Hikayesi traducir español
4,752 traducción paralela
Bu grubun nasıl kurulduğunun ve nasıl tanıştıklarının gerçek hikayesi.
¿ La obra, no? Es de cuando ellos empezaron, y de cómo se conocieron, y es una historia real, ¿ no es eso? Sí.
- Ne bu kot hikayesi?
¿ Qué cosa es eso de los pantalones?
Bunun bir hikayesi olmalı.
Tiene que haber una historia en eso.
Galiba yalancı çoban hikayesi gibiydim.
Supongo que soy como el chico que gritó lobo.
Duyma yetimizin gelişim hikayesi faaliyet halindeki önemli evrim örneklerindendir. Çünkü sudan karaya çıkan ilk hayvanlar yeni ortamlarında duyma ile ilgili büyük sorun yaşamış olmalılar.
La historia de cómo hemos desarrollado nuestra capacidad para escuchar es uno de los grandes ejemplos de la evolución en acción porque los primeros animales que se arrastraron fuera del agua sobre la tierra habrían tenido grandes dificultades para oír cualquier cosa
- Büyük Amerikan başarısı hikayesi.
La gran historia de éxito estadounidense.
İnsanların asla fark etmemesi gereken bu iki kız bu hikayenin, ölümüne bir aşk hikayesi olacağını henüz bilmiyorlardı.
Las dos chicas... que no pueden ser descubiertas por los humanos, aún no saben... que esta será un historia de amor de vida y muerte.
Hapishanenin "Batı Yakasının Hikayesi" projesinde ışıklandırmada çalıştım. Gerçek rakip çeteler kullandık.
Trabajé en la mesa de luces en la producción de Otisville de West Side Story, en la que utilizamos bandas rivales de verdad.
Bunun bir hikayesi vardır.
Debe haber toda una historia ahí.
Anlıyorsun değil mi, burası hakkında neden bu kadar çok hayalet hikayesi uydurduklarını?
Realmente puedes ver por qué este lugar engendró tantas historias de fantasmas, ¿ eh?
Havlu hikayesi mantıklı geliyor.
Creo que su historia de la toalla puede ser verdadera.
Her şey için bir hikayesi var.
Tiene una historia para todo.
Lütfen. O eski şapka hikayesi mi?
Por favor. ¿ Esa vieja historia?
Bunun göstermelik hikayesi ne?
¿ Cuál es nuestra tapadera para esto?
Hayatının hikayesi, değil mi Doktor?
La historia de su vida, ¿ eh, Doctor?
Anana'nın hikayesi doğru çıktı.
Así que, la coartada de Amana encaja.
Yarım milyar yıllık kararlı dönemin ardından Afrika topraklarının bu uzun hikayesi sona eriyor çünkü yüzeyin altında artık bütün kıtayı parçalamakla tehdit eden yıkıcı bir güç var. Gerçekleşmekte olan olaya ilişkin ipuçları bu olayın Serengeti'deki hayatta yaptığı dönüşümlerde görülebilir. Dr. Michael Anderson jeolojinin bu bölgedeki en önemli doğal hayat olayına nasıl etki ettiğini inceliyor.
Desde hace 500 millones de años, el planeta ha visto cambios extraordinarios... la creación de Pangea, y, 100 millones de años después, su destrucción violenta... pero los cratones de África han permanecido unidos... antiguos, estables y sólidos... hasta ahora... porque después de 500 millones de años de estabilidad,
Ama kesin olan bir şey var. Pangaea'nın parçalanışında olduğu gibi bu kıtanın sonu da bir yıkım hikayesi olmayacak.
Por lo tanto, por toda la larga, larga historia de África este es, en todo sentido, un continente que está en proceso de ser remodelado y renaciendo.
Daha ziyade Bölüm'ün sahte hikayesi gibi.
¿ División cubrió la historia?
Hikaye sessiz, namuslu, kanunlara uyan ilgisiz hukuk sisteminin kavramlarına sıkıştırılmak istenen masum bir adamın hikayesi.
La historia de un tranquilo, honorable, ciudadano respetuoso de la ley. atrapado entre las garras de un sistema judicial indiferente tratando de enjuiciar a un hombre inocente.
Her neyse, bu yeni Kimmie Boubier'in hikayesi.
De todas formas, esta es la historia de la nueva Kimmie Boubier.
- İlginç bir mesajmış. Ne hikayesi?
