Japon traducir español
5,253 traducción paralela
- Bu yaptığımız kadim Japon savaş sanatı.
Es un antiguo arte de batalla japonés.
Japon turşuları.
Son pepinillos japoneses.
5 dolarlık, 60 paket japon eriştesi alabilir.
Podría comprar unos... 60 sobres de pasta por 5 pavos.
Artık bir Japon zıpkın gemisini komuta edebileceğime eminim.
Pero me siento capaz de dirigir un barco arponero japonés.
Ağır Japon ateşi altındaki açık araziyi geçip müfrezesinden üç yaralı askeri kurtarmış.
Cruzó campo a través bajo un fuerte bombardeo japonés para rescatar a tres miembros heridos de su pelotón.
Türk ve Japon toplumlarında insanları banyo yapmaya teşvik ederler..
Las sociedades en Japón y Turquía, fomentaban bañarse en público.
Stan, bence bu annen için iyi olabilir. "Dom ve Brian üstü açık arbaları sürüyordu " ve Japon adamları vuruyorlardı.
Stan, pienso que esto quizás sea bueno para tu madre. "Dom y Brian conducen unos descapotables molones y disparan con alucinantes pistolas a esos locos japoneses".
Peki yaşamları bu anlaşmaya bağlı Japon çalışanlarına ne dememizi bekliyorsun?
¿ Qué le debiéramos decir al trabajador japonés cuyo sustento depende de este tipo de comercio?
Benim Japon balığım.
Mi pez de colores.
Japon kültüründe bereket verdiğine inanılan Maneki-Nero figürü. Bana noel hediyesiydiler.
Es un maneki-neko, un amuleto de la suerte japonés
Hükümet tarafından yapılan Japon toplama kampları.
Contratado por el Gobierno... para los campos de concentración japoneses-americanos.
Dr. Sattler'ın uzun ayini sırasında radikal protestocular Nijeryadaki petrol alanlarını kundakladılar ve Japon S.U.V fabrikalarını bombaladılar bu sırada 3 masum insan öldü.
¿ Entre la larga letanía de protestas radicales están el incendio provocado de un campo petrolífero nigeriano y el bombardeo de una fábrica de coches japonesa, en el que murieron tres hombres inocentes.
Shil Ba, Eye Candy'nin Japon piyasasına girebileceğini söyledi.
Vino Shiva y dijo que Eye Candy podría entrar al mercado japonés.
Eye Candy'nin rengi ve müziğiyle Japon piyasasına uyacağına inanıyoruz.
Confiamos en que el sonido de Eye Candy y la personalidad de sus miembros... serán muy populares en el mercado japonés.
Yas kıyafetleri giyen ve Japon erkekleri önünde gözyaşlarını gösteren bir kadın Joson Valisinin önünde Japon milli marşı okuyan şarkıcı Lara nasıl oldu gerçekten bilmek isterim.
Tú, quien estaba vestida de luto... y derramando lágrimas frente a los japoneses... ¿ cómo te convertiste en la Lala que cantó... el himno japonés para el Gobernador General? Realmente tenía curiosidad por eso.
Sirk elemanlarımdan hiç biri yaralı Japon itleri tedavi etmeye gitmeyecek!
Nadie de nuestro circo irá a cuidar a ningún soldado japonés.
Evet, komünistler ordumuzu Japon işgalcilere karşı engelliyor.
Sí, los comunistas debilitan a nuestro ejército en favor de los invasores japoneses.
Keşke konuşacak daha çok zamanımız olsaydı. Ama maalesef Japon işgalcilere karşı savunmam gereken bir ülke var.
Quisiera tener más tiempo para hablar, pero lamentablemente, tengo un país que defender de la invasión japonesa.
Şu ana kadar, adını Fransa'daki bir yüzme havuzundan alan Hintli bir çocuğumuz var ve içi hayvanlarla dolu Japon bir gemi Kanada'ya doğru yol alıyor.
Hasta ahora, tenemos a un chico indio llamado como una piscina y a un barco japonés lleno de animales dirigiéndose a Canadá.
Bu nedenle Japon gemi firması benimle görüşmesi için iki memurunu Meksika'ya, yattığım hastaneye gönderdi.
