Dersiniz traducir español
8,060 traducción paralela
Şu hıyarlardan birini öldürmeye ne dersiniz?
Podríamos matar a uno de ellos.
- Değiş tokuş yapmaya ne dersiniz?
En una tienda no puedes comprar dos por menos de 800.000.
Gangster olmaya ne dersiniz? Şöyle baştan ayağa bir giyiniriz.
Quizás gángsteres, todos bien vestidos.
- WP Moss'a ne dersiniz?
¿ Qué le parece WP Moss?
Şimdi ben de o kızlardan biriyim, ne dersiniz?
Supongo que ahora soy una de las chicas.
Bayan Banks görüşmemize hemen başlamaya ne dersiniz?
Así que, Señorita Banks, ¿ qué le parece si nos metemos de lleno en la entrevista?
Kartopu savaşına ne dersiniz? - Kartopu savaşı!
¡ ¡ Una lucha con bolas de nieve!
İkiye iki maça ne dersiniz?
¿ Qué tal un partido, dos contra dos?
Düğün tarihini belirlemeye ne dersiniz?
¿ Qué opina de fijar una fecha para la boda pronto?
Dersiniz ilginç gibi.
Suena interesante.
Birkaç hafta önce Philly'den gelen bir profesörle dersiniz vardı.
Había una conferencia que programaste hace un par de semanas que contaba con un profesor de Philly.
Hey, nasıl böyle bir hile ne dersiniz?
¡ Eh! ¿ qué tal un truco como ese?
Onları motelde indirmeye ne dersiniz?
Sí, bueno, ¿ y qué hay de llevarlas al motel?
- Ferguson'dan sonra ne olur dersiniz?
- ¿ Qué creéis que busca Ferguson?
Sizi ofisinize taşıması için oğlunuzun ölümünden faydalandığınızı söyleyen birine ne dersiniz?
¿ Qué diría a las personas que sugieren que ha sacado provecho... de la muerte de su hijo para impulsarse hasta este despacho?
Ne dersiniz?
- De hecho...
Pekala, biraz tatlı yemeye ne dersiniz?
Quizá debamos comer el postre, ¿ sí?
İkisine ne dersiniz?
¿ Ó ambos?
Biraz aydınlatmaya ne dersiniz?
¿ Qué le parece una pequeña y ligera demostración?
Eğelnceyi mahkeme salonuna saklayalım, ne dersiniz?
Bueno, vamos a guardar la diversión para el juzgado, ¿ vale?
Bir şey deneyeceğini sanmıyorum, ne dersiniz?
No crees que intente algo, ¿ cierto?
- Ne dersiniz, Bayan Hughes?
- ¿ Qué opina, Sra. Hughes?
Hiçbir şey yapmadım mı dersiniz?
¿ Acaso me senté a pensarlo?
Battaniye dağıtmakla başlayalım, ne dersiniz?
Empecemos a repartir mantas, ¿ sí?
Ama en yüksek seviyede kim yazıyor dersiniz?
¿ Pero saben quién escribe al más alto nivel?
Öhö, şuna ne dersiniz?
¿ puedo hacerles una pregunta?
Kura çekmeye ne dersiniz?
podemos dejarlo en un sorteo.
Buna ne dersiniz?
Así que... vamos, ¿ qué me dices?
Kurtarabilir miyiz dersiniz?
¿ Crees que podemos salvarlo?
Madem öyle siz kahramanları Sakaar'da görelim, ne dersiniz?
¿ Veamos si son héroes en Sakkar, sí?
Sizi Mera'daki Adelaide'ye, ormanların emin kadınına götürsem ne dersiniz?
¿ Qué tal si los llevo con Adelaide del Pasto, la buena mujer del bosque?
Çıkıp bir şeyler yemeye ne dersiniz?
Oiga, ¿ qué les parece si salimos de aquí, y comemos algo?
Hadi gerçek olanları arayalım, ne dersiniz?
Llamemos a los reales, ¿ sí?
Sıcaklığı değiştirmeye ne dersiniz?
¿ Qué tal si cambiamos la temperatura?
Peki Yüzbaşı Randall'ın Inverness'e kadar size eşlik etmesine ne dersiniz?
¿ Y si el capitán Randall la acompaña a Inverness?
Tüm masrafları karşılanmış, bir haftalık bir tatile ne dersiniz? Kendi yemeklerinizi pişirip, kendi kıyafetlerinizi yıkayacağınız bir yere?
¿ Qué os parecería un viaje de una semana con todo pagado a un lugar donde se puede cocinar la propia comida y hacer la propia colada?
Hey, alnına "mankafa" mı yazsak, ne dersiniz?
¿ Oye, creéis que deberíamos escribirle "imbécil" en la frente?
Ne dersiniz?
¿ Que qué?
Millet! Glutensiz olmayan, kazeinsiz, kabaklı lahanalı sandviç. Ne dersiniz buna?
Todos, sándwiches de calabacín y col sin gluten y sin caseína. ¿ Qué os parece?
Kahvaltıya ne dersiniz?
¿ Le apetece a alguien más desayunar?
Bence bu kadar formalite yeter, ne dersiniz?
Podemos dispensar con las formalidades, ¿ no crees?
Padilla mıydı dersiniz?
¿ Cree que fue Padilla?
Kardiyoloji ne dersiniz?
Que hay acerca de cardíologia?
How would you ladies like to be among the first people in L.A. Canticle tarafından yeni bitki bazlı cilt bakım serisi örneğine ne dersiniz?
Señoras, ¿ qué les parecería ser de las primeras personas de Los Ángeles en probar la nueva línea de cosméticos de origen vegetal de Canticle?
Şu ebeye ne dersiniz? Bebekler için kullandığımız adam.
El que trajo a mis hijos al mundo.
Şöyle bir şey yapmaya ne dersiniz?
¿ Por qué no hacemos algo mejor?
Ne dersiniz?
¿ Qué le parece?
Bu Pippa Middleton * fırın eldivenine ne dersiniz?
¿ Qué te parece este guante para horno de Pippa Middleton?
Buna ne dersiniz efendim?
que hay sobre esto, señor?
Peki, Çin Yeni Yılına ne dersiniz?
Vale, ¿ qué pasa con el Año Nuevo Chino?
Buna ne dersiniz?
¡ ¿ Qué pasa con eso?