Genç bayan traducir español
2,963 traducción paralela
Hem de pek çok şey açıklığa kavuşur. At arabası genç bayanı alır.
Imagine... el Carruaje pasa al lado de una joven.
Her seferinde de "özel bir genç bayan" için alınmış.
Cuatro cada vez. Y se refería a una "joven muy especial"
Belki de sen bu genç bayanı, pek de doğrudan olmayan bir şekilde öldürdün.
Tal vez has matado a esta joven mujer de una forma menos directa.
Genç bayan, biftek çok kaynamış olacak.
Señorita, la ternera va a acabar muy pasada.
Genç bayanın özgür kılınacağını garanti ettim.
Recuerde nuestro trato. Le he garantizado la libertad de la chica.
Genç bayan?
¿ Jovencita?
Etkilenirdim, genç bayan, ama ben de aynısını yapabilirim.
Me impresionarías, pero yo puedo hacer lo mismo.
Sen, genç bayan, bir kaç madalyayla ödüllendirildin.
Jovencita, has sido condecorada con unas medallas.
Üzerine ört, genç bayan.
¡ Cubrete, jovencita!
Sesinin tonuna dikkat et genç bayan.
Cuida tu tono, jovencita.
Seni duyuyorum, genç bayan.
La entiendo, jovencita.
Bir araya gelip bu genç bayanı evine getirmeye çalışmalıyız.
Necesitamos unirnos e intentar devolver a esta joven niña a su familia. Gracias, Detective.
Hayal gücünüzü bir kenara bırakmanız gerek, genç bayan.
Ha dejado volar su imaginación, jovencita.
Sırıta sırıta yanıma geldi ve "Bütün gün sizi bekledim, genç bayan." dedi.
Se acercó airoso y me dijo : "Jovencita, la he estado esperando todo el día".
Davranışlarına dikkat et, genç bayan.
Modales, señorita.
Asistanım benimleydi ve genç bayanın bir toplantı ayarlamak istediğini belirttim. Açıkça, o asla yapmadı.
Sí, pero parece que no vendían lo suficiente para seguir en el mercado.
Genç bayan.
Jovencita...
O genç bayan bana meydan okudu.
Aquella joven... me ha desafiado.
Öğretmenine bu şekilde hitap etme, genç bayan.
Esa no es forma de dirigirte a tu profesor, jovencita.
İşte anonsun, genç bayan. Uzaklardaki vahşi maviliğe.
Bien, ahí vas jovencita, a volar al cielo azul.
Yarın okul varken nereye gidiyorsun, genç bayan?
Mañana tienes escuela, ¿ adónde vas?
Sanırım bu soruyu asıl sana sormak gerekiyor, genç bayan.
- Creo que esa pregunta debería hacértela yo a ti, jovencita.
Şimdi yatağına dön genç bayan.
¡ Regrese a la cama, señorita!
Bence o genç bayanın etrafında ona ilham veren ve pozitif etki yaratan insanlar olmalı, hepsi bu.
Sólo creo que esa joven mujer debiera estar rodeada con personas inspiradoras e influencias positivas, eso es todo.
- Yanında kim var, genç bayan?
- ¿ Quién está contigo, jovencita?
Geçen pazartesi gecesi eski evinizde öldürdüğün genç bayan.
La joven que usted mató la noche del lunes pasado. En su vieja casa.
- Komik. Genç bayan, geri gel...
- Muy gracioso, jovencita regre- -
Tabii ki değil genç bayan, burası lise.
Exactamente, jovencita. Esto es la secundaria.
Genç bayan.
¡ Señorita!
Onu kısaca Amber olarak biliyorsunuz. ... yaramaz Chicago Bölge Savcısı Peter Florrick'i yerinden eden genç bayan.
La conocen simplemente como "Ambar" la joven que hizo caer al niño malo de Chicago, el fiscal estatal Peter Florrick.
Bu genç bayanı koridorda dolanırken buldum.
Oh... he encontrado a esta señorita que merodeaba por la entrada.
Bu aksi genç bayan işime müdahale ediyor.
Esta joven algo antipática está interfiriendo en mi trabajo.
Bunu duyduğuma sevindim genç bayan.
- Me alegro de oírlo, señorita.
