Duymuyor musun traducir español
822 traducción paralela
Eun-chae'nin acı içinde inlediğini duymuyor musun?
¿ No puedes oírla gemir de dolor?
Onunla gurur duymuyor musun?
¿ No te enorgulleces de ella?
- Sam, beni duymuyor musun?
- Sam, ¿ no entiendes?
- # Güzel bir gün # - # Duymuyor musun rüzgarla gelen #
- Qué día - Suavemente en las brisas
Duyduğum en ateşli şarkıyı. Sen duymuyor musun, tatlım?
Es la mejor canción de desamor jamás cantada. ¿ No la oyes, encanto?
Duymuyor musun seslerini?
¿ No los oyes?
Beni duymuyor musun?
Alcaide, ¿ no me oye?
Kendinle gurur duymuyor musun baba?
Papá, ¿ no estás orgulloso de ti mismo?
Bunu duymuyor musun?
Mira cómo se hace.
Götür beni buradan. Duymuyor musun?
¡ Pues sácame de aquí!
Zili duymuyor musun?
¿ No oyes que llaman? ¡ Ve a abrir!
Ailene karşı bir sorumluluk duymuyor musun?
¿ No tienes sentido de la obligación hacia tu familia?
Benimle gurur duymuyor musun?
¿ No estás orgulloso de mí?
Yalnızlık çığlığımı duymuyor musun Bahia?
Bahía No oyes mi llanto solitario
Don, beni duymuyor musun?
Don, ¿ no me oyes?
Hiç pişmanlık duymuyor musun?
¿ No lo lamentas?
- Geleceğin konusunda kaygı duymuyor musun?
- ¿ No le preocupa el futuro? - Aún es pronto.
- Üst katta, sesleri duymuyor musun?
Un piso más...
Duymuyor musun?
¿ No me oyes?
Dursana. Beni duymuyor musun?
Para. ¿ Me oyes?
Bu senin aşık ozanının sesi, duymuyor musun?
Karin... ¿ no oyes a tu enamorado?
Norm, duymuyor musun?
¿ No le oyes?
- Kendinle gurur duymuyor musun?
- ¿ No sientes orgullo?
- Barbara, beni duymuyor musun?
- Bárbara, ¿ no me has oído?
- Duymuyor musun kızı?
- ¿ No la oyes?
Duymuyor musun?
¡ Jefe de Sección! ¿ Me está escuchando?
5000 $. Beni duymuyor musun?
¡ Cinco mil dólares!
Pişmanlık duymuyor musun?
¿ No tienes remordimientos?
- Bizi duymuyor musun, Matt?
- ¿ No nos oyes?
Issızlığının sessizliğinde seni çağıran bir ses duymuyor musun?
¿ No sientes una voz que te llama?
Beni duymuyor musun?
¿ Me escuchas?
Vicdan azabı duymuyor musun?
¿ Ni siquiera sientes remordimientos?
İnsanlar ne diyor duymuyor musun, " Bak hele, Tuttle kızları geçiyor...
No puedes solo oir a la gente, " Mi, mi, ahí van las chicas Tuttle,
- Josip, duymuyor musun?
Josip, ¿ no me has oído?
Dışarıdaki hırıltıyı duymuyor musun?
No puedes oirlo, gruñendo alla afuera?
Duymuyor musun?
¿ No me oíste, Stella?
Kaybol dedim, duymuyor musun?
Que te largues, me oyes?
- Duymuyor musun?
¿ Qué hace? ¿ No le oyes?
Duymuyor musun?
¿ Es que no la oyes?
Gürültüyü duymuyor musun?
¿ Oyes el bramido?
Yemin ederim müzik sesi geliyor. Sen duymuyor musun?
Te juro que oigo música. ¿ No oyes música?
Bu odadaki o nahoş riya kokusunu duymuyor musun?
¿ No has notado un desagradable olor a mendacidad en la habitación?
Cinzia, trenin geldiğini duymuyor musun?
Cintia, ¿ oyes llegar al tren?
- Duymuyor musun?
- ¿ Papá? ¿ No lo oyes?
Duymuyor musun? Neden gitmiyorsunuz?
Oiga, ¿ por qué no arrancamos?
Duymuyor musun, savaşıyorlar!
¿ No lo está escuchando? ¡ Fuegos artificiales!
Duymuyor musun?
¿ Me oyes?
Duymuyor musun?
¿ No la oye?
Hınç duymuyor musun?
- ¿ Sin resentimientos?
Dur, duymuyor musun?
¡ Frena, vamos!
Dediklerimi duymuyor musun, Vince?
- ¡ Cállate!