Inanabiliyor musunuz traducir español
746 traducción paralela
Buna inanabiliyor musunuz, prens, korodaki tesadüfi arkadaşlarımdan biri hayatımı yönetmeye çalışıyor!
¿ Puede creérselo, Príncipe? ¡ una de mis ocasionales compañeras de coro pretende dirigir mi vida!
Ona bakın Shelley. Bu şirin alnın Frankenstein'ı yarattığına inanabiliyor musunuz?
Mírala, ¿ no te parece increíble que una cabeza tan bella ideara Frankenstein?
Buna inanabiliyor musunuz?
¿ Puede creerlo?
Stüdyo'nun bu havada kürk giymemizi istediğine inanabiliyor musunuz?
¡ Puedes creer que el Estudio requiere que usemos piel con este clima!
Tüm zamanını laboratuarda geçirdiğine inanabiliyor musunuz?
¿ Se da cuenta de lo que hemos tenido en el laboratorio todo este tiempo?
Buna inanabiliyor musunuz?
¿ Qué le parece?
Peder, inanabiliyor musunuz, bu Sean Thornton.
Padre... ¿ puede creerlo?
Bu okuldaki bazı öğretmenlerin ırkçı önyargıları olduğuna inanabiliyor musunuz?
¿ Sabe que algunos profesores tienen prejuicios raciales en sus clases, en este instituto?
Gemimde bundan bin şişe var, inanabiliyor musunuz?
¿ Creería que hay mil barriles de esto a bordo de mi nave?
Yüzümden kanlar boşalıyordu. Buna inanabiliyor musunuz?
¿ Te puedes creer que tenía la cara llena de sangre?
Buna inanabiliyor musunuz?
¿ No le parece increíble?
Ve inanabiliyor musunuz, aynı taşın altına tekrar bakıyor ve yine bayılıyor.
Y créanlo o no, vuelve a mirar bajo la roca y se desmaya otra vez.
Yani nasıl bir cennetteyim inanabiliyor musunuz?
Es como tocar el cielo con las manos.
Üzerinden sadece dört ay geçtiğine inanabiliyor musunuz?
¿ Será posible que han pasado sólo 4 meses?
Bu herife inanabiliyor musunuz?
Mira las mejillas de ese tipo
Bunu denediklerine inanabiliyor musunuz?
Increíble. Pasan un video falso.
Karateymiş. Bu adama inanabiliyor musunuz?
Karate. ¿ Puedes creer que este tipo?
Buna inanabiliyor musunuz?
¿ Pueden creerlo?
Buna inanabiliyor musunuz?
¿ Qué más se puede pedir?
Birinin buraya bebek getirdiğine inanabiliyor musunuz?
¿ Puede creer qué alguien trajo a un bebé aquí? .
Tanrım, inanabiliyor musunuz Bay Metzger?
¿ Viste al Sr. Metzger?
Buna inanabiliyor musunuz?
¿ Te lo puedes creer?
Dedikoduların Yeni Zelanda'ya kadar ulaştığına inanabiliyor musunuz?
- Los rumores ya están en Nueva Zelanda.
Bugünlerde canı polis öldürmek isteyen varsa harika bir bahanesi oldu işte. Buna inanabiliyor musunuz?
Es la excusa perfecta para matar a un policía.
Buna inanabiliyor musunuz?
¿ Usted cree?
Buna inanabiliyor musunuz?
¿ Puedes creer eso?
Buna inanabiliyor musunuz?
- ¿ Pueden creer eso?
- İtalya'nın donduğuna inanabiliyor musunuz?
- Pensar que en Italia hace frío.
- Öyle mi? İnanabiliyor musunuz?
- no es tan frecuente.
Samson'ın gücünün saçında olduğuna inanabiliyor musunuz?
¿ No es increíble que la fuerza de Sansón estuviera en su pelo?
İnanabiliyor musunuz?
Es increíble.
Buna inanabiliyor musunuz?
¿ Te das cuenta?
İnanabiliyor musunuz?
¿ Pueden creerlo?
- İnanabiliyor musunuz?
- ¿ Usted se lo cree? - Ni por un segundo.
İnanabiliyor musunuz?
¿ Quién lo iba a decir?
İnanabiliyor musunuz, restoran yok, telefon yok, benzin yok... Ne biçim bir yer burası? Söylesenize, köy uzak mı?
No hay restaurante, no hay teléfono, no hay gasolina. ¿ Está el pueblo lejos?
İnanabiliyor musunuz, bizzat kendisi Sofya Semyonovna'ya 100 rublelik banknotu kendi elleriyle verdi.
Imagínense, que él mismo, con sus propias manos... dio ese billete de cien rublos a Sofia Semiónovna.
İnanabiliyor musunuz? Kahrolası tilki döndü ve önde giden tazıya saldırdı.
Entonces la zorra rojiza se giró y se puso cerca del sabueso líder.
İnanabiliyor musunuz, öğrendiğimde intihar etmeye kalkmıştım. Olamaz!
Cuando me enteré, traté de suicidarme.
İnanabiliyor musunuz?
¿ Creéis que era él?
İnanabiliyor musunuz?
¿ No es increíble?
İnanabiliyor musunuz?
¿ Se da cuenta?
Sırılsıklam olmuş. İnanabiliyor musunuz?
Está totalmente empapada. ¿ Puede creerlo?
İnanabiliyor musunuz ki, reddeti benim karım olmayı.
No quiere ser mi esposa.
- İnanabiliyor musunuz?
¡ No hay razón para reír!
- Bakın! İnanabiliyor musunuz?
- Miren esto. ¿ Pueden creerlo?
İnanabiliyor musunuz?
Claro. ¿ Pueden creerlo?
Beni çok etkiledi. İnanabiliyor musunuz?
- Me ha impresionado. ¿ Lo has sentido?
İnanabiliyor musunuz?
¿ Lo crees?
Tanrım, sana minnettarız... İnanabiliyor musunuz, yağmur yağıyor?
iEstä lloviendo!
İnanabiliyor musunuz Bayan Henya... Auschwitz'den canlı çıkmış.
Podría creerlo, Sra. Henya... salir de Auschwitz vivo?