Elınde traducir español
5,699 traducción paralela
Kendisi hem dahi bir fizikçi hem de kendisi gibi Sovyetler Birliği'nde mahsur kalmış göç etmesine izin verilmeyen Yahudilerin sözcüsü.
Es un físico brillante y un defensor elocuente de todos esos judíos refúsenik aún atrapados en la Unión Soviética, como él lo fue una vez.
Bayan Bodey'i, Kuzey Columbia Lisesi'nde bulduk.
Encontramos a una Srta. Bodey en el Columbia North High School.
Patronuma ve Deniz Kuvvetleri Merkez Karargahı'na göre Helmand Bölgesi'nde keşif görevine çıkmış bir birlik var.
Según mis jefes y el Mando Central... de los Marines, hay un equipo... en una misión de reconocimiento en la provincia de Helmand.
Geçtiğimiz pazartesi, John, Vikki Hill'i ve kızını Green Point Binicilik Merkezi'nde karşılar.
Así que el pasado Lunes, John da la bienvenida a Vikki Hill y su hija al Centro Ecuestre Green Point.
Kilise, taşın üzerinde 2000 yıl durdu, kötülüğe karşı bir kale olarak, ama İkinci Vatikan Konseyi'nde düşman kilisenin duvarlarını yıktı.
Entonces la iglesia fue durante 2,000 años como una fortaleza contra el mal. Pero el Concilio Vaticano II golpea la pared de una violación.
İşte tam burada, Londra Kraliyet Enstitüsü'nde başladı.
Y justo aquí comenzó en el London's Royal Institution.
Aslında şu anda doktorum. Hastalık Kontrol Merkezi'nde çalışıyorum.
En realidad ya soy médico, trabajo para el centro de control de enfermedades.
Hatta kardeşim Giuliano, Paskalya Günü'nde ibadethanede katledildi.
Incluso mi propio hermano, Giuliano, sacrificado en una casa de culto durante el santo Domingo de Pascua.
Filimizdeki deterjan, sert suyla kullanılmak için Ely Eyalet Hapishanesi'nde yapılmış.
El detergente de nuestro alfil está especialmente formulado para el agua dura de la prisión de Ely.
Leeds'te, Victorian Sanat Müzesi'nde bir tablo var.
- Hay un cuadro en el Museo de Arte de Victorian en Leeds.
Bu sene, Noel Arifesi'nde ben ve Victor ile ve Noel Günü de seninle.
A Victor y a mí nos toca Nochebuena con ella y a ti el día de Navidad.
"Amerika'nın En İyi Şefi" nde tanışmışlar Kliplerine bakıyordum.
Se conocieron en "El mejor chef de América". He estado viendo vídeos.
Büyükanne'nin Yeri'nde akşam yemeğine ne dersiniz?
¿ Cena en el Granny's?
Hedef Edson Caddesi'nde bir eve girdi. Numara 16.
El objetivo entró en una casa sobre la avenida Edson, número 16.
Sizin bulunduğunuz dönemden, Gortnacul Yetimhanesi'nde şu çocuğu hatırlayıp hatırlamadığınızı öğrenmek istiyorum.
Quiero saber si recuerdas a un niño de tu tiempo en el Orfanato Gortnacul.
- Bellefleur'un Yeri'nde.
- En el restaurante.
Geçen hafta Bellefleur'un Yeri'nde işler boka sardığında Bay McNeil sinirli kasaba halkının bir kısmını topladı ve beraber silahlanıp isyan çıkardılar.
Bueno, cuando todo se fue al diablo en el restaurante la semana pasada El Sr. McNeil, él juntó un montón de habitantes enojados y juntos tomaron la ley en sus manos.
Merlotte'un Yeri'nde ya da Bellefleur'un Yeri'nde Jason'la oturuyordum ya da mekânın adı her ne ise bana kızın yaratıcısının Hep-V yüzünden ölüyor olduğunu söyledi.
Estuve con Jason en Merlotte, o Bellefleur o como demonios se llame ahora y él me dijo que su creador se muere de hepatitis V.
Sonraki Şükran Günü'nde...
EL SIGUIENTE DÍA DE ACCIÓN DE GRACIAS
Biliyorum olanlar seni biraz Sarstı ama çocukken Yahudi Halk Merkezi'nde Krav Maga, dersleri aldım.
Mira, sé que estás un poco abatido con todo lo que pasó, pero créeme, asistí a clases de Krav Magá cuando era pequeña en el Centro Comunitario Judío, y puedo protegerte.
Bakın, sizi rahatsız ettiğim için özür dilerim Büyükanne'nin Yeri'nde tanıştığım hoş birine bir bebek hediyesi almak istiyordum.
Mira... lamento mucho molestarte, pero esperaba comprar un regalo para bebé para una encantadora mujer que conocí en el Comedor de la Abuelita.
Ginza Emniyet Müdürlüğü'nde atış kabiliyetinde bir numaradır.
En tiro es el número uno de la comisaría de Ginza...
Ama tabi meşhur zoofil Ebenezer Cornell de... Londra Hayvanat Bahçesi'nde iki deve kuşunu... taciz etmediğini söylediğinde öyleydi.
Pero también lo parecía el infame zoófilo Ebenezer Cornell cuando dijo que no pretendió violar dos avestruces en el zoológico de Londres.
