Dedikleri gibi traducir español
510 traducción paralela
Yada İngilizce'de dedikleri gibi, onalra bol şans.
Como se dice en su idioma, buena suerte.
Sende kalsın daha iyi. Madem, dedikleri gibi "bir" oluyoruz hangimizde kalırsa kalsın, fark etmez, değil mi? .
Creo que será mejor que lo tengas tu desde ahora en adelante porque ahora que los dos somos... realmente no importa quién de los dos lo conserve.
Ve çember tamamlandı, dedikleri gibi, tam da senin evinde ve...
Y el circulo esta completo, como dicen, justo en tu casa y...
Belki yaşlanıyorum, belki de dedikleri gibi şimşek çarpmasıdır.
Quizás haya envejecido, o sea lo que llaman un flechazo.
Filmlerde dedikleri gibi : "Suçlu şu yöne gitti."
CHARLES Y YO INTENTÁBAMOS BOTAR EL BARQUITO DE NUESTRO HIJO.
- Bu canını yakacak. - Evet, dedikleri gibi.
Como dicen, esto te va a doler más de lo que me va a doler a mí.
Melodramlarda dedikleri gibi, sağ kolumdan başka bir şeyim yok.
Sólo tengo juventud y salud, como dicen en los melodramas.
Dedikleri gibi, sonuçta buraya geldim, değil mi?
Como se suele decir, estoy aquí, ¿ no?
- Dedikleri gibi seyahat iyi gelir.
- ¿ Cómo? - Dicen que los viajes mejoran.
"Sevgili Baba, veya burada dedikleri gibi, Cher Papa."
"Querido padre, o Cher Papa como decimos aquí".
Paris'te dedikleri gibi, Tout de suite.
Tout de suite, como dicen en París.
Evet, yol ayrımına geldik... Tüm iyi Western'lerde dedikleri gibi : Hangi yöne gideceğiz?
Ya estamos en el el cruce... y como dicen en los westerns, ¿ hacia dónde?
Bravo... Teksas'ta dedikleri gibi.
Bravo,... como dicen en Tejas.
Dedikleri gibi San Quentin... bu da ölmenin saçma bir yolu işte.
Bueno, como dicen en San Quentin así marchan las cosas.
Dedikleri gibi, vakit nakittir.
Dicen que el tiempo es dinero.
Dedikleri gibi, süngülerimizi hazırlayalım.
Pues, según el dicho : cogeré al toro por los cuernos, o sea a la bayoneta.
Ve şimdi tıpkı mahkemede dedikleri gibi o gemilerden biriyle geziye çıkacağız.
Hace meses que estamos juntos y nos iremos en uno de esos cruceros, como dijeron en el juicio.
Zaman zaman dedikleri gibi...
Como suelo decir a veces...
Haberlerde dedikleri gibi fırtına çıkmaması da bizim şansımızdı.
Anunciaban tormenta, pero nos ha hecho buen tiempo.
Denizi, onu sevenlerin ona İspanyolcada "la mar" dedikleri gibi, bir sevgili olarak görüyordu.
Decía siempre'la mar'. Así es como le dicen en español cuando la quieren.
Dedikleri gibi ;
Hablemos con propiedad ;
Televizyonda dedikleri gibi kötü biri olmak istiyorum.
Como dicen en la tele : "un tipo con pocas pulgas".
Dedikleri gibi, Kendini toplamalı ve yeni şeylere ilgi göstermelisin.
Lo que debe hacer es interesarse por las cosas.
Jersey'de dedikleri gibi, vive la différence!
Como dicen en Jersey : "Viva la diferencia".
Dedikleri gibi, Mel "nonoş" mu?
¿ Mel es marica, como dicen?
Dedikleri gibi, botu almışlar.
Tienen el bote, como dijeron.
Oryantal erotizm, deneyimlerime dayanarak söylüyorum dedikleri gibi bir şey değil.
El erotismo en Oriente, por mi pequeña experiencia personal, no es lo que nos imaginamos.
Dedikleri gibi hırsız dayanışması.
Movido por aquello que llaman honor entre ladrones.
