English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ I ] / Ikız

Ikız traducir español

41 traducción paralela
Mr. Heck, ikızınızla konuşmak zaruriyetindeyim, ama bana sessizlikle yanıt veriyor.
Sr. Heck, es imperativo que hable con su hija, pero ella no quiere hablarme.
Dinle şunu : "Ikırcık mıkırcık, kız saçların kıvırcık, sana dedim sen çık"
¿ No oyes "Bejín de Bejín, Gotas de Lluvia"?
Ama siz çocuklar bundan hoşlanırsınız, öyle değil mi? Si.ik bir hayvanat bahçesine ziyaretten?
Pero a vosotros, chicos, os gusta el zoológico.
İk olarak, kasabalardaki çocuklarımız hip-hop yapmaya başladılar..
Primero, nuestros hijos ahora bailan hip-hop.
Eğer onlar sonra kabul ederse, Tanrı bilir İkız ve erkek kardeşler....
¿ Qué estás diciendo, mamá?
Ikınmaya ne diyorsanız.
¿ Eso que se dice por impeler?
Ikınacak durumda değilsin ve bebek hala tehlikede o yüzden sezaryen yapmamız gerekecek.
Mira, no estás en condiciones de comenzar a pujar... y el bebé aún está con stress. Tendremos que proceder con una cesárea.
Ama ne de olsa bir kalp krizi geçirdi, bundan dolayı bir takım tahliller yapmalıyız, - onu bir ya da ik gün burada tutmalıyız, ama endişelenilecek bir durum yok.
Sin embargo, sufrió un ataque cardíaco leve, así que vamos a hacerle algunas pruebas y dejarlo aquí durante un día o dos, pero nada de lo que haya que preocuparse.
Bizim IK'da hiç bir kız çalışmıyor ki.
No tenemos chicas en esa oficina.
Ikınması için zorlayamaz mıyız?
¿ No podemos obligarla a que puje?
Dr. Bailey, arkanızı dönmenizi istiyorum. Ikınmalısınız.
Necesito que te recuestes sobre tu espalda y que pujes.
İk yılımızı Corthell le harcadık.
¡ Perdimos dos años solo con Corthel!
Ikınması gerek, yoksa yapamayız.
Si no puja, es un gran problema
Ikınmak zorundasınız.
Tiene que empujar con toda su fuerza.
Birisi seni seviyor. Bu yüzden burada oturup bunu tartışmayacağız. Ikın dediğimde, ıkınacaksın, tamam mı?
Alguien te ama, por lo cual, no nos quedaremos aquí a discutir, cuando te digo que empujes, ¡ empuja!
Ikın, seni lanet olası. Kız mı erkek mi? Hayatlarda hikayeler gibi sona erer.
Empuja, demonios. ¿ Es un niño o una niña? La vida termina como los cuentos.
Danışmanlık hizmetini de burada alacaksın çünkü tüm İK elemanlarımız sertifikalı danışmanlar.
Y harás las sesiones aquí mismo, porque nuestros encargados de RRHH son todos consejeros certificados.
- İkınmalısınız, leydim.
- ¡ Nadie morirá! Debe pujar, mi señora.
- Şöyle yapacağız. İK'dan Eric'in yanına gideceksiniz.
Se tomarán un receso, e irán a ver a Eric en Recursos Humanos
Ik Hyeon, belki de duymuşsundur. Denetleme bölümünde aramızdan birini feda etmek zorundayız.
Ik-hyun, como puedes haber oído por ahí... uno de nuestro Cuerpo de Inspección debe tener la soga en el cuello.
Ben Choi Ik Hyeon, yeni ortağınız.
Soy Choi Ik-hyun, su nuevo socio.
Bay Choi Ik Hyeon. Konuşmamız gereken bir mesele var.
Señor Choi... tenemos que hablar.
Şimdiye kadar İK'da hiç güzel kız görmemiştim.
Nunca vi una chica linda en Recursos Humanos.
Ikındı, bağırdı ve kızını kucağına aldı.
Ella empujó, gritó y dio a luz a su hija.
İK ile artık iş yapmayacağız.
Dice que no tiene negocios con Recursos Humanos.
Pekâlâ, bu sabah erken gelmem gerekiyordu,... ama İK çalışanlarınız aradı ve iptal ettiler ; Daha sonra beni tekrar aradılar ve "Şimdi gel" dediler.
De acuerdo, se suponía que iba a llegar temprano hoy pero su gente de recursos humanos llamaron y cancelaron y después volvieron a llamar diciendo, "venga en este momento".
Ikınacağız, tamam mı?
Vamos a empujar, ¿ de acuerdo?
Başarısız olmadığımıza emin olmak için elinden geleni yapmalısın. Yoksa ik kurşunu yiyecek olan sensin.
Mejor que hagas todo lo que esté en tu mano para asegurarte de que no fallemos, o te llevarás la primera bala.
Yoksullara yardım konusundaki namınız sizden önde geliyor. Ikın!
Su reputación por ayudar a los necesitados le precede.
Tekrar ediyorum. Ana şirketimizin yeni İK sözcüsünün karşısındayız.
De nuevo, este es el nuevo representante de recursos humanos de la compañía.
İK sürekli haberdar ve birbirimize attığımız bütün e-postaları okuyorlar.
Recursos Humanos es informada a diario y recibe copia de nuestros correos electrónicos.
Sanırım şu İK formunu doldurmalıyız.
Oh. Así que supongo que deberíamos firmar ese formulario HR.
Bunun için İK ile konuşmanız gerekecek.
- Tienes que hablar con recursos humanos.
Ikın Lou. Ikın. Aferin kızıma.
¡ Empuja, Lou, puja, buena niña!
Ik kez iki kere vurulduk. Ve bugün bir ajanımızı kaybettik.
Somos los primeros a los que da dos veces, y hoy hemos perdido un agente.
Ikınmaya devam et, kızım.
Sigue pujando, hija mía.
Çalışmamla ilgili bir probleminiz varsa bu meseleyi İK ile konuşmanız gerek.
Si no apruebas cómo trabajo, háblalo con recursos humanos.
İK'daki kız sabah haber verir.
La chica de RR. HH., puede comprobarlo por la mañana.
"Ik" ne demek, bilmiyorum ama aileniz hakkında bir şey öğrenmek istiyorsanız...
No entiendo qué significa "ac", pero si quieren saber sobre sus padres, ellos...
- Tamam mı? Ikınacağız.
Ahora vamos a pujar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]