Evde değildi traducir español
257 traducción paralela
- Evde değildi.
No estaba en casa.
Evde değildi.
No estaba en casa.
Crystal ile ben birlikte kalıyoruz ve kendisi evde değildi.
Crystal y yo vivimos juntas y ella había salido.
- Hayır, evde değildi.
- No, había salido.
Tabi, onu ziyaret ettiğimizde evde değildi.
No estaba en su casa cuando fuimos a buscarle.
- Evde değildi. - Hadi ya!
No estaba en casa.
Evde değildi, buralarda bir yerde olmalı.
Si no está en la casa, tiene que estar por aquí.
Sonra yaklaşık 10 gün önce uyandığımda gitmişti ; evde değildi.
Entonces hace diez días cuando me levanté, se había ido de la casa.
O, evde değildi.
Ella no estaba en casa.
Evde yoktu. Diğeri de evde değildi.
No estaban en casa.
- Evde değildi.
- No estaba en casa.
Harold evde değildi.
Harold no estaba en casa.
Evde değildi.
Ella no estaba en casa
Abim köye yakın bir yerde yaşıyor ve evinde... havuzu var, ben de ona yüzmeye gittim. Evde değildi.
Después fui a casa de mi hermano a nadar, porque tiene una casa por ahí con piscina.
- Hiç. Evde değildi.
No estaba en casa.
Evde değildi.
No está en casa.
Jenny evde değildi.
Jenny no estaba.
Öldüğünde annem, babam evde değildi.
Mi padres habían salido cuando ella se murió.
Noel'de ben yoktum bir kız kardeşim evde değildi.
La de Navidad fue triste porque me iba. Y no estaba una hermana mía.
- Öbürü de evde değildi! - Shelly... Gerçekten, telefondaydım...
Te lo juro, he estado al teléfono...
Benimle konuşmak istiyorsa neden evde değildi?
Si quiere hablar conmigo, ¿ por qué no está en su casa?
Aradım ama hafta sonu evde değildi.
Lo he intentado, pero ella no ha estado en casa todo el fin de semana.
O evi taradık, Scully. Onlar evde değildi. Kesinlikle.
- Ellos no estaban durante la búsqueda.
Anlatabiliyor muyum? Ben ve Rick Derris bazen onla takılırdık. Ailesi asla evde değildi.
Yo y Rick Derris solíamos ir por su casa después del colegio y mierda, porque sus padres, como que, nunca estaban en casa, y esa mierda, ¿ Verdad?
Ama evde değildi.
iMi hermana no estaba!
Benimle konuşmak istiyorsa neden evde değildi?
¿ Por qué no volvió a su casa?
Allah'a şükürler olsun ki küçük kızlarım evde değildi.
Menos mal que las chicas no estaban en casa.
Evde değildi.
El no estaba en casa.
Ve sonra aradım onu ama evde değildi.
Y luego lo llamé y no estaba.
Gece boyu da evde değildi.
No ha venido en toda la noche.
Walter evde değildi.
Walter no estaba en casa.
John Merrill evde değildi, bu yüzden mesaj bıraktı.
John Merrill no estaba así que ella dejó un mensaje. Pero consiguió a Bill Mitchell.
Bonnie evde değildi.
Bonnie no estaba en casa.
Şansıma onlar evde değildi.
Ya se habían - ido y me fue más fácil.
Evde değildi.
El no estaba.
- Çocuğun ailesi evde değildi.
Él no vive con sus padres.
Neden hiç evde seninle değildi?
¿ Por qué no se quedaba en casa contigo?
.. ancak evde pek başarılı değildi öyle mi?
En casa no tanto, ¿ verdad?
Böyle bir evde yaşıyordum ama tabii bu kadar büyük değildi.
Viví en una casa como esta, pero no tan grande y bella, por supuesto.
Onlar onun değildi, ya da o evde kalanların değil.
No fue ella, ni alguno de los residentes antiguos.
Evde her yeri gezerek güvenliğini kontrol etmek benim bir alışkanlığımdır. Çünkü nedeni açıktı, Sir Eustace bu konuda güvenilir değildi.
Tengo por costumbre dar una vuelta para asegurarme de que la casa estaba cerrada pues, por razones obvias en Sir Eustace no siempre se podía confiar a ese respecto.
Diyecektim ki evde tam anlamıyla mutlu değildi.
Estaba por decir que... no era totalmente feliz en su casa.
Denizci olmak istiyordum. Ama annemin sağlığı çok iyi değildi. Ve evde de başka kimse yoktu.
Yo quería ser marinero pero mi madre no estaba bien de salud, y no había nadie mas en casa.
Evde kullanılan markalardan değildi.
No es su marca.
Baş belasını saat sabahın dördünde aradım. Evde bile değildi.
He llamado al muy cabrón a las cuatro de la mañana y no estaba en casa.
Ama evde öyle değildi.
Cosa de hombres...
Tatil değildi, başka birşey yapacaktık... ki o şey de evde kimsenin kalmamasını gerektiriyordu.
No eran vacaciones, es algo más que estábamos haciendo... que implica que nadie podrá quedarse aquí..
Dediğim gibi, o uyuyana kadar evde bile değildi.
Cuando llegó, ella ya estaba dormida.
Bizim evde laflamak, zamana tâbi değildi.
Bueno, en mi casa no habría sido difícil.
Parsons'a gelince o evde bile değildi.
Parsons ni siquiera estaba en casa.
Rohan, Rahul evi terk ettiğinde evde bile değildi...
Rohan ni siquiera estaba en la ciudad cuando Rahul se marchó.
değildi 207
değildir 62
değildim 75
değildin 22
evde misin 63
evde mi 56
evde kimse yok 70
evde kimse yok mu 61
evde yok 32
evde kimse var mı 101
değildir 62
değildim 75
değildin 22
evde misin 63
evde mi 56
evde kimse yok 70
evde kimse yok mu 61
evde yok 32
evde kimse var mı 101