La empresa de transporte japonesa envió a dos hombres a hablar conmigo al hospital mexicano donde estaba recuperándome.
Japon kargo gemisi Pasifik'te battığı için buraya geldik.
Estamos aquí porque un buque de carga japonés se hundió en el Pacífico.
Şu an piyasadaki Japon arabaları içinde favorin hangisi?
De todos los autos importados japoneses qué están en el mercado hoy, ¿ cuál prefieres?
Onlar Japon tariflerine göre yapılmış Amerikan ürünleri.
Son hechas por estadounidenses basados en una receta japonesa. ¡ Oye!
Yapabileceğin birkaç Japon gelenekleri yok mu?
Quiero decir, ¿ no hay algún tipo de cosa tradicional japonés que puedes hacer?
Hamile kaldığında, hep seksi kalacak. Çünkü Japon kadınları her şeyi karınlarında taşıyorlar.
Y cuando ella queda embarazada, ella se va a quedar caliente, porque las mujeres japonesas llevan todo en sus vientres.
Bir Japon restoranındayız.
Estamos en un restaurante japonés.
Bir samuray, efendisini yenilgiye veya ihanete uğratırsa... Japon toplumunun geneli içinde en büyük utancı yaşar.
Si un samurái pierde a su amo, o le falla, sufre la mayor vergüenza de toda la sociedad japonesa... a cascala
Görev ve adaleti ölüm korkularının önüne koyan... 47 Ronin'in anısı Japon kültürünün en büyük onur ve sadakat örneklerinden biri olarak yüzyıllar boyunca sürmüş.
El recuerdo de los 47 Ronin, que antepusieron el deber y la justicia al miedo a morir, ha persistido a lo largo de los siglos como uno de los mayores ejemplos de honor y lealtad de la cultura japonesa.
Japon askerleri. Japon askerleri.
 ¡ Soldados japoneses!
Japon mafyası Yakuza.
- La mafia japonesa. Los Yakuza.
Japon değilsin.
No eres japonés.
Japon kılıcı için iki el lazım.
Las espadas japonesas requieren las dos manos.
Kurbanımız, 20'li yaşlarının başında olan Japon bir erkek. Evet Peter?
La victima es un hombre japones de unos 20 años...
Sushi yiyip karaoke yapan piç bir Japon yüzünden tatilimden mi vazgeçeyim?
Renuncio a mis vacaciones para algunos asesinados Jap, kamikaze, sushi-comer, karaoke bastardo?
Japon askeri inzibatı Yip ailesinin malikanesine el koydu.
La Policía Militar Japonesa se apoderó de la mansión de la familia Yip.
Japon pirincine gelince tadına bir türlü alışamadım.
En cuanto al arroz japonés no puedo acostumbrarme a comerlo.
Cehenneme gidin Japon piçleri!
¡ Váyanse al infierno japos bastardos!
Ama Sun Yatsen bu Japon şeytanlara saldırmaya cesaret etmez.
Pero Sun Yatsen no se atreverá a atacar a estos demonios japoneses.
Deng Amca bir Japon hava saldırısında öldürüldü.
1938 El tío Deng fue asesinado en una ataque aéreo japonés.
- Japon kadınlar.
- Las Japonesas. - ¿ Perdón?
Ben Japon Amerikanım.
- Soy japonés - americano.
O güzel Japon şiltenin üzerine otur şöyle çünkü yanlış tavırı takınıyorsun.
Porque tienes la actitud equivocada ahora, amigo mío.
Yani hepinizde Japon arabaları mı var?
¿ Todos tienen autos japoneses?
Benimde Japon olduğunu sanıyor.
Cree que soy japonés.
- Japon yapıştırıcısı.
- Pegamento.
Ona, Japon tarzı karate, karate jujitsu öğrettim.
Lo entrené en karate, ju jitsu, estilo Japonés
Belki de şu Japon çocuklar gibidir.
A ver si es como los japoneses,
- O Japon çocuğu gördün mü?
- ¿ Has visto lo del chico japonés?
Hoşunuza giden Japon kadını mı yoksa?
¿ O les atrae Miss Japón?
Japon atasözü.
Proverbio japonés.
Biri Alman, öbürü de Japon.
Uno es alemán, otro japonés.