kızın iki arkadaşı geldi.
Estamos afuera y llegan dos de sus amigas.
Size Akademi ödülünü sunuyorum, Wernstorm'daydı ama ahmağın teki olduğunu anladığımız için el koyduk.
Ahora, le otorgo el premio de la Academia... que le quitamos al Dr. Wernstrum cuando entendimos que era un asno. ¡ Sí!
Başınız aşağıdaydı. Hareket sırasında başınız aşağıdaydı.
Tenia la cabeza abajo durante ese movimiento.
- Evet, yeni stajyer. Ailesi Avrupa'daydı, yalnız kalsın istemedim.
Sus padres están en Europa y me dio pena.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]