Hoşuma gidiyor traducir español
3,808 traducción paralela
- Hoşuma gidiyor, aslında.
- Me gusta ello, en verdad.
Şanslısın ki yüz kılları hoşuma gidiyor.
Por suerte para ti me gustan las barbas.
Biliyorum, hoşuma gidiyor.
Lo sé. Me gusta.
İkinizi yakın görmek hoşuma gidiyor.
Es bonito verlos a los dos tan cercanos.
Benim hoşuma gidiyor.
Me gustan.
Olmalısın çünkü bunu parçalarına ayırmak hoşuma gidiyor.
Deberías, porque a mí gustaría desmantelarlo por partes.
- Bu resim hoşuma gidiyor.
- Me gusta esta imagen.
Hata gibi görünen işleri yapmak hoşuma gidiyor.
Me gustan las cosas que parecen errores.
Hayır, ortak noktalarımızın olması hoşuma gidiyor, ve aşırıya kaçalım demiyorum ama... kontrolsüz bir şeyler yapmak eğlenceli ola...
No, me gusta que tenemos eso en común, y no estoy diciendo que deberíamos ir por la borda. Es solo... que sería divertido tratar de lograrlo.
Bu duygu hoşuma gitmiyor. Ama bana kazandırdığı şey hoşuma gidiyor.
No me gusta como se siente
Bu gömlekler hoşuma gidiyor.
Es que... ya sabes, me gustan estas camisas.
- Hoşuma gidiyor!
¡ Me gusta!
Bunu yapmak hoşuma gidiyor ama sen hiç tatmin olmuyorsun!
Y disfruto cuidándote, ¡ pero no estás satisfecho!
Ve seni mutlu görmek hoşuma gidiyor.
Y quiero verte feliz.
- Hoşuma gidiyor ama.
- Pero me encantan.
İyi olduğumu iddia etmiyorum ama, hoşuma gidiyor işte.
No es como que pretenda ser el mejor, pero lo disfruto jodidamente, ¿ sabes?
Quinn, striptizci olman çok hoşuma gidiyor. Ama striptizci olmandan nefret ediyorum.
Quinn, amo el hecho que seas una desnudista, pero odio el hecho que seas una desnudista.
Bak, tekrar yakınlaşmamız benim hoşuma gidiyor.
Mira, me encanta que volvamos a tener relación.
Ama şu an çok hoşuma gidiyor.
Pero ahora mismo estoy disfrutando, así que...
Hayır, bana eşantiyon otel diş fırçası muamelesi yapılması hoşuma gidiyor.
No. Me encanta que me traten como a un cepillo de dientes de un hotel.
Ben ve arabamın bir şekilde birbirimizi bulduğumuzu düşünmek hoşuma gidiyor.
Es decir, me gusta creer que mi camioneta y yo nos encontramos el uno al otro.
Burada olman benim de hoşuma gidiyor.
Yo también me alegro de que estés aquí.
Beni hiç sevmeyeceğinizin farkındayım ama bazen bana ihtiyaç duymanız hoşuma gidiyor.
Se que nunca me amarás... Pero amo eso Que me necesites a veces.
Almak hoşuma gidiyor.
Me gusta comprarle cosas.
* Delilik ettiğimi * * Ama hoşuma gidiyor bu his *
- Loco - Pero se siente bien #
Hoşuma gidiyor.
Y me gusta.
- Üniversitede olmak hoşuma gidiyor.
Me gusta estar en la universidad.
Programım inanılmaz ama amigo olmayı seviyorum ve senden sadece birkaç saat uzakta olduğumu bilmek hoşuma gidiyor.
Mi horario es de locos, pero me encanta ser porrista y me gusta la idea de que nunca estoy a más de un par de horas de ti.
Senin de işini seviyor olman hoşuma gidiyor ve bu inanılmaz iş fırsatı için senin adına çok mutluyum, gerçekten.
Adoro que adores tu trabajo. Y estoy increíblemente emocionada por esta oportunidad laboral que tienes, en serio.
Yani, önümüzdeki birkaç ay boyunca yanında uyanmama fikri hoşuma gidiyor mu?
A ver, ¿ me gusta la idea de no despertarme cada día a tu lado durante varios meses?
Burada "seçildiğimde" deyişin çok hoşuma gidiyor şimdi.
Ahora, realmente estoy disfrutando tu uso del "cuando" aquí.
Benim hoşuma gidiyor.
Me gusta hacerlo.
Biraz hoşuma gidiyor, evet.
Un poquito, sí.
Gülümsemen... hoşuma gidiyor.
I. Compared with myself laugh. Or feel that can let you laugh will better.
İsteyen olmadı, kendi pisliğimde yaşamak hoşuma gidiyor.
Yo no se lo he pedido... Me gusta vivir con mis cosas mugrientas.
O kadar büyük olması hoşuma gidiyor.
Me gusta lo grande que es aquello.
Her zaman hedefi gözünden vurursun... Bu hoşuma gidiyor.
Siempre directo al grano... me gusta eso.
Kendine güvenin çok hoşuma gidiyor.
Me gusta que tengas tanta confianza en ti.
Siz ikiniz tartıştığınız zaman daha çok hoşuma gidiyor, tamam mı?
Me gustaba más cuando los dos estaban peleando, ¿ de acuerdo?
Burasının neden hindi gibi koktuğunu sormayacağım çünkü huzura erişmek için Şükran Günü'ne katılmak hoşuma gidiyor.
No voy a preguntar por qué huele aquí a pavo porque me gustaría disfrutar de Acción de Gracias el resto de mi vida.
Kazandığın zaman çok hoşuma gidiyor.
Me gusta demasiado cuando ganas.
Colin, söylemem gerek bu hoşuma gidiyor biraz.
Colin, tengo que decir que estoy de algún modo disfrutándolo.
Seninle zaman geçirmek gerçekten hoşuma gidiyor.
Me gusta mucho pasar tiempo contigo.
Çok hoşuma gidiyor ama bu oyunu sürdüremem.
¡ Tío! , esto no tiene precio, pero no puedo seguir. Aún te queda el fondo para la universidad.
Evet, pekala, hoşuma gidiyor.
Sí, de acuerdo, me gusta.
Önceden kestirilemeyen ve heyecanlı biri ve bu çok hoşuma gidiyor.
Es impredecible y excitante, ¡ y me encanta!
Eğlenip tekrar eskisi gibi olmaya çabalıyoruz, çok da güzel gidiyor yani hoşuma gitmiyor diyemem kesinlikle.
Es... es tentador. Y no puedo decir que no me encantó pero seguir así, no será suficiente.
Buraya tıkılıp kalmak hoşuma mı gidiyor zannediyorsun?
¿ Sabes lo que es estar aquí?
Her şeyi senin ödemen hoşuma mı gidiyor zannediyorsun?
¿ Crees que me gusta que lo pagues todo?
Pekala yaptığın şey hoşuma gidiyor.
Me gusta a dónde vas con eso.
Sizinle güneşin altında olmak hoşuma mı gidiyor sanki?
¿ Crees que me gusta estar aquí afuera con ustedes, con este puto calor?
gidiyorum 1257
gidiyor 253
gidiyorsun 93
gidiyor musun 364
gidiyoruz 1350
gidiyorum ben 24
gidiyorsunuz 20
gidiyor musunuz 95
gidiyorlar 124
gidiyor mu 22
gidiyor 253
gidiyorsun 93
gidiyor musun 364
gidiyoruz 1350
gidiyorum ben 24
gidiyorsunuz 20
gidiyor musunuz 95
gidiyorlar 124
gidiyor mu 22