Durmalıyız traducir español
519 traducción paralela
Onlardan uzak durmalıyız.
Debemos mantenernos lejos de ellos.
Avery'nin batısındaki çalılık alanda durmalıyız.
Los repartiremos por los matorrales, al oeste del terreno de Avery.
Yapar korkusuyla durmalıyız önüne.
En ese caso, hay que prevenir.
Carabinieri olunca kadınlardan uzak durmalıyız..
Antes de brigada no tomas mujer por no perjudicarla.
Ama bence durmalıyız ve duralım da kendi kalplerimizin ve hayatlarımızın içine bakıp orada ne bulduğumuzu görelim.
Deberíamos detenernos ahora mismo y mirar en nuestro corazón, analizar nuestras vidas, y ver qué encontramos.
Yüzbaşı'nın tekrar binebilmesi için burada durmalıyız.
Debemos detenernos hasta que el Capitán pueda montar de nuevo.
Bence burada, Bayan Stephanie'nin bahçesinde durmalıyız.
Creo que debemos quedarnos aquí en el patio de la Srta. Stephanie.
Önlemimi daima önceden alırım. Hayır, durmalıyız.
Yo por precaución ya lo hice antes.
Bunun üstünde durmalıyız.
Que ameritan un cuidadoso estudio.
Anlaşmamıza göre aşkın tadını kaçıran her şeyden uzak durmalıyız.
El contrato mantiene alejado todo aquello que arruina el amor.
Durmalıyız, çok yoruldu!
¡ Está agotado!
Pekala, oradakiler herkimdiyseler onlardan uzak durmalıyız.
Bien, quien sea que esté ahí tenemos que seguir llevándoles la delantera.
Çok ürkütücü olmadan önce Durmalıyız
Antes de que se vuelva demasiado terrible deberíamos pararlo
Durmalıyız. Baştan başlayamaz mıyız, lütfen
Deberíamos pararlo Así que, ¿ empezamos de nuevo, por favor?
Herkesten uzak durmalıyız. Başka hemşire tutmayalım, tatlım.
No quiero enfermeras, cariño.
Büyük şehirlerden uzak durmalıyız.
No, tenemos que mantenernos lejos de las grandes ciudades.
Hazel, burada durmalıyız.
Hazel, tendremos que parar aquí.
Artık durmalıyız Hazel.
Tendremos que parar enseguida, Hazel.
Sosyalistlerin kan dökülmesini desteklemesi ne kadar korkunç görünse de savaş zamanı hükümetin arkasında durmalıyız.
Por espantoso que parezca ver socialistas apoyando la carnicería, entiendo la necesidad de apoyar al gobierno propio... en tiempos de guerra.
Üstad Lei, 3 sınavdan da geçtiler sözümüzde durmalıyız
El Maestro Lei ha superado las 3 pruebas, debemos aceptar sus peticiones.
Bence durmalıyız.
Yo creo que deberíamos parar.
Bence durmalıyız.
Debemos parar.
Belki sonra, ne zaman işler sakinleşirse, ama şimdi durmalıyız.
Quizás después, cuando las cosas se calmen, pero ahora no.
Burada durmalıyız.
Debemos quedarnos aquí.
Dengede durmalıyız!
Debemos mantener el balance!
Durmalıyız.
¡ Debemos detenernos!
- Durmalıyız
- Tenemos que detenernos.
Çocuklar gelirse giyinik olmalıyız ve çok ciddi durmalıyız.
Si vienen los niños, nos vestimos y nos ponemos muy serios.
- Buna devam etmemeliyiz. Durmalıyız.
- Tendremos que parar.
Sanırım otoyoldan uzak durmalıyız.
Hay que salir de la interestatal.
Ernest, durmalıyız.
No podemos seguir. Ernest.
Yol ayrılımı mı? Durmalıyız.
Debemos parar.
Yakında durmalıyız.
Tenemos que parar.
Fort Collins, Colorado'da durmalıyız.
Haremos una parada. Fuerte Collins, Colorado.
Burada durmalıyız bence.
Nos hemos quedado bloqueadas.
Oradan uzak durmalıyız.
Yo quiero desaparecer de allí.
Malcombe ormanından uzak durmalıyız, ve Montargis yolundan gitmeliyiz.
Debemos evitar el Bosque de Malcombe, y pasar por Montargis.
Bak, bir yerde durmalıyız.
necesito orinar.
Durmalıyız, çünkü Harold'ın çişi var.
Oh, creo que tenemos que pararnos, por que harold quiere orinar.
Bir kadından bir kadına gibi durmalıyız.
Deberíamos primero arreglarnos como mujeres.
Durmalıyız!
No oigo nada.
Durmalıyız!
¡ Tenemos que apagarlo!
Hamur işinden uzak durmalısınız.
Y cuida esa barriguita.
- Sizinle tartışırsam zıt bir konumda durmalıyım. Evet, ama sadece "Hayır." demek değil.
Mire, si argumento con usted, debo tomar una posición contraria.
Bayan Hayden, siz ve yanınızdaki kişi hemen durmalısınız.
Sra. Hayden, usted y su acompañante deben detenerse inmediatamente.
Siz ve yanınızdaki kişi hemen durmalısınız.
Usted y su acompañante deben detenerse inmediatamente.
Hepiniz çemberin içinde durmalısınız.
Y quiero que todos permanezcan dentro de él.
Yoksa durmalı mıyız?
¿ Podríamos parar?
Jeep'in başında durmalıyız.. En iyi plan bu.
Es el mejor plan.
Ayakta durmalı ve biz de saldırmalıyız.
- Alguien debería vengarse.
Bunlardan uzak durmalısnız...
Deberían apartarse y salir...