English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ H ] / Hollanda

Hollanda traducir español

1,213 traducción paralela
Daha önce Hollanda'ya gelmedin mi?
Nunca habian estado en Holanda?
Dolly Parton ile Burt Reynolds'ı tanıtmak istiyorum. Hollanda'dan ve gazetelerden gelenlere.
Quiero presentar a Dolly Parton y Burt Reynolds a las personas de Holanda y a los periodicos.
Bay Burt, Hollanda'ya hoşgeldiniz.
Sr Burt, bienvenido a Holanda.
Affedersiniz, Bay Burt, Hollanda paranız var mı?
Disculpe, Sr Burt, cuenta usted con dinero holandes?
Hollanda'ya geldiğiniz için çok teşekkürler.
Gracias por venir a Holanda.
Hollanda'nın birçok önemli gazetesi buradaydı.
habia muchos reporteros importantes de toda Holanda.
Muhteşem Hollanda eğlencesi. Çek grup ve Amerikan sarkıcılar.
Esto es buen entretenimiento holandes - una banda Checa con cantantes Americanos!
Hollanda Tüneline benziyor.
Parece el Tunel Holanda.
Hollanda'da karnınızı doyuracak kadar yemek ısmarlayamayacak bir ünlü.
Un famoso... Con eso en Holanda no se come.
5 adamım var şu an ve hepsi Hollanda'nın tesisat işlerini hallediyor.
Ya he colocado allí a cinco obreros muy especializados. Aquí cobran del paro.
Belki de Hollanda!
iHolanda quizás!
Hollanda'mı?
¿ Holanda?
Elmasların birkaç gün içinde Hollanda'ya gönderileceğini bile yeni öğrendi.
Acaba de descubrir que moverán los diamantes a Holanda.
Hoşuna gitmesi bir yana hatunun dili çözüldü ve patronu olacak kuyumcunun Hollanda'ya göndereceği elmasları ofiste nerede muhafaza ettiğini falan ne varsa anlattı.
No sólo eso, a ella le gusta, y me chismea cuándo el joyero va a enviar las piedras a Holanda y cómo las esconde en un cajoncito en la caja fuerte.
Bu, Havana. Diğerleri ise Hollanda tarafından Doğu Hindistan Kolonileri'nden ithal edilen garip bir sigara türü.
Este es un Savannah, y estos otros son puros de un tipo muy peculiar importados por los daneses de las colonias de las Indias Orientales.
Zelle Marguerite, Leydi MacLeod ve ayrıca Mata Hari olarak da bilinen, yabancı 7 Ağustos 1887, Hollanda doğumlu... 5 feet, 7 inç uzunluğunda,... okuma, yazması olan Protestan aileden gelen, bu kadın düşman güçlerine istihbarat yapmak ve cinayet işlemek için komplo kurmaktan casuslıkla suçlanıyor!
La mujer Zelle Margaretha, también conocida como Lady MacLeod, también conocida como Mata Hari, extranjera, nacida en Holanda, el 7 de agosto de 1876, 1,68 m de altura, capaz de leer y escribir, de padres protestantes, es acusada de espionaje e inteligencia con una potencia enemiga... y conspiración para cometer asesinato.
Raoul Hollanda'ya gidip bir kilo mal almam için 30 milyon teklif etti. Dönüşte kırışacaktık.
Me propuso... 30 millones por traer un kilo de Holanda ; y luego al 50 %.
Sık sık da Hollanda'ya gidiyorlar. - Evet.
Además van mucho a Holanda.
Eğer Hollanda'da, Almanya'da ya da İspanya'da olsaydı, kefaleti basıp dışarı çıkarıverirdik.
En Holanda, en Alemania, en España, pagas la fianza y sales.
Genelde Belçika, Hollanda ve Fransa'daki zengin Yahudiler yolcu vagonlarıyla getiriliyordu.
A menudo los judíos más ricos, de Bélgica, de Holanda, de Francia, llegaban en vagones de pasajeros, incluso muchas veces en pulmann,
Hollanda Antilleri'ne bağIı bir bankayız.
Somos una empresa de las Antillas holandesas.
Caribbean Bankası, Hollanda Antilleri.
Banco Caribeño Ilimitado, Antillas Holandesas.
Hollanda'nın kendi sorunları var.
