English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ I ] / Istemedim

Istemedim traducir español

19,909 traducción paralela
- Affet beni, öyle demek istemedim.
Perdona. No iba en serio.
- Bunların bir parçası olmayı hiç istemedim.
Nunca quise formar parte de esto.
Sana sinirlenmek istemedim.
No quería enojarme contigo.
Asla senden bir tanığa baskı yapmanı istemedim!
¡ Nunca pedí que coaccionaras a un testigo!
Sana aşık oldum, bu yüzden seni olduğun kişiden dolayı yargılamak istemedim.
Me enamoré de ti, así que no quiero juzgarte más por lo que eres.
Kendim de gidebilirdim ama bir şekilde acaba ben de... Risk yüzünden gitmek istemedim.
Y no puedo evitar preguntarme si... de cierta manera, lo hice por el riesgo.
Üzgünüm, sizi korkutmak istemedim.
Lo siento, no fue mi intención asustarte.
Yemin ederim Benny'i ben vurmak istemedim.
Juro que no he disparado hasta el show de Benny.
Ben bunu istemedim.
Yo no lo pedí.
- Bunu ben istemedim.
- Yo no pedí eso.
Kusura bakma, amatörce davranmak istemedim.
Lo siento, no me refiero a ser poco profesional, pero... Somos colegas.
Ondan dünyaları istemedim, biraz çaba gösterse yeterdi ama muhtemelen artık çok geç.
Sólo quería ver un poco de esfuerzo, y es probable que sea demasiado tarde.
Veda etmeden gitmek istemedim.
Y yo no quería irse sin decir adiós.
Düşünmek istemedim.
No quería.
Ucu sana dokunsun istemedim.
No quería que te afectara.
Çocuğun yanında konuyu açmak istemedim ama şu şarkı "Woman Like You".
Quería decírtelo a solas. Pero "Woman Like You"...
- Dinleyin, Komiser, ben... Ben sadece şey olsun istemedim...
Escuche, teniente, yo no quería...
Ben... Sen şu iş teklifini almışken sorun olmak istemedim.
No quería ser un problema cuando tienes esta oferta de trabajo.
İnsanlar, onun Bölge Savcı Yardımcısı Gray'in arkasından konuştuğunu bilsin istemedim.
No quería que la gente supiera que estaba hablando DDA gris detrás de su espalda.
Ama Bölge Savcı Yardımcısı Gray'le gönül ilişkisi, bu onun özel hayatıydı ve karısının öğrenmesini istemedim.
Pero el romance con DDA Gray, que era su vida personal, y yo no quería que su esposa de averiguarlo.
bu hikayeyi sırf kendisini kurtarmak için kullanıyorsa, seni boş yere üzmek istemedim... ki o bunu kesinlikle yapabilir.
II no quería... no quería molestarte si ella es sólo el uso de esta...... esta historia para salvar a sí misma, la cual ella es 100 % capaz de hacer.
Hayır, öyle demek istemedim.
No, no me refería a eso.
Senin kişisel çete elemanlarından biri olacak kadar alçalmak istemedim.
No esperaba ser su matón personal.
Benden utanmanızı istemedim sizin.
No quería que ustedes se avergonzaran de mí.
Kusura bakma, korkutmak istemedim.
Lo siento, no quise asustarte.
- Ben demek istemedim...
- No quise decir...
Hey, saygısızlık etmek istemedim, kötüyüm adamım.
Oye, no quise ser irrespetuoso, sólo quiero mantenerme.
Paranı istemedim ki.
No te pedí dinero.
Sizi de bulaştırmak istemedim.
No quería involucrarlo.
Öyle demek istemedim.
Eso no es lo que quería decir.
Karımın yanında söylemek istemedim.
Yo no quiero decir nada delante de mi esposa.
Seni üzmek istemedim.
No quiero hacerte molesto.
Tam da bu yüzden tahmin etmek istemedim.
Por eso no quería adivinar.
Pasta hakkında bir şey söylememiştim çünkü Dennis'in farklı bir anlam çıkarmasını istemedim.
No dije nada del pastel porque no quería que Dennis hiciera un escándalo.
Yaralandığını görmek istemedim, hepsi o.
No quiere verte lastimado, eso es todo.
- Sormak istemedim.
Ni quiero saberlo.
Asla seni incitmek istemedim, Angie.
Nunca quise hacerte daño, Angie, ¿ de acuerdo?
Senden özür istemedim.
No te pido una disculpa.
Onu demek istemedim.
No me refería a eso.
Ona inanmak istemedim.
No quería creerle.
- Ne oldu? Senden yardım falan istemedim.
No te pedí tu ayuda, ¿ de acuerdo?
Akıl hocan olmayı da istemedim.
Definitivamente no pedí ser tu mentor.
Yarışa gelmesini ben istemedim.
No le dije que fuera a esa carrera.
Bunu ben istemedim.
Yo no lo elegí.
Washington'da yeni dostlar edinme fırsatını kaçırmak istemedim.
- No quería perder la ocasión de hacer nuevos amigos en Washington.
Büyük ve... biraz da uzunsun. Aç gitmeni istemedim.
Grande de alto, no de... bueno, es que no quiero que pases hambre.
İyi şanslar demeden gitmek istemedim.
No quería irme sin desearle buena suerte.
Beni kisisel seyler yaparken gormelerini istemedim.
No querían verme hacer cosas personales.
Çünkü çok şey yaşadın ve seni üzmek istemedim.
Porque estás pasando por mucho, y no quería darte un disgusto.
Ben sadece... şey yapmak istemedim...
Sólo...
Rahatsız etmek istemedim.
No quise molestarte. No.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]