- Ese es un mensaje raro. ¿ Qué historias?
- Ne hikayesi?
- ¿ Qué historias?
- Hikayesi nedir?
- ¿ Cuál es su historia?
Şimdi geleceği aniden yayından kaldırılmış bir aile ve kendini toparlamaktan başka çaresi olmayan oğullarının hikayesi.
Ahora la historia de una familia cuyo futuro fue cancelada abruptamente y de un hijo que no tuvo más remedio que mantener la compostura.
Efsanevi Dövüşçü'nün efsanevi hikayesi. Nasıl ama?
La historia del Luchador Legendario.
"Sıradan bir adamın kahramanca hikayesi."
"Una historia heroica de un hombre ordinario".
Andrew'un e-posta hikayesi üzerinde anlaşmadık ama.
Y la historia del correo de Andrew no fue acordada.
Onların hikayesi sürekli gazete manşetiyken yırtılır ben de gazete okumam ama böylece benim de haberim olmuş olur.
Sus historias son sacadas de los titulares, y yo no leo los periódicos, así que de ahí saco mis noticias.
Hem Shakespeare'in, hem Dickens'in hem de Kardashian'ın hikayesi budur.
Es Shakesperiano, es Dickensiano, es Kardashiano.
Onların hikayesi çok zorlayıcı olacak.
Su historia se hace mas irresistible
Bu bir adamın hikayesi kim, hapiste 21 yıl geçirdi Sadece kaçmak için ve intikamını tam.
Es la historia de un hombre que pasó 21 años en prisión solo para escapar y llevar a cabo su venganza.
Bu kırık bir kalbin hikayesi.
Esa es la historia de un corazón roto.
Bunun kırık bir kalbin hikayesi olduğunu söylemiştin.
Dijiste que era la historia de un corazón roto?
Daha mutlu bir hikayesi olan var mı?
Y por el cometa. ¿ Alguno tiene una historia más feliz?
Ama... Bu kızın hikayesi o değil.
Excepto... que esa no es la historia de esta chica.
Kesinlikle bir hikayesi vardır.
Seguro que tiene una historia.
Emmanuel yargıca zarar vermek istediyse bile, ki istemedi zihinsel olarak bir örtbas hikayesi üretecek seviyede değil.
Incluso si Emmanuel quería herir al juez, lo cual no hizo, no es intelectualmente capaz de crear una elaborada historia encubridora.
O bir kocakarı hikayesi.
Es un cuento de viejas, hombre.
Sizin için nasıl bir intikam hikayesi hazırladı bilmiyorum ama oğlum bir hayal dünyasında yaşıyor. Yani, Prism Lounge, barmenlik...
No sé que tipo de venganza ha preparado él para ti, pero él vive en un mundo de fantasía.
Senin gibi bir oyuncağın konuştuğunu fark ederse hikayesi uzadıkça uzar.
Su cuento se extenderá cuando se entere de que usted es un peluche que habla.
Sürekli birbirlerine anlattıkları bir hayalet hikayesi.
Es una historia de fantasmas que se cuentan unos a otros.
d Bu bir aşk hikayesi
* Es una historia de amor *
Parazit, konak canlı hikayesi. Aynısı işte.
Bueno, ya sabes, parásito, acogida...
Hikayesi ne?
¿ Cuál es su historia?
Shaw'un hikayesi tamamen uydurmaydı. Ya kanıtlar?
La historia sobre Shaw era un completo montaje.
Onun Amerika ile ilişkisi o kadar çok pozitif ki bu odadaki herkesin anlatacak bir kendi hikayesi vardır.
Y su relación con Estados Unidos es tan abrumadoramente positiva que todos en esta habitación tienen su historia para contar.
Aslında hoş bir hikayesi var.
Es una historia verdaderamente simpática.
Afrika'nın bildiğimiz haline dönüşümünün hikayesi en ikonik bölgelerinden birinde başlıyor.
Livingstone vio repentinamente interrrumpido su avance por una visión extraña... una enorme cortina de bruma que se levantaba más adelante desde el río
Ama bir yıkım hikayesi anlatmıyoruz.
estos cristales se formaron a medida que la roca fundida se enfrió, y su tamaño nos cuenta qué tan rápidamente sucedió.
Bu, Afrika'nın doğuşunun hikayesi.
De modo que, lo que nos dice esto, en realidad, es que esta roca debe haberse enfriado muy rápidamente.