Senato İstihbarat Komitesi'nde bir duruşmamız olacak.
Tendremos una audiencia con el Comité de Inteligencia del Senado.
Sonra yanındaki güvenlik ekibi onu G-8'deki Faisal Caddesi'nde bıraktı.
Luego su destacamento de seguridad tenía que dejarla en la Avenida Faisal en el G-8.
Önce Sadirah Oteli'nde duracağız sonra bunu teslim etmek için İsveç elçiliğine geçeceğiz.
Pasad por el Sadirah y luego por la embajada sueca para entregar esto.
Harlem'de çalıştı ve verem testlerini... Harlem Hastanesi'nde verem testi yapıyordu.
Trabajó en Harlem y, eh, se hizo estas, eh, pruebas... eh, las pruebas de la tuberculosis en el Hospital de Harlem.
St. Michael Hastanesi'nde, yoğun bakım ünitesindesin.
Estás en la unidad de cuidados intensivos en el hospital de St.Michael.
Öncelikle benden istediğin herhangi bir şey olursa ne olursa olsun, Embassy Suitleri'nde kalıyor olacağım.
Lo primero, si hay algo que necesitas de mí, cualquier cosa, me quedaré en el Embassy Suites.
Birkaç gün önce 50 yaşındaki uyuşturucu satıcısı Kevin Neyers'ın Tenderloin Bölgesi'nde öldürülmesini araştırıyordum.
Varios días antes, investigaba... el asesinato de un camello de 50 años, Kevin Neyers... en el barrio Tenderloin.
Her neyse. O gece Dexter'in Yeri'nde yaptığım davranışımın sebebi buydu.
De todos modos, esa fue, bueno... esa fue la causa de mi comportamiento aquella noche en el Dexter's.
Gece Brimstone Kulübü'nde bitti. Diğer kızla da orada tanıştılar.
La noche acabó en el club Brimstone, y verá allí fue donde conocieron a la otra chica...
Bilgisayar Kulübü'nde.
Por el Club de Informática.
Annesi Wanda Vegas'taki Tropicana Oteli'nde barmen olarak çalışıyor.
Y la madre, Wanda, trabaja como camarera en el hotel Tropicana de Las Vegas.
* Yerdegezen Nehri'nde bazı insanlar öldürülmüş.
En el río Snake, muchas personas murieron.
Öğretmenin Yerdegezen Nehri'nde öldürülen insanlardan da bahsetti mi?
Se refirió a las personas muertas en el río Snake?
Çoğu insan Yerdegezen Nehri'nde katledildi.
Mataron a mucha gente, sobre todo en el río Snake.
Tarrytown Tımarhanesi'nde bir dostum var.
Tengo amigos en el siquiátrico Tarrytown.
Halifax'lı Archdiocese tarafından kutsanmış suya Azizler Günü'nde batırılmış saf gümüş.
Plata pura sumergida en agua bendita, bendecida por la Arquidiócesis de Halifax en el Día de Todos los Santos.
Onun Cennet Bahçesi'nde günahkarlar azizleri oynuyor.
'En su jardín del Edén, el pecador finge ser un santo.
Starling Hastanesi'nde.
Está en el Starling General.
İnsanların Bağımsızlık Günü'nde biraz sosyalleştiklerini biliyor musun?
¿ Sabías que a la gente le gusta socializar el Día de la Independencia?
Birleşik Devletler Siber Güçleri'nde onun etrafında ileri derecede uzmanlaşmış bir ekip kurduk ve onu korumak için bir ajan görevlendirdik.
En el Comando Cibernético de EE.UU., creamos una unidad altamente especializada alrededor de él... Satélite en cinco. ... y asignamos a una agente para protegerlo.
- Adam House Oteli'nde kalıyor.
Se aloja en el hotel Adams House.
Anne'nin Yeri'nde kahvaltı, Komutan'ın Sarayı'nda akşam yemeği.
Desayuno en el Mother, cena en el Commander's Palace.
Sence Ahenk Birleşmesi olurken Ruhlar Alemi'nde olması ona bükme yeteneği vermiş olabilir mi?
¿ Crees que haber estado en el mundo espiritual durante la Convergencia Armónica le puede haber concedido el control?
Strauss'un, katilleri eğittiği, 80'lerin başlarında yatılı okul olan Lightford Akademisi'nde Carroll ile tanıştığı ortaya çıktı...
Strauss reveló que conoció a Carroll a principios de los ochenta en la Academia Lightford, un internado, donde el retorcido asesino serial...
Huntington Hastanesi'nde cildiye uzmanligi yapiyorum.
Soy un residente de la dermatología en el Hospital Huntington.
Sadece bilmeni istiyorum. Bir adam ölü bulundu. Myung Günes Enstitüsü'nde
Llamo para informarle que hallamos una persona muerta... en el Instituto Myung Sun.
Bizim, Parklar Müdürlüğü'nde "April Ludgate Gündönümü Ayinleri ve Kanat Yeme Yarışması." diye bir şey var.
En el Departamento de Parques tenemos el Festival druida del solsticio de verano April Ludgate y el Concurso de comer alitas picantes.
Adam Duke Üniversitesi'nde koçluk yaparken, bir avuç çocukla dans edecek halim yoktu.
No iba a bailar con chicos, él entrenaba en Duke para cuartos de final.