English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ E ] / Edıyorsun

Edıyorsun traducir español

85 traducción paralela
Yoksa seni ve Ed'i çağırırdım. Anlıyorsun değil mi?
De otro modo, me encantaría que vinierais tú y Ed, ¿ lo entiendes?
Ed, bunu ciddiye aldığımı sanmıyorsun herhâlde?
Ed, no irás a creer que me tomo eso en serio, ¿ verdad?
- Ed, canımı acıtıyorsun!
- Ed, ¡ estás lastimándome!
Ed'in eşyalarına ne yapıyorsun?
¿ Que estan haciendo con las cosas de Ed?
Stanley Ed Sullivan'a çıkıyorsun.
Stanley, vas a estar en el Show de Ed Sullivan.
- Ama Ed, sen sürekli yapıyorsun. - Ne olmuş yani?
- Pero tú lo haces todo el tiempo.
Ed, aşırı dikkatli davranıyorsun.
Vamos, Ed, estás siendo demasiado cauteloso.
Yanılıyorsun, Ed.
No, te equivocas, Ed.
Neden benimle bu yolculuklara katılıyorsun?
¿ Por qué vienes de excursión conmigo, Ed?
Ed, sanırım Albay Keel'ı tanıyorsun.
Ed, veo que ya conociste al Coronel Keel.
- Ed Zacharias için mi çalışıyorsun?
¿ Trabaja para Ed Zacharias?
- Ed, anlamıyorsun.
- No lo entiendes.
Ne yapıyorsun Ed?
- ¿ A quién llamas Ed?
- Ed burada ne yapıyorsun?
Ed, ¿ qué haces aquí?
Ed neden kendi evini kullanmıyorsun?
Tú, cállate. ¿ Qué haces en mi apartamento?
- Ed, ne yapıyorsun burada?
- ¿ A qué has venido?
Koca Ed, ne zamandır Norma'yla aşk yaşıyorsun?
Ed, ¿ cuánto hace que estás enamorado de Norma?
Acayip el sıkışıyorsun, Ed.
Eso sí que es un apretón de manos, Ed.
Yanılıyorsun, Ed.
Estás equivocado, Ed.
Tipini beğeniyor muyum sanıyorsun? Ya da Ed'in tipini?
¿ Crees que a mí me gusta tu aspecto?
Ed, sen çok ciddiye alıyorsun!
Ed, estás tan serio.
Merhaba, Ed. Selam. Burada ne yapıyorsun?
Hola, Ed. ¿ Qué haces aquí?
Ne yapıyorsun Ed?
Quería presumir ante su antigua novia y su enamorado.
- Ed, ne yapıyorsun? - Sen de oynamalısın.
¿ Qué haces?
Ne yapıyorsun, Ed? Bir tane ister misin?
¿ Qué haces, Ed?
Hadi, Ed. Boşuna kendini yıpratıyorsun.
Ed, te estás flagelando en balde.
Buna karar verecek konumda olduğunu mu sanıyorsun?
¿ Crees que puedes juzgar eso, Ed?
- Ed'e bağırıyorsun.
- Nada - estás gritándole a Ed.
Demek bir pop prensesi için güvenliği... sağlıyorsun.İlginç.Bunu sevdim.
ED : Así que te vas de seguridad... para una princesa pop. Es interesante.
Hey. - Ed'i ne zamandır tanıyorsun?
- ¿ Desde cuándo conoces a Ed?
- Ed, madem ki şu an çalışmıyorsun, biraz temizlik yapabilir misin?
- Ed, ya que ahora no trabajas, ¿ podrías limpiar un poco?
Neden onu tamamen araştırmıyorsun?
ED : ¿ Por qué no se ejecuta un completo control de él?
Evet, şey, Spielberg seni çağırana kadar hâlâ Ed için çalışıyorsun.
Quizás consiga trabajo en cine. Hasta que te llame Spielberg, sigues trabajando para Ed.
Mike, ne yapıyorsun?
ED : Mike, ¿ qué diablos estás haciendo?
- Sabıkasına neden bakmıyorsun?
ED : ¿ Por qué no simplemente ejecuta su taza?
Ed, ne yapıyorsun?
¿ Ahora qué hiciste?
Canımı acıtıyorsun Ed.
- Me haces doler Ed.
Ed Enişte, burada ne yapıyorsun?
Tio Ed, qué estás haciendo aqui?
Doğru olanı yapıyorsun, Ed. Küçük Mindy için.
Estás haciendo lo correcto, Ed, por la pequeña Mindy.
Ed Deline için çalışıyorsun.
Trabajas para Ed Deline.
Bana, oldukça Ed'i hatırlatıyorsun.
- Me recordaste a Ed.
Haydi, Ed, bize fotoğraf yollayabiliyorsan, neden aramıyorsun ki?
Vamos, Ed, si puedes enviar una foto, ¿ por qué no nos llamas? Gracias.
Ed, ne yapıyorsun?
Ed, ¿ qué estás haciendo?
Sen sakince dilsiz olmayı taklit edıyorsun.
Hola!
Lander'a gitmek için çok geç ise, onları nasıl götürmeyi planlıyorsun?
Conozco a Ed Bywaters.
Ed'in kafası uçmuş. Ne yapıyorsun?
- Ed fue decapitado.
Ed hamile kalamazsın. İlaç kullanıyorsun.
Edie, no puedes estar embarazada, tomas la píldora.
Ed Lane'i hatırlıyorsun.
Recuerdas a Ed Lane.
Aman tanrım, Ed'e kelepçe takmışlar. Orada ne halt yapıyorsun?
¿ Qué demonios están haciendo aquí?
Çıkar çatışması yaşıyorsun, Ed'i temsil edip senaryoyu satmaya çalışıyorsun.
Tú tienes un conflicto de interés porque representas a Ed y tratas de vender el guión.
Bugün ne ile uğraşıyorsun?
¿ En qué estás trabajando hoy, Ed?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]