English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ H ] / Hızlı

Hızlı traducir español

54,859 traducción paralela
Hadi! Daha hızlı!
- ¡ Más rápido!
Xiaoguang kendisine doğru koşmanı söylediğinde olabildiğince hızlı koş. Tamam mı?
Cuando Xiaoguang te pida que corras a él, corres tan rápido como puedas, ¿ sí?
Xiaoguang'a doğru hızlıca koş!
- ¡ Trata de llegar a Xiaoguang!
Daha hızlı Jones!
¡ Más rápido, Jones, más rápido!
- Bu, bir soru muydu? - "Yavaş pürüzsüz, pürüzsüz ise hızlıdır."
- Lento es suave, suave es rápido.
Gördüğüm herkesten hızlı hareket ediyordu.
Ella se movía con una velocidad jamás vista.
- Daha hızlı hareket etmeliyiz.
- Debemos actuar más rápido.
El, hızlı hareket ediyor.
La Mano está moviéndose rápido.
Biz daha hızlı olmalıyız.
Debemos ser más veloces.
Çok hızlılar ve izlerini örtmek için masumların kanını döküyorlar.
Se mueven rápido y cubren sus huellas con la sangre de gente inocente.
O kadar hızlı değil.
Bueno, no tan rápido.
Daha hızlı.
Rápidamente.
... Ben, Ben - - Koştum Koşabileceğim en hızlı şekilde koştum.
Yo, yo... corrí y corrí tan rápido como pude.
- Fazla hızlı.
- Es muy pronto. Bueno.
Daha hızlı koş!
¡ Más rápido!
- Hızlı teslimat yapabilir misin?
- ¿ Puede hacerlo urgente?
En hızlı büyüyen piyasa, radikal İslamcılar.
El mercado de mayor crecimiento es el de los extremistas musulmanes.
Hızlı!
¡ Rápido!
Hızlı bir tane.
Sólo una bebida.
Daha hızlı olman gerek Grey.
Debes estar más alerta, Grey.
Benim için hızlıca idrar örneği verebilmen mümkün mü sence?
¿ Cree que me podría dar un rápida... muestra de orina?
- Onu ilgilendiriyor. - Hızlıca halleder misiniz?
- Le concierne a ella - ¿ Pueden hacerlo rápido?
Çünkü hızlı gitmeliler.
¡ Porque tienen que moverse rápido!
Ayrıca birden fazla hedefi hızlı ve etkili bir şekilde yok edebilir,
También puede destruir múltiples objetivos con rapidez y eficacia.
Birisi rüzgar kadar hızlı hareket eden birini içeren bir video yüklediğinde,
Alguien publicó un video que contiene a uno que se mueve tan rápido como el viento.
Daha hızlı!
¡ Más rápido!
Sonra DJ'im var Bir kurşundan daha hızlı plak çevirir
# Y también está mi DJ Que pasa música más rápido que una bala #
Patenli disko Amerika'da en hızlı gelişen spor Bay Wheels.
El roller disco es el deporte que crece más rápido en el país, señor Wheels.
- Hızlı yürü.
- Apresúrate.
Dom, onun arabası adanın en hızlı arabası.
Dom, su auto es el más veloz de la isla.
Hızlı olacak.
Será veloz.
Beyler, Cipher'ı bulmanın en hızlı yolu Toretto'dan geçiyor.
La forma más rápida de encontrarla es a través de Toretto.
Bay Hiç Kimse Dom'u yakalama şansımızın olabilmesi için çok hızlı olmamız gerektiğini söyledi.
El Sr. Don Nadie dijo que si queremos atrapar a Dom tendremos que ser muy rápidos.
Daha hızlı, daha hızlı!
¡ Más rápido!
Hızlı ol Roman.
¡ Rápido, Roman!
Hayat çok hızlı geçer.
La vida pasa muy rápido.
- Daha hızlı!
Más rápido.
Hepiniz hareket edin! Hızlı olun!
Moveos, todos. ¡ Deprisa!
Daha hızlı çalışın.
Trabaje más rápido.
Duruma sadece barut yapımı olarak bakıldığında bu çok hızlı ve önemli bir başarıydı.
Bueno, visto desde el puro punto de vista de hacer pólvora muy rápida, fue un éxito salvaje.
Isı çok hızlı yükseliyor.
La temperatura está subiendo rápidamente.
Düşündüğünden daha hızlı olabilir.
Podría ser más pronto de lo que cree...
Olabildiğin kadar hızlı ol... Seni seviyorum.
Tan rápido como puedas... te amo.
- Fesatçılık, delilleri karartma, adi hırsızlık...
- Daños en propiedad ajena manipulación de pruebas, hurto...
Artık şifreleri unutmayı birden fazla olan kimlikleri, kimlik hırsızlığını dert etmek yok.
No más olvidar tu contraseña, múltiples identidades, robo de identidad.
Hızlı tur.
Ronda rápida.
Uyuşturucu, hırsızlık, dolandırıcılık.
Drogas, robo, fraude.
Jon Kilpatrick, nitelikli hırsızlıktan beş yıl.
Jon Kilpatrick, 5 años por hurto mayor.
Bu sana hırsızlık yapmamayı öğretir değil mi?
Eso te enseñará a no robar, ¿ verdad?
Delilik, vahşet, hırsızlık ve çok daha kötü hikâyeler var.
Historias de locura, salvajismo, hurto y cosas peores.
Hırsızlık yapıyorlar, sürekli uyuşturucu kullanıyorlar.
Se roban las cosas y están drogados todo el tiempo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]