English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ J ] / Justicia

Justicia traducir español

13,486 traducción paralela
İnsanlar adalet istemiyor.
La gente no quiere justicia.
Ne pahasına olursa olsun, adalet.
Justicia a cualquier precio.
Bir yemin etmek, söz vermek istiyorum Jill Francis, Meredith Coble, Amanda Crowley ve Rebecca Bowman'ın hak ettiği adaleti sağlayana kadar durmayacağım.
Me gustaría dar mi palabra, hacer una promesa, que no pararé hasta que Jill Francis, Meredith Coble, Amanda Crowley, y Rebecca Bowman reciban la justicia que tan desesperadamente se merecen.
Federal Araştırma Bürosu'nda Özel ajanım. Tıp fakültesinden sonra bilim insanı ve bilim temelli dünyada adalet arayan biri olarak amacıma hizmet etmeyi vaad eden bu kariyeri seçtim.
Soy una agente especial de la Oficina Federal de Investigaciones una profesión que elegí luego de la escuela de medicina que prometió una oportunidad de promover mi objetivo como científica y como buscadora de justicia en un mundo basado en la ciencia.
Bu adalet için ne kadar ileri gidebileceğine bağlı.
Depende de hasta dónde estés dispuesto a llegar para que se haga justicia.
Resimler sana haksızlık yapıyor...
Las imágenes no te hacen justicia.
Gereğini yap.
Hazles justicia.
Kulak verelim ki hak sular gibi... ve adalet kuvvetli ırmak gibi aksın.
Dejemos que la justicia fluya como un río, con la honradez de una corriente que nunca falla.
Ve teşekkürler Rahip Ott, misafirperverliğiniz ve... sosyal adalet konulu coşkulu vaazınız için.
Y gracias a usted, reverendo Ott, por su hospitalidad y por ese estimulante sermón sobre justicia social.
Adalet sisteminden bahsediyorduk...
Estábamos hablando sobre el sistema de justicia,
Amerika Birleşik Devletleri bayrağına ve o bayrağın simgelediği cumhuriyete bağlılık ve herkes için özgürlük ve adaletle Tanrının gözetiminde bölünmez tek millet için and içerim.
Juro lealtad a la bandera de los Estados Unidos de América y a la república que representa una nación bajo Dios, indivisible, con libertad y justicia para todos.
Aldığımız bilgilere göre bir kız babası olan ev sahibi Martin Parker'ın evine zorla giren üç kişiyi öldürmesi sonrasında mahalle sakinleri dehşete düştü.
Todo un vecindario está en shock porque un vecino y padre, Martin Parker hizo justicia por mano propia al dispararle y matar a tres intrusos.
5 gün içinde Bodmin Ağır Ceza Mahkemesi'nde Yargıç Lister tarafından yargılanacağım.
Estoy a ser juzgado por la Justicia Lister en el Bodmin lo penal en cinco días.
"... bir zamanlar kralın şilinlerini çalma suçundan sıvışan... "
" Una vez escapado de la justicia mediante la adopción de chelín del rey,
Yargıç Wentworth Lister olacak.
'Tis Justicia Wentworth Lister. - ¿ Oh?
Bugün, Birleşik Devletler temyiz mahkemesinden yargıç Robert H. Bork'u yargıtay başkanlığı için önerdiğimi açıklıyorum
El día de hoy anuncio mi intención... SALA DE PRENSA DE LA CASA BLANCA 1 ° DE JULIO DE 1987 de nominar al Juez de la Corte de apelación Robert H. Bork... para servir como Socio de la Justicia en la Suprema Corte.
sizlere Birleşik Devletler Yargıtay başkanı olarak Yargıç Clarence Thomas'ı aday göstereceğimi bildirmekten mutluluk duyarım.
Bien, estoy complacido en anunciar... que voy a nominar al Juez Clarence Thomas... para servir como socio de la justicia en la Suprema Corte de América.
Hey Ricki, Alliance For Justice'dan Nan.
Hola, Ricki, soy Nan, de Alianza Por Justicia.
Ve onun Yargıtay için uygun olup olmaması ile alakalı.
Y sobre si debe ser un socio de justicia en la Suprema Corte.
Birleşik Devletler Yüksek Mahkemesi, Yargıtay Başkanlığı için yapılacak oylama sonucu bekleniyor.
La pregunta es por la confirmación... de la nominación de Clarence Thomas, de Georgia, a ser un Socio de Justicia de nuestra Suprema Corte.
Georgia'dan Clarence Thomas'ın Birleşik Devletler Yüksek Mahkeme Yargıtay Başkanlığı, kabul edilmiştir.
