English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ J ] / Jöle

Jöle traducir español

884 traducción paralela
Jöle.
La jalea.
Bu jöle, yemeği kesinlikle taçlandıracak.
Con él la cena será todo un éxito.
Akşam yemeği için hazırladığım jöle yüzünden.
Es la jalea para la cena de esta noche.
Jöle mi?
¿ La jalea?
Özellikle jöle istemiştim.
Realmente quería la jalea.
Yemekte jöle yok... Ricky hapiste, bildiğim kadarıyla Gustave ölmek üzere... bu gece yeni kâhya lazım. Vance karısı bize geliyor.
No hay jalea para la cena, y Ricky en la cárcel y Gustave moribundo, por lo que sé, y un nuevo mayordomo, y esa mujer Vance viniendo.
Şu jöle torbasını şuraya koyun.
Ahora, pongan ese montón de gelatina ahí.
Bunu bir maymuna bile öğretebilirsin. Ve ben senin yerine bir maymunu ya da bir fareyi senin gibi bir jöle yığınına her zaman tercih ederim.
Se puede enseñar a un mono a hacer eso, y aceptaré a un mono aunque sea dipsómano o golpee a la mujer antes que a un blando como tú.
Süründüren jöle derdik bunlara.
Les llamábamos Goma Penetrante.
Jöle gibi delip geçtiğimi sandım.
Creí que lo había atravesado.
Parmaklarım jöle gibi.
Mis dedos son como gelatina.
- Zararsız, organik bir jöle.
Es inofensivo, orgánico, gelatina.
"Güldüğü zaman jöle kasesi gibi sallanan sevimli göbeğiyle."
"Y una panza redondeada que se agitaba al reir, como una tarro de mermelada."
Sorun nedir, jöle göbekli?
¿ Que no? ¿ Me lo vas a impedir tú?
Oturduğu zaman yeri göğü bir kase jöle gibi titretiyor!
Cuando se sienta, se sacude y tiembla como un flan en una mañana fría.
Yoo, jöle.
Jalea de conejito.
- Jöle. ( Bir tür ingiliz tatlısı )
- Jalea de conejito.
Jöle.
¿ Jalea de conejito?
Şey, dediler ki size ne zaman jöle getirilse siz hep tavuk istermişsiniz.
Dijeron que siempre pide pollo cuando le traen jalea.
Reçel ve jöle.
Jaleas y gelatinas.
Ve o da, "İşte al sana jöle." derdi.
y ella diria, "Aqui esta."
- Meyvalı jöle?
- Jalea.
Bilmiyorum, vücudu jöle gibiydi.
No lo sé. Su cuerpo es como una gelatina.
- Jöle! - Öyle.
- Gelatina.
Kirazlı yeşil jöle olacak.
Llevará helado verde con cerezas.
Orta pişmiş yumurtalı pastırma. Kahve, ekmek ve jöle alalım.
Huevos con bacon, café, una tostada, mermelada.
Biraz daha yanıcı jöle lazım.
Necesita más gel inflamable.
Evet, efendim, o şimide yapar ( dans ), o bir kase jöle gibi çalkalar.
Sí señores, baila y se mueve igual que un flan.
jöle kütlesine?
a esa masa gelatinosa?
Balığa benzer jöle.
no es una gelatina de pescado.
Fıstık ezmesi ve jöle.
Mantequilla de maní y jalea.
Bilirsin, jöle, ya da öyle bir şey.
Tú sabes, gelatina, o algo de eso.
Saçı tutmanın tek yolu jöle.
No aguantará si no te echo laca.
- Jöle istemem.
- No, paso de laca.
- Totoşlar jöle sürer.
- La laca es de maricones, ¿ no?
Ona bol bol jöle.
A este échale laca a porrillo.
- Jöle de hiç fena değil.
- Yo no como mucho.
Son yemeğinin jöle olmasını istemiyorum.
No quiero que su última comida sea gelatina.
1 400kg jöle mi?
¿ 1.500 kg de gelatina?
Ayrıca ancak Clouseau bana 1 400kg'luk jöle yollayacak kadar aptal olabilir.
Además, sólo Clouseau sería tan idiota como para enviarme 1.500 kg de gelatina.
Oraya giden kadar bekle bakalım, jöle gibi olacaksın içeride.
Ya verás cuando entres ahí. Te pondrás como un flan.
O halde külotuna jöle koy.
Pues ponte gelatina en los pantalones.
Eğer orada bırakırsan, onu kabartırsın ve bütün hafta boyunca jöle yemen gerekir.
Si lo dejas ahi, se te hace una ampolla y a comer gelatina toda la semana.
Oh! O dalak jöle gibiydi.
Ese hígado era idéntico al de el.
Bu da benzer bir jöle.
Así que la dejaron ahí.
"Bana artık jöle verme anne!" diyeceğim.
"iSe acabaron las natillas para mí, mamá!"
yediğimiz tek şey lapa... her gün yemekler değişsin diye dua eder dururuz... ama yine lapa koyarlar önümüze... hiç tane çıkmaz içinden, aramak boşuna... yalvarsak da, sızlansak da sonuç değişmez... ama düşlerimizi hiçbir şey engelleyemez... gözlerimizi kapatıp hayallere daldığımızda... yemekler, güzel yemekler... sıcak sosis ve hardal... biraz da keyiflenince... jöle ve muhallebi... sütlü tatlılar ve börekler acaba daha sonra ne yesek?
"Sólo gachas nos dan " Rezamos todos los días ¿ Nos cambiarán la minuta? " ¡ Pero siempre las mismas gachas!
- Davidovic ailesini Serdar Jole Sokak.
- A la familia Davidovic en la calle Serdar Jole.
Serdar Jole Sokak, no : 14.
Calle Serdar Jole 14.
Jell-O ( jöle )'ya dönüşmek üzere..
- Él está estresado.
Yole, masa örtüsü getir!
¡ Jole, tráeme un mantel!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]