Edemem traducir español
10,463 traducción paralela
Bilmiyorum. Ama Sherwood Ormanı'nda oturup anayasaya göre hareket etmelerini umut edemem.
No lo sé, pero no puedo sentarme en el Bosque de Sherwood esperando que estén a la altura de los ideales de la constitución.
Molly, ben... Kızımı terk edemem.
Molly, yo... no puedo abandonar a mi hija.
Korktuğunu biliyorum ama çıkmazsan sana yardım edemem.
Sé que estás asustada, pero si nos sales, no puedo ayudarte.
Bana olacakları kontrol edemem.
No puedo controlar lo que me va a pasar.
Onları ihbar edemem.
No puedo intercambiarlos.
Başkasının işini kendime mal edemem.
No puedo adjudicarme el trabajo de otro.
- Size yardım edemem.
No puedo ayudarla.
- Buna daha fazla devam edemem.
No puedo hacer esto más
Ama Emily, sen de biliyorsun ki, bu camiada çıkan her haberi kontrol edemem.
Pero, Emily... Sabes que no controlo todos los medios de comunicación mundiales.
- Bunu hayal bile edemem onu kaybetmenin nasıl bir şey olduğunu hayal bile edemem.
No puedo imaginar eso. No puedo imaginar lo que debe de haber sido perderlo.
Ölümsüz ya da değil, bir dakikayı bile israf edemem.
Sea inmortal o no, no quiero malgastar otro minuto.
Arabayı çizik, göçük veya cinsel hastalıklarla teslim edemem. Ama biz kullanabiliriz, değil mi?
No puedo devolver el coche con arañazos, abolladuras, o clamidia.
İşe yarayacağını garanti edemem.
No puedo garantizar que funcione.
Her zaman seni idare edemem.
No siempre puedo cubrirte.
Tamir edeceğim bir arabanız yoksa size yardım edemem.
Ahora, si no tienen un auto para arreglar, no puedo ayudarlos.
Çünkü bunu kabul edemem.
Porque... No podría aceptar eso.
Böyle yaşamaya devam edemem.
No puedo seguir viviendo así.
Yardım edemem.
No puedo ayudarte.
Hayır idare edemem.
( Risas ) No, no puedo manejarlo.
Ona ihtiyacımız var yoksa bu insanları ikna edemem,
La necesitamos, o no puedo conseguir que estas personas,
Nasıl hissettiğini hayal bile edemem.
No me puedo imaginar todo lo que debe estar sintiendo.
Yeni bir cümle için harika bir fikrim var ama eski cümlelerle devam edemem.
Bueno, tuve una gran idea para una nueva oración, pero no iba con las oraciones anteriores.
Aristokrata ihanet edemem.
No puedo defraudar al boyardo...
Biriyle birlikte olup da kafanda hiçbir soru işareti olmamasını hayal bile edemem.
Vaya. No puedo imaginarme estar con alguien y no tener dudas.
- Bugün sana yardım edemem.
Me olvidé de decir que no puedo ayudarte.
İkinizi de gönderirsem odun yığınında kaybolur gidersiniz ben de istediğimi elde edemem.
Si yo te libero tanto, podrás desaparecer en la pila de leña, y no voy a conseguir lo que quiero.
Ailemi daha fazla bekletmeye devam edemem.
No puedo dejar a mi familia esperando por más tiempo.
Size yardım edemem.
No puedo ayudarle.
Çocuklar, temizliği tek başınıza yapmanıza müsaade edemem ama.
Chicos, chicos, no puedo permitir que hagáis toda la limpieza.
Ah, ben pek iyi dans edemem..
No soy muy buen bailarín.
Onlarsız olmayı hayal bile edemem.
No me puedo imaginar viviendo sin ello.
- Ama sana karşı da mücadele edemem.
pero no puedo también luchar contra ti.
Yukardan gelen emirlerle savaş alanını terk edemem.
Tengo órdenes específicas del cargo más alto de no dejar el campo de batalla.
Alan, sosyal hizmet uzmanın olarak, hediye kabul edemem.
Alan, como tu trabajadora social, no puedo aceptar regalos.
Örneğin açılıp kirletilme ihtimaline karşı bunu kabul edemem.
No lo voy a permitir puesto que la muestra ha estado expuesta a contaminación.
- Bunu kabul edemem.
- No lo voy a admitir.
Geçen yılları telafi edemem.
No puedo compensar esos años perdidos.
Senden asla nefret edemem.
Nunca te odiaría.
Şu sadece biz varız, eğer bana izin vermezsen sana yardım edemem.
Ahora solo nos tenemos la una a la otra y no puedo ayudarte si tú no me lo permites.
Max, bununla baş edemem.
no puedo soportarlo.
Bununla baş edemem.
No puedo soportarlo.
Oğlum bir dakika daha hapishane köşelerinde kalmasına müsaade edemem.
¡ No puedo dejar que mi hijo pase ni siquiera un minuto más en el centro de detención!
Buna itiraz edemem.
Tienes razón.
Bu kayıtları meşru bir müvekkilim olmadan dava edemem.
No puedo citar esos registros sin el cliente legítimo.
- Hayır, ben size yardım edemem!
- ¡ No! ¡ Yo no puedo ayudarlos!
Hepsi korkudan kaçıp arkada bunları bırakmışsa yardım edemem.
No puedo evitar que huya totalmente asustada y se deje todo esto.
Bayım, rüşvet kabul edemem.
Señor, no puedo aceptar un soborno.
Sana yeterince teşekkür edemem.
No sé cómo agradecértelo.
Bunu inkâr edemem ama insanlar genelde onu severdi.
No voy a negar eso, pero, en general, a la gente le gustaba.
Sürekli kontrol edemem ki.
- No lo sé. No la vigilo.
Bunu yapmaya devam edemem.
No... puedo seguir haciendo esto.