La nominación de Clarence Thomas, de Georgia, a ser un Socio de la Justicia de nuestra Suprema Corte... está oficialmente confirmada.
Burada parayla adalet satılmaz.
Aquí no puedes librate de la justicia.
Axelrod'u kolluk kuvvetlerine rüşvet vermekle ve adaleti engellemeyle suçlamayı başarırsak Huzur Şehri'ne kavuşuruz o zaman.
Cuando tengamos a Axelrod por soborno de oficiales de las fuerzas policiales y obstrucción de justicia... Estamos bien asentados en Schaefer City.
Sunucu dedi ki "Bence çok güzel olmuş bu."
El reportero dijo : "Me gusta, ¿ le hará justicia?"
Güç adaleti sağlayabilir, yanlışları düzeltir, halkı kalkındırır.
El poder puede restaurar la justicia, corregir errores, levantar comunidades enteras.
Hayır Adalet yok, huzur yok
No No hay justicia, no hay paz
Adalet nerede?
¿ Dónde está la justicia?
- Otursana. Pariah'ta adalet yalnızca kör değil aynı zamanda çarpıktır.
En Pariah, la justicia no solo es ciega.
... rehinelerin güvende olması ve Arap gerillaların adalet önüne çıkması öncelik.
A los rehenes a salvo, y llevar a las guerrillas árabes ante la justicia.
O iyi ama çok da iyi değil, Çünkü halk adaletin yerini bulmasını istiyor.
Que ella esté bien, pero no tanto, porque el público espera que se haga justicia.
Bu adil yargıya aykırı.
Es contra la justicia natural.
Dean Hoggard ve Arthur Solomon... Adalet yerini buldu.
Dean Hoggard y Arthur Solomon, la justicia está servida.
Adaletin büyük eliyle tanışmış olurdu.
Todo el peso de la justicia caería sobre él.
Umarım önümüzdeki dört yıl boyunca sınırlarımıza barışı memleketimize barışı getirirsiniz.
Espero que en los próximos cuatro años, nos lleve a una época de paz en el extranjero y de justicia en casa.
Şimdi sen Quan Thang olayında adaleti Senatör McGovern için mi yoksa ölü arkadaşın için mi istiyorsun?
¿ Buscas justicia por Quan Thang, senador McGovern, o por tu amigo muerto?
Bu güzel yemek ve bu sevgili dostlar için minnettarız Tanrım. Charlotte'ın adaleti için durmaksızın çalışanlara da minnet duyuyoruz.
Gracias, Padre Nuestro por esta bendita comida y estos amigos tan queridos y gracias a todos los que están trabajando incansablemente para buscar justicia para Charlotte.
Adaletin yol göstericisi olacağım.
Seré un faro de la justicia.
Baştakilerle savaşacağız.
* Pelearemos por el poder de la justicia *
Adalet önemli bir şey. Ve işlediğim tüm suçlar cezasız kaldı.
La justicia es importante, y ninguno de mis crímenes han sido castigados.
İnanın, resimde göründüğünden daha güzel.
Créeme, esa foto no le hace justicia.
" Buraya altınlar için gelmedim.
"No vine por tu oro, vine para hacer justicia".
Kurban ve yakınlarının hakettiği adaleti sağlamak için... sanığınızın suçlu olduğunu... ... ispatlamalısınız.
Tenéis que probar que vuestro sospechoso es culpable para conseguir la justicia que la víctima y su familia merecen.
nasıl yapılması gerektiğini öğrenirseniz, bizim hatalarımıza düşmezsiniz ve... kurbanların ve ailelerin hak ettiği adalete ve sona ulaşırsınız.
Si aprendéis cómo hacerlo bien, podréis evitar nuestros errores y conseguir que se haga justicia y se ponga el fin que las víctimas y sus familiares merecen.
Kontrolü montrolü unut bu adaleti sağlamak için.
Olvida el control. Esto es sobre justicia.
Aileler hakettikleri adaleti alamayacaklar.
Esa familia no va a obtener justicia.
Adalet nerede?
¿ Por qué no hay justicia?
Yetkililerin eline fırsat veremem.
No puedo darle una cuña a la justicia, una forma de entrar.
Vernon Masters'in adalete teslim edilmesi gerek.
Vernon Masters debe ser llevado a la justicia.
- Sen kimin tarafındansın?
Del de la justicia.
11 Ocak 2000 İngiliz Temyiz Mahkemesi
ENERO 11 DEL 2000 CORTES REALES DE JUSTICIA
"Hatta seninle Trader Joe'nun otoparkında bile kavga ederim."
Incluso pelearé contigo en el estacionamiento del supermercado, pero buscaré justicia para mi niñita,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]