English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ D ] / De buluş

De buluş traducir español

674 traducción paralela
Benimle, saat 5'te Broad Sokağı Kilisesi'nde buluş.
"Espérame a las cinco en la iglesia de Broad Street."
Stop. Benimle Créon Paris'de buluş.
Reúnete conmigo, Cryon, París.
Evet, saat dörtte benimle Clyde Sokağı kilisesinde buluş.
¡ Sí! En la iglesia de la Calle Clyde, a las 5.
Benimle "Melek Cebrail" de buluş.
Ven al "Ángel Gabriel".
Benimle derhal Mario'nun evinde buluş.
En casa de Mario. Quedamos enseguida.
Benimle Pigalle'de buluş.
Nos vemos en el Pigalle.
"Kelly, yarın gece saat 23.00'te benimle Roaring 20s'de buluş."
"Kelly, quedamos en el Roaring'20s mañana por la noche, 11 : 00."
Yarın şafak sökerken benimle köyün girişinde buluş.
Espéreme a la entrada de la aldea mañana al amanecer.
- Benimle Nevada Üniversitesi'nde buluş.
- Nos vemos en la Universidad de Nevada.
- Benimle CHez Nous'da 1 1'de buluş.
- Quedamos en Chez Nous a las once.
Daha sonra Grammont ve Véricourt ile Empire'de buluş.
He avisado a Grammont y a Véricourt, te esperan en el'Empire'al acabar.
Dinle benimle burada saat 5'de buluş tamam mı?
Vuelve a las cinco, ¿ de acuerdo?
Benimle saat 6 : 00 da basınevinde buluş. Üstüne hoş bir şeyler giyin. Ve geç kalma.
"Nos juntamos a las 6 : 00 PM en la primera cena de trabajo ponte algo bonito, no llegues tarde."
Arikara'ysa, hemen geri dönüp burada benimle buluş.
Si son los Rees, das vuelta de inmediato a encontrarme aquí.
Hiç de ödül taşımayan bu buluş, beraberinde bir kesinlik getirdi : Çarpılıp kapatılan ve sürgülenen bir kapı gibi.
El fracaso de nuestro intento es como hallar una puerta más... cerrada para siempre.
Hemen işe başlıyorum. İki saate benimle buluş.
Nos encontraremos dentro de dos horas.
Biliyor musun, bu buluş kaşıntı tozundan bu yana gelmiş geçmiş en şüpheli buluş ve yararı da aynı sayılır.
Creo que la fórmula es el descubrimiento más irrelevante desde los polvos picapica. - Es igual de útil.
Benimle tam gece yarısında garajımda buluş.
LESTER BLAINE Irene Lo tengo. Un plan que no puede fallar. Escápate de la fiesta y reúnete conmigo en el garage justo a medianoche.
Bunları yapınca, Pompeius kapısında bizimle buluş.
Después, ve al atrio de Pompeyo, nos encontraremos allí.
Sonra Kopenhag'daki Havnegade'de saat 1'de benimle buluş. Ama ayık ol!
Quedamos en Havnegade en Kopenhagen a la 1. ¡ Y sobrio!
Sadece bir saat sonra kapıda bizimle buluş. Lütfen.
Reúnete con nosotros dentro de una hora. ¿ Sí?
Pasteur'ünkü kadar önemli bir buluş yaptınız.
Ha hecho un descubrimiento como el de Pasteur.
- Bir buluş daha.
- Uno de sus inventos.
Onunla sadece buluş, randevu verme.
De otra manera, el Papá lo haría Nunca perdóneme. Lo que fuere que usted diga, la princesa.
YARASA PEŞİMİZDE OLABİLİR ODASINI ARA VE SAAT 1'DE BENİMLE MUTFAKTA BULUŞ
ES POSIBLE QUE LA VIEJA SOSPECHE ALGO REGISTRA SU habitación Y BAJA A LA COCINA A LA UNA DE LA MADRUGADA.
- Parker benle Londra bankasında buluş.
- Parker, nos vemos en el banco de Londres.
Rollin'le buluş ve ben dostumuzu ekerken sen de ona başlamasını söyle.
Dile a Rollin que empiece mientras yo despisto a nuestro amigo.
- Benimle toplantı odasında buluş.