Bayan! Dedikleri gibi şeytanın avukatı olmak istemem ama.. ... elinizde kartlarla öylece çıkıp gidemezsiniz.
Señora no me gusta ser, como se dice, el abogado del diablo pero no puede salir de este cuarto con las cartas en la mano.
Dedikleri gibi, şova yolda devam edelim.
Como se dice ahora, que comience el show.
Polisler geliyor. Dedikleri gibi aksırdım.
La policía ya llega, ellos lo harán.
Dedikleri gibi, iyi bir burnu var.
Una buena nariz, como dicen.
Söyleyin bana, senyor, dedikleri gibi kötü müsünüz
Dígame Señor. ¿ Es usted tan malo como dicen?
Ama dedikleri gibi, kanunun eli uzundur.
Como se suele decir, es el largo brazo de la ley.
Tam olarak dedikleri gibi yapmalısın.
Vos sólo tenés que hacer como ellos dicen.
Bayan Sode, her zaman dedikleri gibi, yolda bir arkadaşa ihtiyacınız var
Señorita Sode, como suele decirse, en el camino se necesita un compañero.
Eğer dedikleri gibi Tanrı bir tane ise, orada olacağım dostum.
Si sólo dirá una palabra, iré.
Dedikleri gibi, onun için kötü olur muydu?
¿ Aunque... sería tan grave como dicen...?
'Dedikleri gibi, farklı bir gezideydik.
Ya no somos de este mundo.
Ve inanın, dedikleri gibi, hiç kolay olmadı. Ama bu hayatta, bir şeye tutkunuz varsa onu alırsınız.
No fue fácil para ellos pero en la vida si quieres algo, lo consigues.
Onların "Kapıyı biraz aç daha aç, biraz daha aç" dedikleri gibi.
"Abre un poco más la puerta... un poco más, más. Dicen : Eso, así".
"... ve dedikleri gibi kendi için.
¡ Muerte a la cultura burguesa!
Tamam dedikleri gibi "bir şeye istediğin kadar fiyat biçmek serbesttir."
Dicen por ahí... que no tiene precio lo que es gratis.
- Açıkcası farketmedim, reklamda dedikleri gibi :
Quería algo impactante.
Dedikleri gibi, Teğmen, "canlı kalmak için bombala".
Bueno, teniente, como dicen :
Eğer dedikleri gibi bir kadınsan ufacık bir acıdan neden mızmızlandığını anlamıyorum.
Si eres la mujer que dicen que eres no se por qué estás gimoteando por un leve dolor.
Orduda dedikleri gibi, "haydi şerefe!"
Y ahora, amigos como en el regimiento, de un solo trago.
Hep bahar mevsimi yaşanan Divina Costiera dedikleri yerdeki sahile bir deniz kuşu yuvası gibi yerleştirilmiş Akdeniz yazlık evi gibi şeyleri kapsıyor.
Incluye cosas como una villa en el Mediterráneo. Posada como el nido de un pájaro junto a la costa... a la que llaman Divina Costiera, donde siempre es primavera.
Vandallar gibi girecekler Roma'ya. Papalık düşmanı, deccal dedikleri kişiyi hatırlatacak her şeyi yakıp yıkacaklar.
Irán a Roma como fueron los vándalos, a quemar y a destruir... todo lo que les recuerde a aquél... al que ahora llaman "Antipapa" y "Anticristo".
Dedikleri gibi mutlu son. Adalet bir kez daha tecelli etti.
Pero, ¿ en realidad fue así?
Sovyet Yüksek Komiserliği, Moskova saatiyle yarın saat 23 : 00'da, adına "Gardiyan" dedikleri ve tıpatıp aynı bizimki gibi olan elektronik beyinlerini çalıştırma emri vermiş. Evet beyler, buraya kadar. - Sadece savunma amaçlı olacakmış.
El Concilio de la URSS anunciará mañana 23 hs, hora de Moscú, la activación de un cerebro electrónico, similar al nuestro, bautizado "Guardián", usado solamente para su defensa.
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
dedikodu 28
dedik 42
dediklerine göre 41
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
dedikodu 28
dedik 42
dediklerine göre 41