English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ G ] / Güneyde

Güneyde traducir español

903 traducción paralela
UzakIarda, güneyde... üç biIge tuhaf ve kutsaI bir arayisa çiktiIar.
Muy lejos, al sur tres Reyes Magos persistían en una búsqueda insólita y bendita.
Güneyde Albay Cameron'un kızını misafir etmeyecek tek bir ev yoktur.
Todas las casas del Sur recibirían a la hija del coronel Cameron.
- Güneyde bir yer.
- En el sur.
Joe, biraz güneydesin, biraz güneyde.
Joe, estás un poco al sur.
Ama kızları ve atları eşsiz olan Güneyde yaşamak kesinlikle bir nimettir.
Pero las chicas y los caballos son los mejores. Vivir en el sur es un gran privilegio.
Earl Williams'a benzeyen biri güneyde görülmüş.
Han visto a alguien parecido a Williams...
Güneyde olmadığımız ve kız kardeşi olmadığım için şanslı olduğunu söyledi.
Dijo que tienes suerte de que no estemos en el sur, y que no sea su hermana.
Kıtlık kuzeyde ve güneyde hüküm sürüyordu... Teksas'ın uçsuz bucaksız topraklarında sayısız büyükbaş hayvan olmasına rağmen... hepsi ölmüştü.
La hambruna se extendió de norte a sur... y aunque incontables cabezas de ganado pastaban en los vastos ranchos de Texas, perecían...
Güneyde.
Hacia el sur.
- Keşke Güneyde doğmuş olsaydım.
Ojalá fuera del sur.
Bu gözlemler doğrultusunda yaklaşık bir hafta sonra Güneyde meydana gelecek.
Según las observaciones... florece una semana más tarde en el norte...
Güneyde, Swanee Nehri boyunca...
Bajando por el río Swanee.
Kısa süre önce yıldızımız olan hanımefendi lütfetti güneyde hit yaptığı şarkıyı söylemeyi kabul etti.
Como favor, la dama que ha sido nuestra principal atracción ha accedido a cantarnos la canción que fue un éxito en el Sur.
Chaffee Binası, Halloran. 18 blok güneyde ve dört blok batıda.
El Edificio Chafey, dieciocho calles al sur y cuatro al oeste.
Güneyde kalan topraklar... "
Hacia el sur, la tierra parecía buena para... "
Salt Fork'ten ayrıldığımızdan beri güneyde kalan toprakları izliyorum.
He observado la tierra hacia el sur desde que salimos de Salt Fork.
600 km güneyde.
Seiscientos kilómetros al sur.
Ne iş, ne para var çünkü güneyde bir sığır pazarı yok.
No hay dinero ni trabajo porque en el sur no hay mercado para la carne.
Güneyde, 500 km uzaktaki Belfort'ta Fransız Birinci Ordusu var.
En Belfort, a 480 km, está el Primer Ejército Francés.
Chicago'da kamyonculukla uğraştım. Güneyde inşaat sektöründe çalıştım. Oklahoma petrol bölgesinde takıldım.
Trabajé con camioneros en Chicago... en la construcción y en los yacimientos de petróleo en Oklahoma.
Çeyenler bu kadar güneyde ne arıyor çavuş?
¿ Qué demonios se les ha perdido tan lejos, sargento?
O kadar güneyde ne yapıyorlardı?
¿ Qué diría que hacían tan lejos?
Kuzeyde Danimarka'dan, güneyde lafu Five'a kadar... ... birlikler yola çıkarıyorlar.
El control enemigo hace que acudan sus unidades desde Dinamarca por el norte, y desde lafu Cinco por el sur.
Bir Amerikan hastanesindeydim. Güneyde mi?
Estaba en un hospital americano.
Lane Güneyde doğdu, ama o, Birliğe bağlı biri.
Lane nació en el sur, pero es leal a la unión.
Albay Sharpe, buradan birkaç mil güneyde devam eden bir savaş var.
Coronel Sharpe, hay una guerra a unos pocos kilómetros al sur de aquí.
Ben güneyde iken, hiç yerleşimci aldınız mı güneyden?
Dígame, ¿ mientras estaba en el Sur, llegó algún colono de la cuenca del norte?
Bazen kara o kadar kuru ve sert olurki, insanlar güneyde ki şehirlere göç ederler.
A veces la tierra es tan seca, tan difícil, que la gente emigra hacia las ciudades del sur.
Güneyde Panama'ya, kuzeydeyse...
Desde Panamá hasta
Güneyde çok okurduk...
Teníamos libros en el sur...
Güneyde bir adaya uçarız, belki Avustralya.
De allí iremos a Australia en avión.
Güneyde.
Justo al sur.
Aynı mesafede güneyde de Summerville diye bir kasaba var.
Y hay otro lugar, Summerville, pero hacia el sur.
Güneyde satın almıştım.
Lo compré en el sur.
Güneyde yaşayan bir Hinkleman ailesi hatırlıyorum.
Recuerdo una familia de destripaterrones que vive al sur apellidada Hinkleman.
- Güneyde dik kayalıklarda.
- Al otro lado de la colina.
Daha güneyde.
Más abajo
Dosdoğru güneyde değil mi?
- Está al sur, ¿ verdad?
Sen hiç güneyde güney aksanıyla oynanmış bir Macar oyunu duymadın, değil mi?
¿ Nunca oyó una obra húngara con acento del sur?
Güneyde veba çok kötü.
La peste es más virulenta hacia el sur.
- Güneyde mi?
- Pineville está en el sur.
Balayımı güneyde geçireceğim.
Pero no iré de luna de miel al sur.
Hayır, ben güneyde yaşadım.
No, viví en el sur.
- Sahil boyunca güneyde ilerliyorlar.
- Avanzan hacia el sur por la costa.
Kuzeyde nasıldır bilmiyorum ama Güneyde kadınların arada bir yalnız kalmaya ihtiyaçları vardır.
No sé cómo se estila en el Norte, pero, en el Sur, hay ocasiones en que las mujeres necesitamos intimidad.
Flanders'de... batıda... doğuda... güneyde... karada, suda, ve bulutlarda.
En Flandes En el Oeste En el este
Kuzeyde mi? - Hayır efendim, güneyde.
¿ Al norte?
- Güneyde!
- No señor, al sur.
Güneyde onun gibi çok General var...
Hizo lo que debía.
Güneyde Altın aramayı bıraktığımda.
Cuando deje el sur para buscar oro.
Güneyde bir kasaba var.
Es.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]