Los Países Bajos tienen su propia cuota de problemas.
Hemen kos bir sise Hollanda cini kap getir gördüğün gibi Kaptan susamış.
Así que estés ahí parado, tráenos un buen licor, ya ves que eI Capitán tiene sed.
Denizaltı sahalarının konuşlandırıldığı beş ülke Norveç, Belçika, Hollanda, İspanya ve İngiltere...
Las bases de submarinos aludidas se hallan en cinco países : Noruega, Bélgica, los Países Bajos, España y el Reino Unido.
O halde Bunu Hollanda'dan, küçük bir hatıra olarak kabul edin.
- No puedo. Bien, entonces sólo como un recuerdo de Holanda.
Hayır, bu Hollanda'dan gelen ilk tren.
No, este es el primer tren de Holanda.
Belçika'ya, Hollanda'ya, İsveç'e gittim.
Voy a Bélgica, Holanda, Suecia.
Artık Hollanda diyebilirsin.
Puedes llamarlo Holanda, si quieres.
Belki bir Hollanda adetidir. "Evet" deyip bahçeye koşarak toprağı kazıyorlardır.
Tal vez sea una costumbre holandesa. Dicen "sí" y salen corriendo a cavar.
Celeste Hollanda'dan gelmiyor.
Celeste no es de Holanda.
Hayır, Hollanda-İrlanda.
No, holandés.
Winnen 81 ve 83'de. Böylece Hollanda geleneği sürdürülmüş oluyor.
Winnen en 81 y 83 para continuar la tradición holandesa.
- Hollanda. Güzel.
Bien.
Bir kamyon Hollanda tüneli girişine sıkışmış.
Un camión se quedó atascado en la entrada del túnel Holland.
- Sosu Hollanda'dan geldi.
- Es sauce hollandaise.
Din Bilimleri Fakültesi... kilise tarafından finanse ediliyor. Almanya yada Hollanda'daki gibi değil.
Como ve, la facultad de teología es completamente financiada por la arquidiócesis no como en Alemania o Holanda.
Hollanda'ca.
Es holandés.
Willem van Mandarine,... Paris'te, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg delegesiyim.
Willem van Mandarine, enviado especial de "La Gaceta de Holanda", aquí, en París.
Kendimi tanıtıyım : Willem van Mandarine,... Belçika, Hollanda ve Lüksemburg delegesiyim.
Willem van Mandarine, enviado especial de "La Gaceta de Holanda".
- Alman-Hollanda usulü kraker.
- Pretzels estilo holandés de Bavaria.
Ve Hollanda'ya geri dön!
Coge a tu niño y vuelve a Holanda.
İsveç, Hollanda, Norveç ve Batı Almanya'da standart kabul edildi.
Y ha sido aceptada como nuevo estándar en Suecia, Holanda, Noruega y Alemania Occidental.
İngiliz adam, Hollanda'da gizemli bir şekilde ölmüş.
súbdito inglés fallecido misteriosamente en Holanda.
Hollanda'da gizemli bir şekilde ölen İngiliz, oymuş.
Se trataba de su súbdito inglés fallecido misteriosamente en Holanda.
Hollanda'da ölmüş mü?
¿ Fallecido en Holanda?
Demek Lavington'ı kandırdın. Adamların onu Hollanda'ya kadar takip etti. Ve orada onu öldürdüler.
Así que decidiste ajustar las cuentas con Lavington y tu gente le siguió hasta Holanda y allí fue donde le mataron, ¿ no?
Gerçek Lavington, Hollanda'da öldürüldükten sonra, Lavington'ı oynaması için onu tuttu.
Gerthy hizo que este suplantara a Lavington después de que este fuera asesinado en Holanda.
1620'nin 15 Eylül'ünde, Anglikan kilisesindeki, bazıları Hollanda'da yaşayan ayrılıkçı grup üyeleri İngiltere'nin Plymouth şehrinden ayrıldılar.
El 15 de septiembre, 1620, los separatistas de la Iglesia de Inglaterra algunos viviendo en Holanda, dejaron Plymouth, Inglaterra.
- Bu Hollanda'dan lezzetli bir lager. - Dilencilerin beğenme şansı yoktur.
- Es cerveza añejada de Holanda.
Ve Hollanda'dan...
de Holanda, de otras partes - tampoco sabían eso.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]