- Venga a la sala de reuniones.
Eğer birilerine buluş ve deney bahşedilmemiş olsaydı o zaman bu gece ki yemeklerinizi mağarada yiyor olacaktınız.
De no haber inventado y experimentado el hombre esta noche comería su cena en una cueva.
Güzel. Bizimle karakolda buluş.
Júntate con nosotros en la Estación de Policía.
- Benimle bu gece yemekten sonra buluş.
Nos veremos después de la cena.
Güzel göz siperleri. Maybelline'den kirpiklerde iki yeni buluş.
Las Beautiful Blinkers... dos nuevas creaciones en pestañas, de Maybelline.
Tıpatıp benzeyen, cesarete ve yeteneğe sahip iki insanın, hayatı bir parlak hayaller geçidi, mutlu bir buluş haline getirerek oynadıkları oyunlarla bu hayatın boşluğuyla ve korkularıyla yüzleşmeleri için bir araya gelmesi.
Dos personas, igualmente dotadas que tienen el valor y el talento de convertir la vida en una charada de grandes momentos y bellas fantasías. De afrontar la vacuidad de la vida y sus horrores, a base de jugar.
Saklanıyormuş onunla saat 3 te Harumi'deki eski fabrikada buluş.
Para evitar atraer la atención... Te esperará a las tres en la fábrica abandonada de Harumi.
İdealist ve çalışkan bir doktor tarif ediyor. Bu doktor karısının eteklerinde yaşadıktan sonra. Büyük bir tıbbi buluş yapıyor.
Es el retrato exacto de un joven doctor, idealista y trabajador, que después de años de pobreza y de depender de su esposa, logra de repente un importante descubrimiento médico.
Bütün şehri topla ve benimle stadyumda buluş.
Reúna a todos de la ciudad y encuentreme en el estadio.
Bugün 8'de benimle burada buluş.
Ven aquí hoy a Ias 8 : 00. Trae el dinero.
Evet. Bir şişe viski al ve cumartesi günü benimle burada buluş.
Compra una jarra de whisky de maíz y nos vemos aquí el sábado.
Saat 4'te Özgürlük Anıtı'nda kız arkadaşınla buluş.
Encuentre a conocida femenina a las 16 : 00 en la estatua de la Libertad.
Diyelimki bu bir buluş ırkçı kolonilerin bulduğu. Vahşileri yok etmek için uydurulan ve onları gaddar gösteren bir hayal.
Vamos a decir que es una invención del colonialismo racista que interés tenía en crear un mito de un feroz y sub-humano ser salvaje apenas para exterminarlo.
Henry, yarın sabah 8'de benimle buluş.
Henry, me gustaría hablar con usted mañana por la mañana a las 8.
- Öyle mi? - Git cuma geceki takımlarını al ve benimle burada buluş.
Trae tu Especial de Viernes por la Noche.
Yarış alanında benimle buluş, oldu mu?
Te espero en el hipódromo, ¿ de acuerdo?
- "Saat 4 : 00'de benimle buluş."
- Te espero a las 4.00.
Yarın babasının çiftliğinin arkasında onunla buluş, 5 : 30'da.
En la finca de su padre, mañana a las 5 : 30.
Aman Tanrım, ne de büyük bir buluş!
¡ Vaya, qué gran adelanto ahí!
Bu gece kocanın yanından kaç. Benimle buluş.
Escápate de tu marido esta noche.
Benimle Chelsea Otel'de saat beşte, 906 nolu odada buluş.
Te veré en el Hotel Clnelsea a las 5 p.m., habitación 906.
Bu gece, saat 10.00'da, Kalıbı 2 milyon dolar karşılığında geri almak için bizimle tapınakta buluş.
Tu cabeza a cambio de la cinta.
Bay Browne eğer ciddi olursanız daha kötü bir buluş yapabilirsiniz. Çünkü tek söyleyebileceğim buraya geldiğimden beri sesini bunun yarısı kadar bile iyi duymamıştım.
Si es serio, puede hacer un descubrimiento peor, porque sólo puedo decir que nunca la había oído cantar ni la mitad de bien desde que vengo aquí.
Yoklamadan hemen evvel, mutfakta adamlarımla buluş.
Reúnete con mi hombres antes del pase de lista en la cocina.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]