Derhal benimle geliyorsun, genç bayan, Charlie!
Tú vienes conmigo ahora mismo, señorita. ¡ Charlie!
Bu şehrin güvenliği her zaman benim işim genç bayan.
La seguridad de esta ciudad siempre es de mi incumbencia, joven dama.
Patronunuz aranıyor, genç bayan.
Su jefe es un hombre buscado, jovencita.
Genç bayan, kâinatın efendileri olduğumuzu söyledim. 1981-83 yıllarındaki He-man çizgi filmine konu olan felsefî ve siyasi mesajları yaymaya adanmış bir dernek bu.
Jovencita, dije que somos los "Maestros del Universo" una sociedad dedicada a promulgar la filosofía y los mensajes políticos que contienen las caricaturas de He-Man desde 1981 hasta 1983.
- Yaptığınız işle ilgilenmiyorum Bayan Smoot, yardım almak için size gelen genç kadınları da yargılamıyorum.
Sra Smoot no estoy interesado en su negocio, y no estoy interesado en juzgar a las jovenes que buscan su ayuda.
Lillie Dunn adında genç bir bayanı tedavi ettiniz mi?
¿ Ha tratado, alguna vez, a una joven llamada Lillie Dunn?
Dün gece orada genç bir bayan öldürüldü.
Una joven mujer fué asesinada allí ayer.
Amacı, Bayan Jensen gibi genç erkek avcılarının bana asılmasını engellemek ama sizi engellemedi, değil mi?
Para evitar que traten de seducirme las solteronas, como la Srta. Jensen, pero al parecer, no lo logré, ¿ verdad?
O yüzden genç bir bayan gibi görünmen gerekiyor. Konuşmana özen göster, Victoria.
Tienes que lucir como tal.
Tam olarak kimi aradığımızı bilmiyorum ama pazar turu yapan genç bir çift var, otobüs bekleyen yaşlı bir bayan, ve yürüyen bir kız.
No sé exactamente qué estamos buscando... pero tengo a un par de yuppies paseando. Una vieja esperando el autobús. Y una prostituta.
Öyle, genç bayan.
Eso hacemos, cariño.
Bayan Campbell onların daha çok genç olabileceklerinden korkuyordu ama aklından geçeni yapmaya karar verdiğinde çok istekli oluyor.
La señorita Campbell tenía miedo de que, quizás fueran demasiado jóvenes, pero Jane es muy entusiasta, cuando se lo propone.
Bayan Taylor genç değil.
La señorita Taylor no es joven.
Genç bir bayan.
Es una damita.
Bir rahibe, bir genç ve yaşlı bir bayan üçü de Unionville, Colorado'da ve garip davranışlar sergilediler.
Una monja, una adolescente, y una señora mayor. Todas actuando extrañamente en Unionville, Colorado.
Bir dakika, Meg adında yaşlı bir bayanı ve genç bir kemancıyı da tedavi ediyor musun?
Espera un minuto. ¿ Usted trata a una anciana llamada Meg y a un violinista adolescente?
Bir tanığa göre, bahçenizde genç bir bayanın haykırışları duyulmuş. Hem de Amerikan aksanıyla.
Un testigo escuchó a una mujer estadounidense gritando en su propiedad.
Aynı zamanda, arabanızı genç bir bayanın arabasına sürüp ölümüne sebep olduğunda da açılır.
También se disparan cuando colisiona el auto de una joven aplastándola hasta morir.
bayan 4473
bayan daisy 50
bayanlar 870
bayanlar baylar 623
bayanlar ve baylar 1405
bayan smith 84
bayan o 169
bayan lee 52
bayan bennet 77
bayan doyle 71
bayan daisy 50
bayanlar 870
bayanlar baylar 623
bayanlar ve baylar 1405
bayan smith 84
bayan o 169
bayan lee 52
bayan bennet 77
bayan doyle 71
bayan scott 58
bayanlar önden 23
bayan hunter 52
bayan johnson 73
bayan tate 49
bayan harper 60
bayan simpson 50
bayan davis 59
bayan hudson 105
bayan moore 56
bayanlar önden 23
bayan hunter 52
bayan johnson 73
bayan tate 49
bayan harper 60
bayan simpson 50
bayan davis 59
bayan hudson 105
bayan moore 56